Adeta mehter takımı havasında bir ileri iki geri şeklinde yoluna devam eden Antalyaspor, Kardemir Karabükspor karşısına mutlak galibiyet parolası ile çıktı. Öncelikle maç öncesi kadroları elime aldığımız zaman, kendi kendime ‘Leonardo doğru kadroyu bulmuş’ yorumunda bulundum.
Kalede Ferhat, savunmada Chico, Diego, Sakıb ve Celustka, orta alanda Harun ve Charles, hücum hattında Danilo, Maıcon, Deniz Kadah ve Eto’o…
Genç Harun’u bir kenara koyarsak, Maıcon hariç, geçtiğimiz sezonun kadrosu olduğunu görebiliyoruz.
Zaten başarının temel noktası da; birbirini tanıyan, birlikte oynamaya alışkın oyunculardan kurulu takımlardan geçer.
Sezon başından beri bu kadro sahaya çıkmış olsa, eminim şuan ligde çok daha farklı şeyleri konuşuyor olurduk.
Sanıyorum Leonardo da, artık anlamsız arayışlara girmez.
Oyuna gelecek olursak…
Antalyaspor maça çok daha istekli ve arzulu başladı. Maçın ilk yarısında attığı gol ve rakip kalede bulduğu pozisyonlar ne kadar istekli olduğunun göstergesiydi.
Girdiği pozisyonları değerlendirebilse, maçı ilk yarıda koparabilirdi de.
İkinci yarıda ise kalesinde baskı gören Antalyaspor, golü de görünce panikledi.
Allah’tan ki "Eto’o var" diyoruz.
Attığı muhteşem gol ile Antalyaspor’u öne geçirdi ve takıma 3 puanı getirmeyi başardı.
Eto’o istediği zaman oynuyor. Bu açık ve net…
En büyük eleştirim, deplasmanda farklı, içeride farklı performans sergiliyor olması olacaktır.
Ancak kendisini maça iyi hazırlayan, iyi konsantre olan Eto’o, her zaman takımını sırtlar.
Karabükspor karşısında da bunu gördük.
Adeta böylesine önemli bir maçı tek başına kazandırdı.
Hatta bana göre, başta Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk’e, yönetime, teknik heyete ve taraftara da şu mesajı verdi; Antalyaspor’a ben yeterim.
Leonardo anlamsız arayışlara girmez, formayı isme değil, hak edene verirse Antalyaspor doğru yola girer.
Ancak sadece ismi kalmış, sahada isteksiz, sadece gezinen oyuncuları oynatma zorunluluğu hissederse yine aynı yerimizde sayarız.