Danimarka’da gazetecilik yapan yakından tanıdığım bir meslektaşımla, geçtiğimiz günlerde Antalya ziyareti sırasında sohbet etmek imkanı bulduk.
Sohbet konumuz elbette ki; Türkiye'nin içinde bulunduğu kargaşanın Avrupa’dan nasıl göründüğüyle ilgiliydi. Özellikle turizm sektörü açısından bu bakış açışının önemini bildiğimden, ‘neler olup bitiyor’ diyerek, dikkatle dinledim.
Turizmin içinde bulunduğu durumu bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Malumunuz; görünen köy kılavuz istemiyor, ancak biz içeriden bakıyoruz.
Peki dışarıdan nasıl görünüyor?
İşte Avrupa’da gazetecilik yapan arkadaşımın sözleri:
‘Turizm konusu ile yakından ilgilendiğini biliyorum. Türk turizmi için yapılan yatırımları çok yakından takip ediyorum, ama gözden kaçan çok önemli bazı hususlar var. Bunlardan birisi, sosyal medya üzerinden terör yanlısı vatandaşların yaptığı propagandalar. Bu provokatörler, her ülkenin kendi dilinde sürekli ülkemiz ile ilgili karalayıcı mesajlar yayınlayarak, tatil için ülkemizi tercih etmemeleri yönünde uyarılarda bulunuyorlar. Avrupa halkını biliyorsunuz, bu tip tehlikeli mesajları dikkate alarak, planlamalarını hemen değiştirebilen insanlardır. Bu propagandalar devam ederse, önümüzde ki yılların rezervasyonları da tehlikeye girer. Bu konuda acil önlem alınmalı diye düşünüyorum’’ dedi.
2015 yılı elimizden kaydı gitti. Bir de Avrupa'da sosyal medya üzerinden yapılan propagandalarla da 2016 yılını da kaybedersek, vay turizm kenti Antalya'nın haline!
Konuyu sadece köşe konusu olsun diye yazmadım, hadisenin turizmciler tarafından araştırılıp, dikkate alınması ve yurt dışı temsilcilerimizle birlikte çözüm arayışına girmesi için kaleme aldım.
Terörün içeride verdiği zararla uğraşırken, dışarıdan yaptığı vuruşları göz ardı etmeyelim, turizm kentimize daha fazla kan kaybettirmeyelim.
Her zaman olduğu gibi çözüm noktasında geç kalmayalım...
Yorumlar
Kalan Karakter: