AK Parti’nin 2004 yılından bu yana Antalya’da birinci parti olmasını sağlayan en önemli yer kuşkusuz Kepez ilçesidir.
Türkiye’nin 40 ilinden daha fazla nüfusa sahip olan bu ilçede AK Parti hep yüksek oy oranı ile hem belediyeyi elde etmiştir, hem de genel seçimlerde en az 2 milletvekili daha fazla çıkarmasını sağlamıştır.
Bunun nedenleri üzerinden uzun boylu durmak istemiyorum…
Üzerinde duracağım şey, CHP neden bu ilçede bir türlü istenen atağı yapamadığıdır.
Önce son 8 yılın genel tablosuna bakmakta fayda var.
2014 yılında yerel seçimlerde CHP, Kepez’de tarihinin en kötü sonucunu almış ve 3. Parti olmuştu.
Bunda aday olarak “Erdal Öner’in” gösterilmesinin payı oldukça yüksektir.
Bu seçimden sonra yapılan ilçe kongresinde “Garip Erdoğan” ilçe başkanlığına seçilmişti.
2015-2017 arasında görev yapan Erdoğan’ın, Kepez karnesine bakmakta fayda var.
7 Haziran 2015 seçimlerinde Kepez’de 300 bin olan seçmenin 71 binini, 1 Kasım seçimlerinde ise 77 bine ulaşıp yüzde 27 oranında oy alarak tarihinin en yüksek oyuna ulaştı CHP.
Hemen arkasından yapılan “Anayasa Referandumunda ise oyların yüzde 55’i -177 bin- alarak” Kepez’de bizde varız dedirtildi.
Üstelik referandumda henüz İYİ Partinin kurulmamış olduğunu unutmamak gerekir.
Bu noktada şunu hatırlamak gerekir.
“Henüz “Adalet Yürüyüşü” başlamamışken, Kılıçdaroğlu tüm muhalifleri bir araya gelmeye çağırmamışken ve Millet İttifakı denilen işbirliği oluşmamışken Garip Erdoğan yönetimindeki CHP ilçe örgütü, referandumda CHP’nin oylarının yanı sıra muhalif MHP’liler ile HDP’lileri bir araya getirme başarısını sağlamıştı.”
CHP Kepez ilçe örgütü adeta gelecek için bir örgütlenme modeli sunmuştu siyasi hayata.
İşte işin sırrı da buradaydı.
Garip Erdoğan ve ekibi CHP’ye oy vermeyen seçmenlere “dokunmuştu…”
O günlere kadar ilçe binasından çıkmayan yönetimlerin yerine sokağa çıkan, mahalleleri gezen ve onlar gibi davranarak her dilde konuşup halkta “kendilerinden birisi” algısını oluşturan bir yönetim modeli ortaya konmuştu.
Hayatı boyunca altı ok amblemini gördüğünde tüyleri diken diken olan insanların oylarının alınması böyle sağlanmıştı.
İyi bir model ve çalışma tarzı bırakarak çekilen Garip Erdoğan’ın yerine ilçe başkanı olan “Servet Yıldız” dönemi, ne yazık ki tüm iyi niyetli çalışmalarına rağmen gelinen bu noktanın üzerine bir şey koymayı başaramamıştır.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kepez’de 1 Kasım 2015 seçimine göre seçmen sayısı 60 bin artarken alınan oy yine 71 bin de kaldı.
Yerel seçimde ise referandumda alınan 170 bin oyun gerisine düşülmüş, Murat Dinç 133 binde kalırken, Muhittin Böcek’e 140 bin oy çıkmıştı.
Şimdi önümüzde yeni bir ilçe kongresi var.
Kimin ilçe başkanı olacağı önemli değil.
Önemli olan “Kepez’de sisteme itirazı olan, hayatından memnuniyet duymayan” on binlerce insanı, tıpkı referandumda olduğu gibi sandığa götürecek ve oylarını alacak bir örgütlenme modelini hayata geçirecek yönetimin oluşturulmasıdır.
Çünkü artık Türkiye’nin “parlamenter sisteme” yeniden dönebileceği yeni bir yönetime çok ciddi ihtiyacı var.
Bu anlamda Kepez, Antalya’nın; Kepez gibi olan yüzlerce ilçe Türkiye’nin kaderidir…