Baş döndürücü bir haftayı geride bıraktık. Altınlar, para yardımları, alttan girip üstten çıktığınız yeni yollar, katlı kavşaklar, festivaller, metrolar, otobüsler, spor salonları, enerji üretim tesisleri, kreşler, kütüphaneler, tiyatrolar… Kendimi, Danıştay’ın ardından Yargıtay’ın başına da sınıf arkadaşını geçirdiği için zevkten dört köşe olan dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gibi hissettiğimi, ‘Kurban olduğum Allah verdikçe veriyor’ diye düşünürken fark ettim. Ben; vatandaş Ayla Çekiç, ne kadar da değerliymişim. Antalya; ne ulu, ne kudretli, ne yüce bir şehir imiş. Bu say say bitmeyen hizmetlerin hepsi benim rahatım, benim konforum, benim sıhhatim ve Antalya’nın geleceği içinmiş. Kim söylüyor bunları? 22 yıldır bu ülkeyi yöneten Recep Tayyip Erdoğan, 25 yıldır Antalya’da Belediye Başkanlığı yapan Muhittin Böcek, 15 yıldır Kepez Belediye Başkanı olan Hakan Tütüncü. Günaydın Beyler. Antalya’nın ve vatandaşın ‘temel ihtiyaçlarının’ (bakın lüks değil, temel ihtiyaç) farkına varıp çözüm üretme yarışına girmek için biraz geç kalmadınız mı? Çok geriye gitmeyelim, daha geçen hafta sular altında kaldı bu şehir. Bir vatandaşımız, şehrin göbeğinde, hani öyle plajda falan da değil, asfalt üstünde boğularak can verdi. Neredeydiniz siz o zamana kadar? Ben söyleyeyim; tüm imkanların emre amade olduğu çözüm ve hizmet üretme makamlarında, baş sorumlu olarak görevdeydiniz. Say say bitmeyen bu hizmet ve proje bolluğunun nedeni ne? Bir 5 yıl daha bu makamlarda oturmak. Hani hep deriz ya; ‘Millet uzaya çıktı biz hala yol, köprü derdindeyiz.’ E uzaya da çıktık. Alper Gezeravcı yeni döndü fezadan. Demek ki elin uzay gemisiyle gerdeğe girmenin pek bir faydası yokmuş. Bu, her seferinde aynı şeyi deneyip, farklı sonuçlar almayı beklemek gibi boş, amaçsız ve sonuçsuz bir kısır döngü değil mi? Bana sorunsuz bir ulaşım vaadinde bulunan kişilere bakın. Ülkenin Cumhurbaşkanı, şehrimin Büyükşehir Belediye Başkanı, Şehrimin hükümet destekli diğer bir Belediye Başkanı. Neymiş efendim; Antalya’ya 304 milyar Liralık yatırım yapmışlar. Neymiş efendim, Antalya’nın altın çağı başlıyormuş. Neymiş efendim, Azimle, gururla 5 yıl dahaymış. Bu altın, yakut, zümrüt bolluğu içindeki, satır aralarına gizlenmiş gerçeklere odaklanalım. Odaklanalım ki bana ve şehrime on yıllardır hizmet etmekten mesul Cumhurbaşkanı ve belediye başkanlarının başarılarını tüm çıplaklığı ile görelim. Sözde Antalya’nın Altın Çağı başlıyor. Bu bolluk, refah ve bereket döneminde vatandaşın en temel insanı ihtiyaçlarından biri olan barınma sorunu hala devam edecek olmalı ki yeni evlenen çiftlere bir yıl boyunca 5 bin TL kira yardımı yapılacak. Satınalma gücü düşmeye devam edecek, halk daha da fakirleşecek olmalı ki yeni ehliyet alacaklara bin beş yüz TL sınav ücreti desteği, 7 TL’ye kahvaltı, 50 TL’ye bir kap sıcak yemek verileceği müjdeleniyor. Geleceğe öyle