Geçen hafta "Hüsnü Çöllü yanıltıyor" başlıklı bir yazı yayınlamıştım bu köşede.
CHP eski milletvekili Çöllü' nün deniz turizmi ile ilgili yayınlanan söyleşisini eleştirmiştim.
Çöllü, eleştirilerime cevap göndermiş.
Cevap hakkına saygılı olarak bunu sizlerle paylaşmayı uygun buldum.
.............
Sayın Talay,
Antalya Deniz Turizmini oluşturan konu başlıkları ile ilgili tespitlerim ve bölge deniz turizminin gelişmesi adına yapılması gerekenler ile ilgili, tecrübelerimle derlediğim görüşlerimi paylaştığım söyleşi hakkında ki yorumlarınızı dikkatlice okudum.
Öncelikle Antalya Denizciliği ve Deniz Turizmi ile ilgili konulara gösterdiğiniz duyarlılık için teşekkür ederim.
Teşekkürümün yanı sıra açıklamalarınızda katılmadığım ve yadırgadığım hususlarında altını çizmek isterim.
İlk olarak üyesi olmaktan gurur duyduğum CHP ile ilişkilerimin ve siyasi çalışmalarımın Antalya Denizciliği ile ne ilgisi olduğunu anlayamadım. Herkesin de bildiği üzere milletimin ve partimin vereceği her görevi her hangi bir unvan ve çıkar beklemeden yapmaya hazırım.
Sonuçta bu Yüce Millet ve partim beni Milletvekilliği gibi ulvi bir görevle taçlandırdı.
Söyleşimde Antalya deniz turizmini oluşturan tüm başlıklara değinmeye çalışmıştım. Ama bunların içinde Sizin de değerlendirmeye aldığınız iki tanesi yani Marina yatırımları ve Marina işletmeciliği ile Kruvaziyer Turizm konusuna açıklamalarımı daha anlaşılır kılmak adına bir kez daha değinmek istiyorum.
Yazınızda “Kaldı ki Antalya kruz gemilerinin uğrayacağı son liman ve bu nedenle kruvaziyer gemilerinin çekim alanı dışında tutulmaktadır.” Demişsiniz!...
2019 yılı için 13-14 milyon turistin gelmesinin hedeflendiği bir Antalya’ya çok çok az sayıda yolcu gemisinin gelecek olmasından, konu ile ilgili tüm aktörlerin dönüp kendini sorgulaması gerekmektedir. Antalya Limanı başarılı bir yönetim ile Bölge yük taşımacılığına büyük katkı sağlamaktadır. Ama istese de büyük kapasiteli 3000-3.500 yolcu taşıyan yolcu gemilerini limana alma imkanına sahip değildir.
Bu nedenle Antalya Limanı yakınında bulunan 23 nolu plaj önüne yapılacak, Kuşadası benzeri son derece ekonomik mal olacak ve kısa sürede hazır hale gelerek, iş görecek bir iskele ile bu kapasitedeki gemilerin Antalya ya gelmesine imkan sağlanabilecektir.
Bu projenin olabilirliği benim DTO başkanlığım zamanında yaptırdığımız teknik bir araştırma sonucu teyit edilmiştir.
Bilinmelidir ki; Kurvaziyer Turizm ile ilgili çalışmalar uzun soluklu çalışmalardır. Önce alt yapı eksiklikleri giderilecek, eş zamanlı olarak bölgemiz ve hayata geçireceğimiz yatırımımız kruvaziyer işletmelere tanıtılacaktır. Bunlar minumum 3-4 yıllık belki de daha uzun bir süre sonunda meyvelerini veren çalışmalardır. İstanbul Salı Pazarı projesi çalışmaları buna çok güzel bir örnektir.
O nedenle bu proje hayata geçesiye kadar ilk olarak öncelikle Antalya limanımız ve ilgili turizm-yolcu gemisi acentelerimizin çabası ve devletimizin desteği ile mevcut limanımız tekrar kapasitesi ölçüsünde yolcu gemisini misafir etmeye başlamalıdır.
Bilindiği üzere Antalya Aspendos’u, Perge’si, Termessos’u ve Eski Antalya’ sı ile Kruvaziyer turistin ilgisini çekecek ve zamanında da çekmiş olan bir destinasyondur.
Konu yolcu gemilerinin Antalya ya gelme kararlarını olumlu etkileyecek ve Antalya körfezini aşmasını istekli kılacak cazibeler Devletimiz ve Liman işletmesi tarafınca yaratılabilir.
Yazımda ifade ettiğim ve Demre de yapılmasını dile getirdiğim “Kruvaziyer Liman” yeni inşa edilecek bir liman olmayıp inşası tamamlanan Demre marinasının projesinde de var olan Yolcu gemisi rıhtımın yapımından ibarettir. Bu proje bölgenin doğasını çekiciliğini koruması bakımından, O bölgeye yapılması dile getirilen havalimanından, çok daha hayırlı bir projedir.
Marinalarla ilgili yaptığım açıklamada; Daha önce planlanan marinalarının tamamlanması gerektiğini vurgulamıştım. Burada altını çizdiğim uzun yıllardır DTO sının çabaları ile gündeme getirilen ve imar planlarında yer alan Manavgat ırmak ağzı marinası ile Aksu çayı ağzında ki marinanın yapılmasıdır. Beraberinde mevcut Antalya balıkçı barınağının eksikliklerinin giderilerek ekonomiye katkı sağlayan daha üretken bir şekilde işletilmesidir.
Hedef ekonomik, hızlı yapılan “Hemşehri marinalarının” yapımı olmalıdır. Bu tür marinaların yapımı, mevcut marinalarda olduğu gibi bölgelerinde ki çekek yeri sorununu da çözecektir.
Bilinmelidir ki şuan Antalya merkezinde bulunan Setur Antalya ve Kemer marinaları doludur. Türk Bayrağına geçiş yasası ile birçok Türk vatandaşı tekne sahibi olmaya başlamıştır, yanı sıra Turizmin tekrar eski haline dönmesi ile geri gelecek olan yabancı bayraklı konuk tekneler için yeni bağlama yerlerine ihtiyaç olacaktır. Bilindiği üzere Antalya’mıza gelecek olan 13-14 milyon turist belgeli yatak kapasitemiz olduğu için gelebilmektedir.
Açıklamalarımı bir kez daha değerleri deniz severlerin ve okurlarınızın dikkatine sunarım.
Sevgi ve Saygılarımla
Hüsnü ÇÖLLÜ
CHP eski milletvekili Çöllü' nün deniz turizmi ile ilgili yayınlanan söyleşisini eleştirmiştim.
Çöllü, eleştirilerime cevap göndermiş.
Cevap hakkına saygılı olarak bunu sizlerle paylaşmayı uygun buldum.
.............
Sayın Talay,
Antalya Deniz Turizmini oluşturan konu başlıkları ile ilgili tespitlerim ve bölge deniz turizminin gelişmesi adına yapılması gerekenler ile ilgili, tecrübelerimle derlediğim görüşlerimi paylaştığım söyleşi hakkında ki yorumlarınızı dikkatlice okudum.
Öncelikle Antalya Denizciliği ve Deniz Turizmi ile ilgili konulara gösterdiğiniz duyarlılık için teşekkür ederim.
Teşekkürümün yanı sıra açıklamalarınızda katılmadığım ve yadırgadığım hususlarında altını çizmek isterim.
İlk olarak üyesi olmaktan gurur duyduğum CHP ile ilişkilerimin ve siyasi çalışmalarımın Antalya Denizciliği ile ne ilgisi olduğunu anlayamadım. Herkesin de bildiği üzere milletimin ve partimin vereceği her görevi her hangi bir unvan ve çıkar beklemeden yapmaya hazırım.
Sonuçta bu Yüce Millet ve partim beni Milletvekilliği gibi ulvi bir görevle taçlandırdı.
Söyleşimde Antalya deniz turizmini oluşturan tüm başlıklara değinmeye çalışmıştım. Ama bunların içinde Sizin de değerlendirmeye aldığınız iki tanesi yani Marina yatırımları ve Marina işletmeciliği ile Kruvaziyer Turizm konusuna açıklamalarımı daha anlaşılır kılmak adına bir kez daha değinmek istiyorum.
Yazınızda “Kaldı ki Antalya kruz gemilerinin uğrayacağı son liman ve bu nedenle kruvaziyer gemilerinin çekim alanı dışında tutulmaktadır.” Demişsiniz!...
