Başkan Böcek’in konuşmalarında kullandığı Mevlana’nın bir sözü var:
“Dün dünde kaldı cancağızım bugün yeni şeyler söylemenin zamanı…”
Bu söz sanki tam da bugünler için söylenmiş bir söz.
Birçokları şimdi şöyle düşünüyordur:
“Türel dönemine ait ne kadar kirli çamaşır varsa Başkan Böcek bunları ortaya dökmeli ve hesap sormalıdır.”
Elbette haksız ve hukuksuz yapılan uygulamalar varsa bunlar gün ışığına çıkarılmalı ve hukuk yoluyla hesapları sorulmalı.
Ancak işi gücü bırakıp adeta “intikam” duygusuyla bir dönemi didiklemeye başlarsak ne yeni şeyler söylemiş oluruz ne de yeni bir şeyler ortaya koymuş oluruz.
Özenle kaçınılması gereken en önemli nokta “asla devr-i sabık” yaratmamaktır.
Devr-i sabık yaratan hiçbir iktidar başarılı olamamış, aksine kısa sürede büyük düşmanlıklar yaratmıştır.
Başkan Böcek, Mevlana’nın bu sözü ile yürüdükçe daha çok çevre kazanacak bunun da ilerleyen zamanda CHP’ye siyasi büyük getirisi olacaktır.
Artık barış içinde bir arada yaşama zamanıdır.
Gerek CHP Genel Merkezi gerekse Antalya örgütleri ve başta Başkan Böcek olmak üzere bütün belediye başkan adaylarının “başta İYİ Parti olmak üzere diğer siyasi partilerle yaptıkları iş birliği” demokrasi kültürünü geliştirmekle kalmamış, bir arada nasıl yaşanabileceğini, nasıl çalışılabileceğini de herkese göstermiştir.
Seçim süreci boyunca CHP ve İYİ Partinin birlikte yaptıkları çalışmada en küçük pürüzün çıkmaması, her iki parti yetkililerinin ve başta Başkan Böcek olmak üzere belediye başkan adaylarının karşılıklı anlayışları ve birbirini dinleyerek ortak akıl üretmeleri hem kentimiz için hem siyasi iklim için hem de demokrasi kültürü için büyük bir kazanç olmuştur.
Bu birliktelik ve ortak akılla hareket etmek barışa, hoşgörüye, kardeşlik diline ne kadar büyük ihtiyacımızın olduğunu da göstermiştir.
Şimdi hakaret eden, ayrıştıran, ötekileştiren dilin yarattığı gerilim iklimini yok etme zamanıdır.
Antalya huzurun, birleştiriciliğin, bir arada özgürce yaşamanın kenti olmalıdır ve olacaktır da.
Başkan Böcek’in dili, zaten barışçı ve dostluk dilidir.
Belediyeye kuracağı ekibin de bu dili kullanan kadrolardan oluşması bunun gerçekleşmesine büyük katkı koyacaktır.
Anlayışlı, birikimli, deneyimli ve güler yüzlü bir ekiple çıkılacak yolda büyük kazançlar elde edilecektir.
Bu kazancı elde etmenin yolu da seçim öncesinde olduğu gibi “Millet İttifakının” bileşenleri ile birlikte yürümek ve birlikte ortak aklı üretmektir.
Senin adamın, benim adamım gibi yakınlıklar görevlendirmelerde asla ölçü olarak ele alınmamalı, Kılıçdaroğlu’nun sürekli belirttiği gibi liyakat esaslı hareket edilmelidir.
Liyakat esaslı atanacak kadrolar aynı zamanda seçim öncesinde kent halkına sözü verilen projelerin hayata geçirilmesinde de etkili olacaktır.
“Başkan Böcek, Başkan Uysal ve Başkan Esen bugün devir teslimle görevlerine başlıyorlar.”
Her üç belediye başkanına da başarılar diliyorum…
Hadi bakalım; vira bismillah…