umutla bakacağız ki yeni çocuk sahibi olan çiftlere, bebekleri için gıda, bez ve kıyafet yardımı yapılacak. Çocuğunuz dünya standartlarında, çok iyi bir eğitim alabilsin diye kırtasiye malzemesi, kalem, silgi, defter ya hu, bunlar için destek verilecek. Yetmedi mi? Halk Et, Halk Mama, Halk Süt, Can Suyu, Çeyiz Paketi, Halkın Bakkalı… Belediye Başkan Adaylarımızın Antalya’mız ve halkımız için düşündüğü, planladığı, üzerinden caka sattığı proje ve hizmetleri özetleyecek tek bir cümle var. Ayranı yok içmeye, atla gider sıçmaya. TÜTÜNCÜ’NÜN TOPLANTISINDAN NOTLAR Hakan Tütüncü’nün Nirvana Cosmopolitan Otel’de gerçekleşen ‘altın temalı’ Proje Tanıtım Toplantısına bizzat katıldım. -Tütüncü, yılların belediye başkanı olmasına rağmen kız isteme merasimindeki damat gibi heyecanlıydı. -Toplantının açılışını illüzyonistlerin yapmasını çok iddialı buldum. Tütüncü’nün siyasetin aslında yanılsama yoluyla göz boyama olduğu mesajını bu kadar açıktan ilan etmesini, ‘seçmenin aklıyla alay ediyor olsa gerek’ diye yorumladım. -Salon hınca hınç doldu, insan seli yaşandı, Tütüncü’den gövde gösterisi, denebilsin diye 1000 kişilik salona 2000 kişi davet edilmiş. (Bir başka illüzyon) -Konuşmasında sıklıkla Kepez’deki dönüşüme ve ilçeye kendi değimiyle ‘çağ atlatan’ hizmetlerine atıfta bulundu. Bu hizmet ve proje seline rağmen ilk sağanak yağışta Kepez’in sular altında kaldığını unuttu. -Sunumuna Ulaşım sorununu konuşarak başladı.Büyük Şehir Belediyelerinin 3 temel görevinden bahsetti. Ulaşım -Alt yapı- Nazım imar dır. Menderes Türel’in ilk başkanlık döneminde başlattığı (o dönem çözüm için 28 adet) söz verip unuttuğu kavşakları hatırlattı.3 dönem yaptığı Kepez Belediye Başkanlığının bir dönemini Türel ile birlikte yaptığını unuttu ,Türel’in yapmadıklarını yapacağını taahhüt etti. -Çevre Yollarının gerekliliğine değinmesi çok hoşuma gitti. Mevcut Hükümetin, yani kendi partisinin sorumluluğunda olan bir hizmetin henüz hayata geçirilmemiş olmasından dert yandı. -Turizm bakanı Ersoy ve Çavuşoğlu konuklar arasındaydı. Alanya oto yolu için Ersoy’a teşekkür etmesinin ardından Alanya’yı güzellikler yapacağını söylemesi dikkatimden kaçmadı. -Kankasını unutmadı ama. Organize Sanayi Bölgesi çalışanlarına toplu konut vaadinde bulundu. -Projelerinin salt kendine ve çevresine ait olmadığını, uzun uzun tartışılmış istişare edilmiş ,bilimsel bilginin,rasyonel düşüncenin ışığında kent dinamikleri ile ortak aklın yol göstericiliğinde kitaplaşmış olduğunu ifade etti. Bu yolda yürürken sevgi ve saygı dili ile bütün fikirleri açıkça istişare edeceğinden söz etti. -Tütüncü’nün tarikatlarla olan güçlü bağı herkesin malumudur. Projeleri arasında tarikatlara yönelik bir başlık, konuşmasında tarikatlara yönelik bir söylem yoktu. Tütüncü’nün tarikatları es geçmesi mümkün değildir. Sanırım bu sunumu daha küçük, daha kapalı gruplara yapacak. (Bir başka illüzyon)