ASAT’ın su zammı neresinden bakarsanız bakın asla “savunulmayacak” bir işlemdir.
Seçim öncesinde “halk su” adı altında yapılacak projeyle halka ucuz ve temiz, içilebilir damacana suyunu çok ucuz olarak vermeyi vaat eden Muhittin Başkanın, göreve başlayınca bu proje ile ilgili tek bir adım atmadan şebeke suyuna yüzde 20 zam yapmasının izahı yoktur.
Hele bu su zammının “merkezi hükümetin enerjiye, kimyasallara ve akaryakıta yaptığı zammın sonucu” olduğunu ileri sürerek savunanlar gerçekten anlaşılmaz bir garabet içerisindedirler.
Bunu bir gazeteci yapıyorsa bu garabetten öte bir anlam taşır.
Muhittin Böcek’i ya da mensubu olunan CHP’yi savunmak(!) adına su zammını bin dereden su getirerek “zorunluluk değil, mecburiyet” olarak ifade etmek en hafifinden gazeteciliğim muhalif duruşunu zedelemektir.
ASAT’ın su temininde temel girdisi olan elektrik, doğal gaz, arıtma kimyasalları ve akaryakıta Hükümetin yaptığı zamlar neticesinde suyun maliyetinin yükselmesini “halkın sırtına” yüklemek, siyaset felsefesi olarak bakıldığında AK Parti hükümetinin zam gerekçeleri ile aynı kapıya çıkar.
Damat Bey de zam açıklamalarında “petrol fiyatları yükseldi, dolar değer kazandı” gibi gerekçeler öne sürerek temel ihtiyaç maddelerinin maliyet artışlarını bu halkın sırtına yüklemiyor mu?
Bu mantıktan yola çıkanlar şöyle bir akıl yolunu halkın önüne koyuyorlar:
“Efendim, merkezi hükümeti yönetmedikçe yerel yönetimlerin gerektiği gibi hizmet üretmesi mümkün değil. Herşey hükümetin kontrolünde, yapacak bir şey yok…”
O zaman su zammını savunanlara şunu sormak gerekir,
Herşey hükümetin kontrolündeyse neden belediye seçimlerine giriyorsunuz?
Seçimden önce “hükümete rağmen” halkın hayatını kolaylaştıracak hizmetler üretmeye söz verilmedi mi?
Ekmek pahalı olduğu için “ucuz ekmek,” su ve ulaşım pahalı olduğu için “ucuz su ve kolay ucuz ulaşım” sözünü neden veriliyor?
Sosyal demokrat siyaset ve belediyecilik, “genel gidişin sıkıntılarını ve zorluklarını” halka yansıtmadan; su, ekmek ve ulaşım gibi temel yaşam girdileri için çözüm üretme felsefesidir.
Eğer bu temel yaşam girdileri için en kolay olanı yani zam yolunu seçiyorsanız sizlerin AK Parti ve diğer siyasi partilerden farkınız kalmamış demektir.
Bu durumda bu halk “peki sizi neden seçtik, farkındalığınız nedir?” diye soracak olduğunda verilecek makul cevabınız olmayacaktır.
“Efendim belediye 6 milyar TL borçta, elde avuçta bir şey bırakmamışlar. Suyu subvansiye edecek kaynağımız olmadığından bu zammı yaptık” denirse bu sözde “kendi iflasını” ilan etmekten başka bir anlam taşımaz.
Çünkü belediyenin batakta olduğu önceden biliniyordu.
Yönetmeye talip olmak demek, “ben bu borçları halkın sırtına yüklemeden çevireceğim ve bunun için de yeni kaynaklar yaratacağım” demektir.
Umarım ve dilerim ki, Muhittinm Başkanın görev süresinde yapacağı ilk ve son zamlar olur bunlar.
Haa… bir de uyarım var;
Üç kuruş reklam ya da destek alacağım diye inanmadığınız şeyleri yazmaktan vazgeçin, kişiliğinizi törpülemeyin…