Ne diyor Erdoğan?
“Bizim ki varlık kuyruğu…”
Şaşırmamak elde değil…
Domates, biber, patlıcan yoktu ve Erdoğan bunları “var” etti…
Tıpkı İzmir’e su getirdiği gibi…
Ya da Isparta’ya üniversiteyi kendisinin kurduğu gibi…
İşinden çıkıp evine giderken manava uğrayıp 2 kilo domates alınmıyormuş gibi ya da bakkala iple sarkıtılan sepetle patates alınmıyormuş gibi bunları şimdi kendisi icat etmiş ve “bizimki varlık kuyruğu” diyor…
Yani insanlar olmayanın değil, olanın kuyruğuna giriyorlarmış…
İyi de var olan şey için insanları neden kuyruğa sokuyorsun?
Lakin Erdoğan’ın konuşmalarından daha vahim olan şey ise insanların bu sözlere inanmasıdır.
Goebbels, Hitler’e verdiği öğütlerde şunları söylüyor
“Önemli olan aydınlar değil cahil ve okumamış kitlelerdir.
Onları kandırmak çok daha kolaydır”
Ve Goebbels devamında şunları ekliyor;
“İnsanların beyni tembeldir.
Bu tembelliği iyi bilin ve sözleriniz ona göre söyleyin.
Tembel beyin gerçekte olmayanı bile çok daha iyi kabullenir”.
Belki Erdoğan’ın söylediklerine birçoğunuz gülüp geçiyordu ama kazın ayağı hiç de öyle değildi…
Cahil, okumamış ve bu nedenle beyni tembelleşmiş milyonlarca insan söylenene aynen inanıyordu ve kabulleniyordu…
Birçok olayda yaşanan yolsuzlukları anlattığınızda bu insanların tepkilerini hatırlıyorsunuzdur…
“Evet, çalıyorlar da kim çalmadı ki? Hiç olmazsa bunlar çalışıyorlar…”
Bu sözleri söyleyenler iktidarın “nasıl çalıştığını” görüyorlar ama liderin karizmasından ve etkilerinden kurtulmayı da başaramıyorlardı…
Ama artık deniz bitti ve mutfaktaki yangın tembel beyinleri bile isyan ettirir duruma geldi.
Okumamış, cahil ve tembel beyinli olanlar bile artık “memleketin bekası gibi hamasi nutukları” yemiyorlar…
“CHP, çöp çamur çukurdur” dediğinde iyi de CHP ne zaman iktidar oldu ki diyorlar…
“CHP ve yandaşları olan partiler Pensilvanya’dan emir alıyorlar, Kandil’de liderlerini belirliyor” dediğinde bu insanlar “yahu polisin, savcın ne güne duruyor? At hepsini içeriye yargıla o zaman” diyorlar…
Kısacası mutfaktaki yangın, tembel beyinleri bile harekete geçirmiş durumda…
AK Partiye oy veren bir tanıdığımla akaryakıt istasyonunda karşılaştım.
Hal/hatırdan sonra “nasıl görüyorsun durumu” dedim ve verdiği cevap çok ilginçti.
“Nasıl olsun ki, bir iktidar düşün seçime bir ay kala akaryakıta böyle okkalı bir zam yapıyorsa hazine tam takır demektir.
Zammı bir ay bile erteleyemiyorsa seçimden sonra bu halka Allah yardım etsin…”
Bu seçim belki de son yılların en ilginç sonuçlarını çıkaracak…
1989 yerel seçiminin bir tekrarı neden olmasın ki diyorum ben de…
“Bizim ki varlık kuyruğu…”
Şaşırmamak elde değil…
Domates, biber, patlıcan yoktu ve Erdoğan bunları “var” etti…
Tıpkı İzmir’e su getirdiği gibi…
Ya da Isparta’ya üniversiteyi kendisinin kurduğu gibi…
İşinden çıkıp evine giderken manava uğrayıp 2 kilo domates alınmıyormuş gibi ya da bakkala iple sarkıtılan sepetle patates alınmıyormuş gibi bunları şimdi kendisi icat etmiş ve “bizimki varlık kuyruğu” diyor…
Yani insanlar olmayanın değil, olanın kuyruğuna giriyorlarmış…
İyi de var olan şey için insanları neden kuyruğa sokuyorsun?
Lakin Erdoğan’ın konuşmalarından daha vahim olan şey ise insanların bu sözlere inanmasıdır.
Goebbels, Hitler’e verdiği öğütlerde şunları söylüyor
“Önemli olan aydınlar değil cahil ve okumamış kitlelerdir.
Onları kandırmak çok daha kolaydır”
Ve Goebbels devamında şunları ekliyor;
“İnsanların beyni tembeldir.
Bu tembelliği iyi bilin ve sözleriniz ona göre söyleyin.
Tembel beyin gerçekte olmayanı bile çok daha iyi kabullenir”.
Belki Erdoğan’ın söylediklerine birçoğunuz gülüp geçiyordu ama kazın ayağı hiç de öyle değildi…
Cahil, okumamış ve bu nedenle beyni tembelleşmiş milyonlarca insan söylenene aynen inanıyordu ve kabulleniyordu…
Birçok olayda yaşanan yolsuzlukları anlattığınızda bu insanların tepkilerini hatırlıyorsunuzdur…
“Evet, çalıyorlar da kim çalmadı ki? Hiç olmazsa bunlar çalışıyorlar…”
Bu sözleri söyleyenler iktidarın “nasıl çalıştığını” görüyorlar ama liderin karizmasından ve etkilerinden kurtulmayı da başaramıyorlardı…
Ama artık deniz bitti ve mutfaktaki yangın tembel beyinleri bile isyan ettirir duruma geldi.
Okumamış, cahil ve tembel beyinli olanlar bile artık “memleketin bekası gibi hamasi nutukları” yemiyorlar…
“CHP, çöp çamur çukurdur” dediğinde iyi de CHP ne zaman iktidar oldu ki diyorlar…
“CHP ve yandaşları olan partiler Pensilvanya’dan emir alıyorlar, Kandil’de liderlerini belirliyor” dediğinde bu insanlar “yahu polisin, savcın ne güne duruyor? At hepsini içeriye yargıla o zaman” diyorlar…
Kısacası mutfaktaki yangın, tembel beyinleri bile harekete geçirmiş durumda…
AK Partiye oy veren bir tanıdığımla akaryakıt istasyonunda karşılaştım.
Hal/hatırdan sonra “nasıl görüyorsun durumu” dedim ve verdiği cevap çok ilginçti.
“Nasıl olsun ki, bir iktidar düşün seçime bir ay kala akaryakıta böyle okkalı bir zam yapıyorsa hazine tam takır demektir.
Zammı bir ay bile erteleyemiyorsa seçimden sonra bu halka Allah yardım etsin…”
Bu seçim belki de son yılların en ilginç sonuçlarını çıkaracak…
1989 yerel seçiminin bir tekrarı neden olmasın ki diyorum ben de…