Son zamanlarda sık sık düşünüyorum…
Toplum içinde yaşamak, aslında birbirimizin alanına dokunmadan var olabilmeyi öğrenmekle ilgili.
Saygı, belki de bunun en temel hali.
Küçükken bize öğretilen bir cümle hala aklımda: Bir bireyin özgürlüğü, diğerinin özgürlüğünün başladığı yerde biter.
Ne kadar yalın, ne kadar derin bir öğreti aslında.
Zamanla anlıyorum ki, özgür olma isteği bazen farkında olmadan başkasının alanına taşabiliyor.
Bu, kimsenin kötü niyetinden değil; sadece, empati eksikliğinden.
Kendimizi merkeze aldıkça, çevremizi biraz daha bulanık görüyoruz.
Oysa birlikte yaşamanın en sade hali, başkasının varlığına yer açabilmek.
Bazen sessiz kalmak, bazen yavaşlamak, bazen duvarın ötesindekini de duymak…
Apartmanların ince duvarları aslında bize bunu fısıldıyor: Birlikte yaşarken biraz daha dikkat, biraz daha özen gerek.
Suçlu aramıyorum.
Sadece kaybolan bir zarafetin, bir anlayışın peşindeyim.
Empatinin yeniden kıymet gördüğü, saygının doğal bir refleks olduğu bir toplumu hayal ediyorum.
Geçmişin nezaketine özlemle…
Sevgiyle
Yorumlar
Kalan Karakter: