Oldu-bitti komplo teorilerine pek itibar etmem.
Ancak yaşadığımız seçim sürecinde yaşanan kampanyaları değerlendirince kendimce bir değerlendirme yapma gereği hissettim.
2002 seçiminden bu yana AK Parti’nin yürüttüğü seçim kampanyaları ile bu seçim sürecinde yürüttüğü kampanyaları karşılaştırınca beni bir düşünce aldı.
AK Parti geçtiğimiz 3 yerel seçim ve 5 genel seçimde güçlü ve gümbür gümbür kampanyalar yürütmüş ve muhalefetin kampanyalarına ezici üstünlük sağlamıştı.
Bunun sonucunda meydanlara milyonları toplamış, müzikleri ve projeleriyle seçmenin yarısının oyunu almayı başarmışlardı.
Bu Pazar yapılacak seçimin kampanyalarına bakıldığında ise; işler tam tersi durumda.
“AK Parti ve Erdoğan’ın yürüttüğü kampanyalar son derece başarısız ve durgun.”
Ne müzikleri müzik, ne mitingleri miting, ne ortada ciddiye alınacak projeleri var, ne de ortalıkta dolaşan AK Partili kadınlar, gençler ve kadrolar var.
“Buna karşılık başta CHP ve İnce olmak üzere muhalefetin son derece başarılı ve güçlü bir kampanya yürüttüğünü görüyoruz.”
Daha önce ilk turda seçilmeyi başaran Erdoğan’ın şimdi ikinci turda seçimi alabilmesi oldukça zora girmiş ve öyle görünüyor ki -bir yol kazası olmazsa- “Muharrem İnce ikinci turda seçilecek” gibi bir hava yakalanmış durumda.
“TBMM de ise Cumhur İttifakı çoğunluğu kaybetmiş, Millet İttifakı ile HDP çoğunluğu sağlamış gibi görünüyor.”
Soru şu:
Peki, AK Parti neden bu seçimde reel bir kampanya yerine ayakları yere basmayan, başarısız bir “hamasi bir kampanya” yürütmeyi tercih etti?
Kadro aynı kadro…
Danışmanlar aynı danışmanlar…
Kampanya şirketleri de değişmedi, hatta yeni eklentiler de yapıldı.
Birçok araştırma şirketleriyle haftalık çalışmalar yürütüyorlar…
Para dersen gani…
Devlet desteği dersen hücrelerine kadar AK Parti’nin kampanyasının yanında…
Bürokrasi canla başla çalışıyor…
Öyleyse neden geleceğe dönük bir vizyon ortaya koymadılar?
Neden artık 2023, 2071 hedefleri dillendirilmiyor?
Neden sadece polemiklere, terördeki başarıya(!) dayalı bir kampanya yürütüyorlar?
Bana öyle geliyor ki “AK Parti ve Erdoğan bunu bilerek yapıyor.”
Bilerek iktidarı devretme stratejisi uygulanıyor.
Bunu da “vuruşarak geri çekilme” taktiği ile yapıyorlar…
Ve bununla ilgili karar da Erdoğan’ın iki ay önce, seçim kararından hemen sonra, İngiltere’ye yaptığı 3 günlük geziden sonra alındı.
AK Parti ve Erdoğan’ı 2002 yılında iktidara getiren merkezlerin “bir süre dinlenin ve kendinizi yenileyin” kararına uygun olarak bu seçim kampanyasının stratejisi düzenlendi.
Muharrem İnce’nin “Sen yoruldun, git Güneysu’da torunlarınla bunun keyfini çıkar” sözleriyle AK Parti’nin bu kampanyasını değerlendirdiğimizde de aynı sonuca ulaşabiliriz.
Siz nasıl değerlendirirsiniz bilemem ama bu benim komplo teorim…
Yanılmış olabilirim elbette…