Paralı insanların hali bir başka oluyor…
Her şeyden en iyi onların anladığına kuşku yoktur (!).
Çiçekten, böcekten en iyi onlar anladığı gibi, mimariden, inşaattan, elektronik ve elektrikten, çevreye olan duyarlılıktan (!) en iyi yine onlar anlar
Paranın yine en iyi şekilde para ile kazanılacağını çok iyi bilirler…
Parayı kazanmanın ve kazanılan paranın korunmasının yolunun siyasi iktidara olan bağlılığının, yeri geldiğinde siyasi iktidara parasal destek vermeleri gerektiğinin, yine siyasi iktidarın seçilmiş ya da atanmış bürokratları ile iyi geçinmelerinin zorunlu olduğunu çok daha iyi bilirler…
Ve paraya sahip bu insanlar topluluğu kentin rantını, kazancının en büyük bölümünü yalayıp yutar ve sonra da dönüp utanmadan “Antalya sevdasından” söz ederler…
Paranın tapınağını oluşturur ve kendileri de bu tapınağın şövalyeleri olurlar…
Bunlara en son örnek, Türel zamanında Konyaaltı sahili işletmesini adrese teslim olarak ALKOÇLAR firmasına verilmesidir.
Türel ve ALKOÇLAR firması, Antalya’yı o kadar çok seviyor ve o kadar bu kente sevdalı ki, halkın ve kamunun zararına olarak herkesin gözünün içine bakarak sahile adeta çökmekte sakınca görmediler…
Lakin Muhittin Böcek, Başkan olunca işler değişti.
“Ortada açıkça ve dehşet boyutlarda gerek sahilin imalatında, gerekse işletme ihalesinde kamu zararı olduğu için ihaleyi iptal kararı aldı.
Bu karar, idare mahkemelerine taşındı ve yerel mahkeme Belediyeyi haklı bulduğu halde Danıştay, yerel mahkemenin kararını bozdu…
Yani Danıştay dedi ki, bu ihale ile ilgili herhangi bir kamu zararı oluşmamıştır…”
Güler misin, ağlar mısın?
Kendi tespitleriyle 129 milyona mal olacak sahilin imalatını, bu halkın 254 milyon lirasını harcayarak fahiş bir maliyetle düzenle ve sonrada sadaka gibi yılda 8 milyon lira kira bedeli ile yandaş firmaya ver ve sonrada mahkeme, ihalede usulsüzlük yoktur kamu zararı oluşmamıştır desin…
Yukarda ne dedik, parayı kazanmanın ve kazanılan parayı korumanın en etkili yolu “siyasi iktidara yakın olmak, iktidara yakın bürokratlarla iyi geçinmektir…”
ALKOÇLARIN, AK Parti’ye ve hatta Saraya yakınlığını sağır sultan bile biliyor…
Bu karar, siyasi iktidarın yandaşı olan firmayı korumak adına hukuku bile açıkça katledebileceğinin yaşanmış birçok örneğinden birisidir.
BİR ADIM DAHA İLERİYE GİDELİM.
“Konyaaltı sahili işletmesi ihalesinde çok açık olarak ciddi bir KAMU ZARARI oluştuğu,
Sayıştay raporları, İçişleri Bakanlığı müfettiş raporları, Belediye iç denetim raporları ile açıkça belgelendiği halde Danıştay’ın bu kararı vermesinin arkasında hukuk değil, siyasi irade vardır…”
Sahilin anatomisi şöyle;
Sahilde 91 ünite var.
Ve sahilin imalatı için Belediyenin öz kaynaklarından çıkan para 254 milyon TL…
Belediye ihaleyi alan firmadan yıllık 8,5 milyon TL kira alıyor.
Ancak kiranın vergileri ve Milli Emlak’a yapılan ecri misil ödemeleri çıktığında Belediyeye kalan miktar yıllık 3,3 milyon TL…
Yani yaklaşık 85 yıl sonra Belediye sahile harcadığı paranın geri dönüşümünü sağlayabilecek.
Bir de şöyle hesap yapalım:
Sahildeki her ünite ALKOÇLAR tarafından kiralanıyor.
Yaptığım araştırmaya göre, ünitelerin geçen yıl ortalama kira bedeli yıllık 400 bin TL…
2019 yılında bu yüzde 10 artışla 450 bin TL civarında oldu.
Yani 91 üniteden toplanan yıllık kira bedeli 41 milyon TL’dir.
Bunun 8,5 milyonunu kira olarak Belediyeye ödüyorlar.
Geriye net 32,5 milyon TL kalır.
Sahilin güvenliğini, Emniyet sağlıyor.
Temizlik, çöp toplama, peyzaj, düzenleme, sulama ve zabıta işlerini Belediye yapıyor. Ve yıllık bu işleri için belediyenin harcadığı para 10,5 milyon lira…
Yani firmalar sadece kira topluyor ve hiçbir gidere harcama yapmıyorlar.
***
İddialara göre ALKOÇLAR, Danıştay’ın bu kararından sonra kurban kesmiş..
Alkoçlar'a verilen Antalya Konyaaltı sahil ihalesi daha çok konuşulacak...
Adrese teslim bu ihaledeki kamu zararı yetmiyormuş gibi, şimdi de hukuk katlediliyor..