Metal makineleriniz, Phaselis’te binlerce yıllık tarihi ezerek dolaşıyor.
Dünyanın başka hiç bir yerinde bulunmayan endemik bitkileri ezerek…
Altında tarih yatan toprağa beton dökerek…
Makinelerinizin çıkardığı o korkunç ses, çevredeki tüm hayvanların yaşam alanlarını kaybetmelerinin sinyali oluyor.
#####
Oysa siz de biliyorsunuz, Phaselis 1. derece SİT alanıdır. Bunun anlamının, bu bölgeye, bırakın beton binalar dikmeyi, çadır bile kurulamaz demek olduğunu…
Sadece betonun değil, onunla birlikte kullanacağınız demir, alüminyum, PVC gibi malzemelerin, tarihi ve ekolojik dokuya nasıl zarar vereceğini…
Biliyorsunuz… Ama umursamıyorsunuz. Gözünüzü para hırsı bürüdüğü için göremiyorsunuz.
#####
Bilmediklerinizi de ben anlatayım…
2700 yıldan beri orada Phaselis. Rodosluların kurduğu bu şehirden kimler gelip geçmedi ki!
Genlerini hala bedenlerimizde taşıdığımız Liykialılar, Pamphylialılar…
Zamannın en büyük imparatorluklarından olan Persler…
Avrupa’dan Asya’nın derinliklerine ve Afrika’ya uzanan dev bir imparatorluk kuran Makedenlor… Liderleri Büyük İskender’in bile ayak izleri var Phaselis’te. Bir kışı geçirdi İskender, bu masmavi koylara uzanan, sırtını dağlara vermiş cennet şehirde…
Sonra Romalılar geldi. Phaselis’i ziyaret eden İmparator Hadrianus da, sanırım buranın cennetten bir köşe olduğunu düşünmüştür. Bugün şehirde gördüğümüz kalıntıların bir bölümü, Hadrianus’un gelişi anısına dikilen anıtlardandır.
#####
Tarihe kocaman harflerle adını yazdıran bu büyük imparatorlukların hiç biri yok bugün. Efsane liderlerinin kemiklerinin yeri bile bilinmiyor. Ama adlarıyla birlikte, kurdukları kentleri, yaptıkları anıtları, heykelleri de insanlığa miras bıraktılar. Bize, hepimize…
Phaselis, insanlığın ortak doğal ve kültürel mirasıdır. Yani bizim, hepimizin…
İşte tam bu nedenle. çekin ellerinizi bizim olandan!
Yorumlar
Kalan Karakter: