İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin helikopter kazasının ölümünün ardından boşalan koltuğu için seçime gidiliyor. Seçime gidiliyor da, İran halkı sandığa gitmiyor. İran'da sandığa gidenlerin oranı, 1979'dan bu yana sürekli azalıyor. Mart 2024'te yapılan parlamento seçimlerine katılım, sadece yüzde 41 oldu. Neden? Yönetimin değişmesini istemelerine rağmen İran halkı, neden seçimleri önemsemiyor?
Bu sorunun yanıtı için, İran yönetim sistemini biraz tanımak gerek. İran'da Cumhurbaşkanı, en yetkili isim değil; onun üzerinde Dini Rehber var. Şu anda bu isim Hamaneyi. Yani ülkeyi asıl yöneten dini lider ve halkın onu seçme yetkisi yok. Dini Rehber, ülkenin yasama, yürütme ve yargısı üzerindeki tek hakim güç ve ömür boyu bu görevde bulunmak için atanıyor.
* * * * *
Seçim sistemi, ta en başından, ülkedeki muhalif kesimi elemek üzere tasarlanmış. Örneğin Şii mezhebine mensup olmayanlar ve Müslüman olmayanlar aday olamıyor. Bu kesimler baştan elendikten sonra, sıra diğerlerine geliyor. İran seçimlerini denetleyen kurum, Anayasayı Koruyucular Konseyi. Bütün yasaları Konsey denetler, onun denetiminden geçmeden hiç bir yasa yürürlüğe girmez. Bu denetim, sadece hukuki değil, aynı zamanda dini açıdan da yapılır.
Seçimlere kimlerin katılacağını da Anayasayı Koruyucular Konseyi belirler. Önümüzdeki seçime 80 aday katılmak istedi; ancak Konsey, sadece 6'sının seçime katılabileceğine karar verdi. Diğer 74 aday ve onların temsil ettikleri vatandaşlar, daha baştan elenmiş oldu. Bir başka deyişle, seçme özgürlüğü de yok, seçilme özgürlüğü de... Kimlerin seçip kimlerin seçileceğine, Dini Rehber ve onun etkisi altındaki Konsey karar veriyor.
Seçeceği kişinin kendisini temsil etmeyeceğini bilen ve demokratik değişim beklentisi neredeyse ortadan kaldırılmış halkın 28 Haziran'da yapılacak seçimlere de düşük oranda katılması bekleniyor. Hem de seçime katılmayanlara ceza verileceğinin açıklanmasına rağmen...
* * * * *
Seçim demek, demokrasi demek değildir. İran bunun açık bir örneği... Türkiye'de de ne yazık ki, seçimlere katılmama eğilimi artış gösterecek gibi. Bunun nedeni, muhalefetin, yönetimden pek de farklı olmadığını, sıklıkla ortaya koyması... 'Uzlaşma' adı altında, giderek iktidarın politikalarına benzer politikaların dile getirilmesi, halkı seçim sandığından uzaklaştıracak gibi görünüyor. Türk halkı da, seçimin demokrasi anlamına gelmediğini; demokrasinin, 'halkın denetimi' kavramından geçtiğini görmeye başladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: