Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, bu ülkenin en donanımlı ve tarafsız tarihçilerinden biridir. Her konuda aynı fikirde olmayabiliriz, dünya görüşlerimiz zaman zaman ayrışabilir. Ancak, onun tarihsel meselelerdeki değerlendirmelerine çoğu zaman katılırım. Özellikle de Türkiye’nin adı, kimliği ve bu coğrafyanın geçmişiyle ilgili son dönemde yaptığı açıklamaların altına tereddütsüz imzamı atarım.
*****
“ Zaman zaman Türk'üm dememek için Türkiyeliyim diyenler 'Türkiye' isminin Türk'ten geldiğini herhalde bilmiyorlar. Malazgirt'ten sonra Türkler'in akın akın Anadolu'ya gelmeleri sonucu Avrupa'da burası Türkiye diye anılmaya başlandı. Rahmetli Faruk Sümer, 1085'ten itibaren Avrupalılar'ın Anadolu'ya Türkiye demeye başladıklarını söyler. İmparator Friedrich Barbarossa'nın katıldığı Üçüncü Haçlı Seferi'nden (1189-1192) itibaren Batılı yazarlar Anadolu'dan, Türk hakimiyetine giren hiçbir ülkeye vermedikleri bir adla Turchia/Turquie (Türkiye) diye söz etmeye başladılar. Turchia: Türklere ait, Türklerin ülkesi manasına gelir. Bu Haçlı seferinden yarım yüzyıl sonra 1245'te papanın Moğollar'a gönderdiği elçilik heyetinde bulunan Rahip ve diplomat Simon de Saint-Quentin bu isimlendirmeyi sistematik hale getirdi. Tarihçi Claude Cahen'e göre, o dönemde çağdaş yazarların gözünde Anadolu'nun Türk niteliği, ülkenin bütününe damgasını vurmuştur.”
*****
Erhan Afyoncu, sosyal medya hesabında bu açıklamayı yaptıktan sonra, Türklük kavramından nefret eden AKP camiası tarafından sert bir biçimde eleştirildi. Hatta, eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner (kendisini mafya lideri Sedat Peker’den aylık 10 bin dolar maaş aldığı iddialarıyla hatırlarız), Afyoncu’nun yaptığı açıklamanın İslam’a aykırı olduğunu söyledi. Bunun yanıtı, yine Erhan Afyoncu’dan ve yine tarihsel örneklerle geldi:
“Osmanlı padişahları Türk olmakla iftihar ederlerdi. Osmanlı döneminde yazılmış ‘Tevârih-i Âl-i Osmânlar’ incelendiğinde, Osmanlı padişahlarının Orta Asya’dan geldiklerinin ve Türklüklerinin farkında oldukları açıkça görülür. Bu kitaplarda Osmanlı hanedanı Oğuz Han’a bağlanır. Osmanlılar'ın Oğuz neslinden ve Kayı boyundan gösterildiği tarih kitaplarında, Osmanlı tarihi Türk tarihinin bir parçası olarak ele alınır. Osmanlı hanedanı, şeceresini, kendisinden önceki ve çağdaşı birçok devletin yaptığı gibi, Halifelere veya Cengiz Han'a değil Oğuz Han'a bağlayarak Türklüklerini öne çıkarmıştır. Halife olan Osmanlı padişahları, Türk olduklarını tarih kitaplarında yazdırtmaktan çekinmemişler, kimse de onlara Türklüklerini ifade ettiler diye söylemleri İslami değil dememiştir.”
*****
‘Açılım süreci’ adı altında ülkenin parçalanmaya gitmekte olduğunu gören Afyoncu, yine tarihsel gerçekliğe dayanan uyarılarda bulunuyor:
“Osmanlı parçalanırken, aydınlar, Türk demeyelim hepimiz Osmanlıyız dediler tutmadı, hepimiz Müslümanız İslamcıyız dediler tutmadı. Devletin bir omurgası olur, bir ana çatısı olur, o ana çatıyı inkar ettiğiniz zaman olmuyor.”
Ülkedeki milyonlarca insanın düşüncesini yansıttığına inandığım son cümle, yine sayın Afyoncu’dan olsun:
“Türkiyeli diye bir şey olmaz. Kalkıp bizim kendimizi nasıl ifade edeceğimize başkaları karar veremez. Biz kendimizi ifade ederiz. Biz Türk'üz. Bu ülkede kimliğimizi söyleriz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: