12 genç Mehmetçiğimiz, 6 Temmuz’da, Irak’ın kuzeyindeki bir mağarada metan gazı nedeniyle şehit olmuş. Bize öyle söylediler… Geçmişte sayısız mağaraya girdi Türk askeri, ama hiç biri metan gazından zehirlenmemişti. Orada neler oldu? Bilmiyoruz, çünkü bize doğruyu söylemiyorlar.
İki askerimiz, “aşırı su kaybından” şehit olmuş. Susuzluktan ölmek! Akıl alır bir gerekçe değil, ama bize öyle söylediler.
Gazetece İsmail Saymaz, işin doğrusunu anlamak için askerlerin sevk edildiği İskenderun Devlet Hastanesi'ne askerlerimizin neden öldüğünü sormuş. Hastane, gençlerin bütün organlarının ağır hasarlı olduğunu, bunun su kaybından olamayacağını açıklamış. Kanama düzeyi çok yüksek çıkmış ve hastanenin açıklamasına göre, bu kadar kanamayı ancak toksik bir madde yapabilirmiş. Yani askerlerimiz zehirlenmiş!
Bir başka askerimiz, “başına drone çarptığı için” hayatın kaybetmiş. Bir diğeri de kayalıklardan düşmüş!
Daha nasıl akıl dışı bahaneler uyduracaklar bilmiyorum ama bunlara inandığımızı gerçekten düşünüyorlar mı acaba?
*****
İnanmıyoruz… Çünkü bu senaryo bizim için çok tanıdık. Biz bu filmi, 2013-2015 yılları arasında gördük. O dönemde de şehit haberleri çoğu zaman “kaza”, “çatışma dışı ölüm” ya da “şüpheli durum” başlığı altında kamuoyuna sunulmuştu. Sonrasında gelen Hendek Olayları ve şehir savaşları, sürecin aslında ne kadar tehlikeli bir oyuna dönüştüğünü göstermişti.
Filmin adı “Açılım”, senaryosu Batılı emperyalist ülkeler tarafından yazılıyor, yerli ve yabancı oyuncular birlikte oynuyorlar.
Filmin bir sahnesinde üç-beş terörist, bir bidonda birkaç kalaşnikof tüfek yakıyor. Bize diyorlar ki, “Bak gördünüz mü, PKK silah bıraktı!”
Buna karşılık PKK’dan açıklama geliyor, “Talep ettiğimiz demokratikleşme adımları atılmazsa, mücadeleye devam edeceğiz” diyor PKK.
*****
Nedir bu demokratikleşme adımları? Bakalım…
- Anayasa değişecek, farklı kimlikler Anayasa’da yer alacak.
- Öcalan ve tutuklu PKK üyelerinin koşulları iyileştirilecek, iletişim ve çalışma hakları genişletilecek.
- Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgeleri için mali ve idari özerklik verilecek.
- Terörle Mücadele Kanunu başta olmak üzere infaz yasalarında düzenleme yapılacak.
- TBMM’de çözüm komisyonu kurulacak, DEM Parti çözüm sürecine liderlik edecek. (Hani tabanının ısrarla “katılma” demesine rağmen CHP’nin de katılmaya karar verdiği şu ünlü komisyon.)
Toplumdan gizlenen bir mutabakat masası var ve bu masada ne konuşulduğu meçhul. Fakat biraz tarih bilen ve olup biteni izleyen herkes, Sevr’in tekrar ısıtılıp masaya konulduğunu görüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: