CHP’de il kongresi bitti ve sular duruldu şimdilik…
Kongre sonrası çok insan ve çevre bana “neden CHP il kongresi ile ilgili değerlendirme yazmıyorsun” diye sitem etmişti…
Ben hemen sıcağı sıcağına yazmaktan yana olmadım.
Kongre sonrasının yansımalarını bekleyip ona göre bir değerlendirme yapmayı tercih etmiştim
Öncelikle şunu belirteyim; CHP’nin son il kongresi geçmiş yıllarda yapılan kongrelere göre daha olgun, daha sorumluluk taşıyan bir kongre oldu.
Yine geçmiş kongrelere göre yapılan konuşmalar; kişiselleştirilen ya da rakip gördüğü kişilere eleştiriden çok saldıran konuşmaların yerine, kent ve ülke gündemini dile getiren, önerilerde bulunan konuşmalar ağırlıktaydı.
Birçok siyasinin konuşması dikkatimi çekti ancak “CHP bundan sonra ne yapmalı ve yeni dönemde nasıl bir yol izlemeli” sorusuna ışık tutacak konuşma “Yusuf Meriç’ten” geldi.
Meriç’in, “Genel Merkezin, diğer muhalefet partileriyle olan ilişki ve yaklaşımlarının yeni seçilecek il başkanı ve yönetimince izlenmesinin zorunluluk olduğunu” belirttiği konuşma bence kongrede yapılan en önemli konuşmaydı.
İl Başkanı seçilen Nusret Bayar da konuşmasında bu mesaja dönük olarak “kentteki diğer muhalefet partileriyle en iyi ilişkilerin kurulması için gereken her türlü çabanın gösterileceğini” ifade etmesi, bence gelecek dönemin kent siyasetinde izlenecek yolu belirtmesi açısından son derece önemlidir.
Bence ilk etapta İYİ Parti ile kimi konularda yaşanan bazı kırgınlıkların ivedilikle giderilmesi bu siyasete ivme kazandıracaktır.
Ahmet Aydın’dan sonra il başkanlığına getirilen “Yavuz Temizer’in,” partisinin çıkarlarını korumaya yönelik olarak hassasiyet göstermesi anlaşılabilir bir durumdur.
Ve bu hassasiyetler, CHP İl Başkanı “Nusret Bayar” tarafından izole edilebilir bir durumdur.
Çünkü gerek Bayar ve gerekse Temizer siyaseten donanımlı ve bagajlarında AK Partiyi iktidardan uzaklaştırma anlayışını taşıyan siyasilerdir.
Bu noktada güven ve samimiyet oluşturmada ağırlıklı sorumluluk Nusret Bayar’a düşmektedir.
Bunun da yolu, “İYİ Partinin, başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere diğer CHP’li belediyelerden taleplerini olabilirlilik ölçüsünde gidermektir.”
İşte tam da bu noktada “CHP örgütü ile CHP’li belediye başkanları arasındaki denge ve iletişim sorunu” ortaya çıkmaktadır.
Bir önceki İl Başkanı “Ahmet Kumbul,” bu iletişimi ve iletişimde ortaya çıkan sıkıntı ve sorunları, kamuoyu ve medya önünde değil, kol kırılır yen içinde kalır anlayışı ile parti içinde gidermeye çalışmıştı.
Nusret Bayar’da elbette aynı yöntemi izleyecek ve sorunların aşılmasında çıkabilmesi muhtemel sıkıntıları kamuoyu önünde dile getirmeyecektir.
Bu nedenle Bayar’ın, olabilecek çözümleri makul ve mantıklı düzeyde üretmesi, ilde Genel Başkanı temsil ettiğini hatırlatarak gereken iradeyi göstermesi gerekmektedir…
Görünen o ki, Nusret Bayar geçmiş tecrübeleri ve siyasi donanımlarıyla hem belediye başkanları ile olan iletişimde, hem de muhalefet partileriyle olan yakınlaşmada başarılı olacaktır.
Daha doğrusu bunu başarmaya mahkûmdur…