İYİ Partide siyasal kimlik meseleleri ile ilgili yazdığım 2 yazı, merkez sağ ve ülkücü-milliyetçi mahfillerde oldukça hararetli tartışmaların fitilini ateşlemiş gibi.
Merkez sağın önderlerinden henüz ses çıkmazken Antalya’da yaşayan ve İYİ Partide yer alan Türk Milliyetçileri ve Ülkücü hareketin önde gelen entelektüellerinden bazıları (şimdilik kaydı ile isimlerinin yazılmasını istemediler) konuyu enine boyuna benimle konuşmak istediklerini belirttiler.
İYİ Partinin 3 Ağustos Kurultayı ve Türk Milliyetçilerinin hedefleri konusunda yaptığımız sohbette oldukça net cevaplar aldım.
Temel sorulara dönük aldığım cevaplar şunlar oldu:
Merkez sağın önderlerinden henüz ses çıkmazken Antalya’da yaşayan ve İYİ Partide yer alan Türk Milliyetçileri ve Ülkücü hareketin önde gelen entelektüellerinden bazıları (şimdilik kaydı ile isimlerinin yazılmasını istemediler) konuyu enine boyuna benimle konuşmak istediklerini belirttiler.
İYİ Partinin 3 Ağustos Kurultayı ve Türk Milliyetçilerinin hedefleri konusunda yaptığımız sohbette oldukça net cevaplar aldım.
Temel sorulara dönük aldığım cevaplar şunlar oldu:
- “İYİ Parti liberal bir merkez sağ kimliğini öne çıkarırsa ülkücü ve milliyetçiler bu siyasete entegre olurlar mı?” soruma hemen hemen tamamından,
“Türk Milliyetçileri kendi siyasetinin dışında ne liberal, ne solcu ne de İslamcı bir siyaset içinde eriyerek entegre olmazlar.”cevabını aldım.
Buna gerekçe olarak ta “yaklaşık 50 yıldır Türk Milliyetçiliğinin kendisini siyasi olarak ifade eden, Türk birliğini sağlamak, Türk kültürü ve medeniyet anlayışını dünya milletlerine ihraç etmek gibi hedefleri olan ve siyasi kadroları bulunan köklü bir harekettir.
Bu siyaset anlayışının kimliksiz ya da Türk milletine yabancı siyasi akımların içerisinde erimesi mümkün değildir” açıklamasını yaptılar.
Buna gerekçe olarak ta “yaklaşık 50 yıldır Türk Milliyetçiliğinin kendisini siyasi olarak ifade eden, Türk birliğini sağlamak, Türk kültürü ve medeniyet anlayışını dünya milletlerine ihraç etmek gibi hedefleri olan ve siyasi kadroları bulunan köklü bir harekettir.
Bu siyaset anlayışının kimliksiz ya da Türk milletine yabancı siyasi akımların içerisinde erimesi mümkün değildir” açıklamasını yaptılar.
- Ve devamla da şunları eklediler:
“Türk Milliyetçilerini değerlendirmeye çalışanlar şunu göremiyorlar.
MHP’den ayrılmamız ve İYİ Parti ile hareket etmemizin nedeni ne tek başına Bahçeli’dir, ne de onun ekibidir.
Ayrılığın temelinde MHP’de izlenen politikalarda ülkücü ilkelerin dikkate alınmaması ile tabana saygı duymayan genel merkez politikaları yüzünden kardeşlik hukukunun ortadan kaldırılmış olmasıdır. Yani İYİ Partinin kuruluşunda yer alan Türk milliyetçileri lider değişiminden ziyade parti içi demokrasinin ve Türk milletine dokunan yeni bir milliyetçilik anlayışı yönünde zihniyet değişimi talebiyle burada yer aldılar.
Türk Milliyetçileri şu ana kadar bu beklentilerini karşılayan bir zihniyet değişimi ya da kurumsallaşmayı İYİ Partide de görebilmiş değildir.”
MHP’den ayrılmamız ve İYİ Parti ile hareket etmemizin nedeni ne tek başına Bahçeli’dir, ne de onun ekibidir.
Ayrılığın temelinde MHP’de izlenen politikalarda ülkücü ilkelerin dikkate alınmaması ile tabana saygı duymayan genel merkez politikaları yüzünden kardeşlik hukukunun ortadan kaldırılmış olmasıdır. Yani İYİ Partinin kuruluşunda yer alan Türk milliyetçileri lider değişiminden ziyade parti içi demokrasinin ve Türk milletine dokunan yeni bir milliyetçilik anlayışı yönünde zihniyet değişimi talebiyle burada yer aldılar.
Türk Milliyetçileri şu ana kadar bu beklentilerini karşılayan bir zihniyet değişimi ya da kurumsallaşmayı İYİ Partide de görebilmiş değildir.”
