Eylül geldi...

Antalya’nın en güzel göründüğü aylardan biri...
Antalya yaşayanının oh dediği, klimaları kapattığı, balkonlara çıkıp özlediği esintiyi hissettiği,
öğrencilerin okula başlamasının, emeklilerin sıcaktan bunalmadan yürüyebileceği hüzün ayı Eylül.
En önemlisi ise; Turizm çalışanlarının işten çıkarılmalarının habercisi...
Nihayetinde Antalya esnaf ve tüccarlarının gelir azalması ve banka kredi ödemelerini nasıl yapacakları düşüncesiyle panikledikleri ay.
ATSO Başkanı Davut Çetin’in inovasyon çalışmalarının dışında kentte, odasına kayıtlı tüccarlara çözüm yerine, serzenişlerinin dile getirme zamanı!
Geçen basına “caddeleri bırak, internete bak” başlığıyla yansıyan konuşması hepimizi şaşırttı!
Antalya Ticaret Odası Başkanı Davut Çetin ve yönetim kurulu üyelerinin nerede ise tamamı  Antalya kent merkezinde esnaf..!
Rakor seviyede turist ağırlayan, hatta dünya kentleri, New York, Paris, Londra’dan sonra en çok turistin geldiği iddia edilen kent Antalya’da...
Çetin konuşmasında “Herkesin aynı şeyleri sattığı yerde, ticaretin bereketi zaten olmaz. Halen yoldan geçeni çevirip, mal satmaya kalkıyoruz. Artık yenilik, kaliteye ve markalaşmaya yatırım zamanıdır. Caddeden geçeni değil, internette dolaşan kişiyi yakalamak zamanıdır. Artık kısır tartışmaları bırakalım. Gelişmiş ülkelere bakalım, oralarda hangi sektörler gelişiyor, geleceğin sektörleri nelerdir inceleyelim" demişti.
Bu sözlerinden; kent merkezinde göremediğimiz, konakladığı otellerden çıkmayan turistin, kent merkezine inmemesinin sebebinin, sorumlusunun “ESNAF” olduğu anlaşıldı...
Kent merkezinde faaliyet gösteren hangi esnaf ‘her şey dahil’ sistemle pazarlanan ve işletilen otellerle rekabet edebilir?
Kira, vergi, SGK, mal maliyetini göze alıp, umutla caddede açtığı dükkanını 3 ila 9 ay geçmeden kapatmak zorunda kalıyor!
Esnafa ‘caddeyi bırakıp, internete bak’,’aynı şeyleri zorla satıyorsunuz’ diyerek eleştirmek, hali hazırda tesadüfen gezinen turiste satış yapmaya çalışan esnafa, abesle iştigal değil midir?
Her kentte olduğu gibi bizde de, Atatürk, Güllük, Işıklar, Lara gibi caddeler var...
Her fırsatta övündüğümüz, en çok turist ağırlayan Antalya’da turist kente inmiyor!
Çalışmaktan fırsat bulduğunda caddede gezen yerleşik halkın ilgisi ile paralel standartta kalitede, hizmetle ayakta durmaya çalışan esnaf, arada derede gördüğü turiste atlamasında ne yapsın?
Turist getiren tur operatörlerinin kontrolündeki turistin marka şehir dediğimiz Antalya’nın 100, 200, 300- 500 odalı otellerle rekabet edecek cazibesi olmadığını kim söyleyebilir!
O halde haydi beyler, AESOB ve ATSO başkanları; Adlıhan Dere ve Davut Çetin siyaseti bırakıp, bu kentte gelen rekor turistin kente inmesine izin vermeyen düzeni değiştirme çalışmalarına ivedilikle başlamanız gerekli!