2019 yılı için 13-14 milyon turistin gelmesinin hedeflendiği bir Antalya’ya çok çok az sayıda yolcu gemisinin gelecek olmasından, konu ile ilgili tüm aktörlerin dönüp kendini sorgulaması gerekmektedir. Antalya Limanı başarılı bir yönetim ile Bölge yük taşımacılığına büyük katkı sağlamaktadır. Ama istese de büyük kapasiteli 3000-3.500 yolcu taşıyan yolcu gemilerini limana alma imkanına sahip değildir.
Bu nedenle Antalya Limanı yakınında bulunan 23 nolu plaj önüne yapılacak, Kuşadası benzeri son derece ekonomik mal olacak ve kısa sürede hazır hale gelerek, iş görecek bir iskele ile bu kapasitedeki gemilerin Antalya ya gelmesine imkan sağlanabilecektir.
Bu projenin olabilirliği benim DTO başkanlığım zamanında yaptırdığımız teknik bir araştırma sonucu teyit edilmiştir.
Bilinmelidir ki; Kurvaziyer Turizm ile ilgili çalışmalar uzun soluklu çalışmalardır. Önce alt yapı eksiklikleri giderilecek, eş zamanlı olarak bölgemiz ve hayata geçireceğimiz yatırımımız kruvaziyer işletmelere tanıtılacaktır. Bunlar minumum 3-4 yıllık belki de daha uzun bir süre sonunda meyvelerini veren çalışmalardır. İstanbul Salı Pazarı projesi çalışmaları buna çok güzel bir örnektir.
O nedenle bu proje hayata geçesiye kadar ilk olarak öncelikle Antalya limanımız ve ilgili turizm-yolcu gemisi acentelerimizin çabası ve devletimizin desteği ile mevcut limanımız tekrar kapasitesi ölçüsünde yolcu gemisini misafir etmeye başlamalıdır.
Bilindiği üzere Antalya Aspendos’u, Perge’si, Termessos’u ve Eski Antalya’ sı ile Kruvaziyer turistin ilgisini çekecek ve zamanında da çekmiş olan bir destinasyondur.
Konu yolcu gemilerinin Antalya ya gelme kararlarını olumlu etkileyecek ve Antalya körfezini aşmasını istekli kılacak cazibeler Devletimiz ve Liman işletmesi tarafınca yaratılabilir.
Yazımda ifade ettiğim ve Demre de yapılmasını dile getirdiğim “Kruvaziyer Liman” yeni inşa edilecek bir liman olmayıp inşası tamamlanan Demre marinasının projesinde de var olan Yolcu gemisi rıhtımın yapımından ibarettir. Bu proje bölgenin doğasını çekiciliğini koruması bakımından, O bölgeye yapılması dile getirilen havalimanından, çok daha hayırlı bir projedir.
Marinalarla ilgili yaptığım açıklamada; Daha önce planlanan marinalarının tamamlanması gerektiğini vurgulamıştım. Burada altını çizdiğim uzun yıllardır DTO sının çabaları ile gündeme getirilen ve imar planlarında yer alan Manavgat ırmak ağzı marinası ile Aksu çayı ağzında ki marinanın yapılmasıdır. Beraberinde mevcut Antalya balıkçı barınağının eksikliklerinin giderilerek ekonomiye katkı sağlayan daha üretken bir şekilde işletilmesidir.
Hedef ekonomik, hızlı yapılan “Hemşehri marinalarının” yapımı olmalıdır. Bu tür marinaların yapımı, mevcut marinalarda olduğu gibi bölgelerinde ki çekek yeri sorununu da çözecektir.
Bilinmelidir ki şuan Antalya merkezinde bulunan Setur Antalya ve Kemer marinaları doludur. Türk Bayrağına geçiş yasası ile birçok Türk vatandaşı tekne sahibi olmaya başlamıştır, yanı sıra Turizmin tekrar eski haline dönmesi ile geri gelecek olan yabancı bayraklı konuk tekneler için yeni bağlama yerlerine ihtiyaç olacaktır. Bilindiği üzere Antalya’mıza gelecek olan 13-14 milyon turist belgeli yatak kapasitemiz olduğu için gelebilmektedir.
Açıklamalarımı bir kez daha değerleri deniz severlerin ve okurlarınızın dikkatine sunarım.
Sevgi ve Saygılarımla
Hüsnü ÇÖLLÜ