- Peki, MHP’den ayrılan, İYİ Partiyi, kalıcı bir yapı olarak görmeyen Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler bundan sonrası için ne yapmayı hesaplıyor, sorusuna ise şu cevabı verdiler.
“Önümüzde siyasetin bu girdabı ile ilgili iki görüş var.
Kimi Türk Milliyetçileri gruplar halinde çeşitli partilerde varlıklarını sürdürmeyi düşünürken,
Kimi gruplarda yeniden bir yapılanmayla Türk Milliyetçilerini toparlayacak yeni bir parti kurmayı savunmaktadırlar.
Ancak genel kanı bu konjonktürde yeni bir parti kurmanın iktidara yürüyecek bir yapıyı ortaya çıkarmayacağı yönünde.
Deyim yerinde ise genel bir sessizlik ve bekleme durumu hâkim.”
Kimi Türk Milliyetçileri gruplar halinde çeşitli partilerde varlıklarını sürdürmeyi düşünürken,
Kimi gruplarda yeniden bir yapılanmayla Türk Milliyetçilerini toparlayacak yeni bir parti kurmayı savunmaktadırlar.
Ancak genel kanı bu konjonktürde yeni bir parti kurmanın iktidara yürüyecek bir yapıyı ortaya çıkarmayacağı yönünde.
Deyim yerinde ise genel bir sessizlik ve bekleme durumu hâkim.”
- Hangi şartlar olursa Türk Milliyetçileri iktidara yürüyecek bir yapıyı oluştururlar, diye sorduğumda yaklaşık olarak şu cevabı aldım;
“Ana gövdeyi Türk Milliyetçilerinin oluşturduğu ve sarmalında da Atatürkçü sosyal demokratların, liberallerin, Anadolu muhafazakârlarının, Türkiye Cumhuriyetine bağlı Kürt siyasetçilerinin yer aldığı bir yapılanma ile bu mümkün olabilir.
Ancak bunun için önce Türk Milliyetçilerinin siyaseten bir evrim geçirmesi, tavırlı oldukları algısı bulunan tüm kesimler ve kültürlerle barışmaları, demokrasinin önündeki tüm engelleri aşacak bir siyasi perspektifi ortaya koymaları, yine milletin hayatını ve yaşam kalitesini yükseltecek, millete dokunacak realist bir milliyetçilik anlayışını ortaya koymaları gerekir.”
Ancak bunun için önce Türk Milliyetçilerinin siyaseten bir evrim geçirmesi, tavırlı oldukları algısı bulunan tüm kesimler ve kültürlerle barışmaları, demokrasinin önündeki tüm engelleri aşacak bir siyasi perspektifi ortaya koymaları, yine milletin hayatını ve yaşam kalitesini yükseltecek, millete dokunacak realist bir milliyetçilik anlayışını ortaya koymaları gerekir.”
- Son yerel seçimde siyasi anlamda böyle bir ışık görünüyor mu, sorusuna ise gerçekten çarpıcı bir cevaplar aldım.
“Bu yerel seçimin iki önemli sonucu var siyasi olarak.
Türk Milliyetçilerinin kimsenin kontrolünde olmadığını, kendi iradeleri ile tavır aldıklarını bu seçim sonuçları göstermiştir
İkinci sonuç, HDP seçmeninin Öcalan ve PKK’ya artık bağlı olmak istemediklerini göstermesidir.
Kürtler, Irak ve Suriye’de Kürtlerin başına gelenleri gördükten sonra Türkiye’de barış içinde yaşamak istedikleri yönünde irade ortaya koymuştur.”
Bu tespitlere katılır mısınız, katılmaz mısınız bilemem ama bana oldukça çarpıcı ve reel geldi.
Bakalım 3 Ağustos’ta yapılacak İYİ Parti Kurultayında nasıl bir sonuç çıkacak, bu tartışmalar Kurultay sonrası nasıl bir şekil alacak hep birlikte göreceğiz.
Türk Milliyetçilerinin kimsenin kontrolünde olmadığını, kendi iradeleri ile tavır aldıklarını bu seçim sonuçları göstermiştir
İkinci sonuç, HDP seçmeninin Öcalan ve PKK’ya artık bağlı olmak istemediklerini göstermesidir.
Kürtler, Irak ve Suriye’de Kürtlerin başına gelenleri gördükten sonra Türkiye’de barış içinde yaşamak istedikleri yönünde irade ortaya koymuştur.”
Bu tespitlere katılır mısınız, katılmaz mısınız bilemem ama bana oldukça çarpıcı ve reel geldi.
Bakalım 3 Ağustos’ta yapılacak İYİ Parti Kurultayında nasıl bir sonuç çıkacak, bu tartışmalar Kurultay sonrası nasıl bir şekil alacak hep birlikte göreceğiz.