Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na
Antalya Valiliği’ne
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na
Konyaaltı Belediye Başkanlığı’na
Antalya Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı’na
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne
Yaşadığı ülkeyi ve kentini seven tüm duyarlı savcılarımıza
Ve tabi ki Antalya halkına ihbar ediyorum.
Konyaaltı İlçesi Hurma Mahallesi’nde, Antalya’mızın simgesi portakal ağaçlarının ortasında, TOKİ’ye tahsisli konut arazisi üzerinde, ruhsatı, ÇED Raporu ve izni olmadan faaliyet gösteren bir beton santrali var.
Bu santral 30 Eylül 2022 tarihinde, 2 yıllığına AS ADO Hazır Beton Sanayi Nakliyat ve Ticaret Anonim Şirketi’ne kiralanmıştı.
Ki bu kiralama da sahte belgeler düzenlenerek yapıldı.
Tam bir yılan hikayesi olan bu kiralama süresi 30 Eylül 2024’te doldu.
Şirkete, 26 Temmuz 2024 tarihinde Antalya 25’nci Noterliği üzerinden bir ihtarname gönderildi. Sözleşmenin bitimine bir ay kala, yani 31 Ağustos 2024 tarihi itibariyle beton santralindeki tüm faaliyetin durdurulması gerektiği kiralayan tarafından tebliğ edildi.
Güler misin ağlar mısın? Sahte belgeyle kiralanan tesisin, noterden çekilen ihtarnameyle, yani yasal ve resmi bir belge ile boşaltılması istendi iyi mi?
Bugün 11 Kasım 2024, gidin bakın beton santralı, asfalt plenti ve taş kırma konkasör tesisi 7/24 çalışıyor.
Konu, bir elin parmaklarından daha fazla kamu kurumunun sorumluluğunda olmasına rağmen, bir Allah’ın kulu da çıkıp, şehrin göbeğinde ruhsatsız ve izinsiz çalışmaya devam eden beton santralinin faaliyetlerini durduramıyor.
Bir şirket ya da bir kişi nasıl olur da Bakanlıktan, Valilikten ve Belediyeden daha güçlü olabilir?
Bir şirket ya da bir kişi nasıl olur da Bakanlığa, Valiliğe ve Belediyeye rağmen illegal bir şekilde faaliyetini sürdürebilir?
Bakanlık, Valilik ve Belediye nasıl ve neden, illegal bir şekilde faaliyetini sürdüren bir şirket ya da kişiye mani olmaz, dur demez ya da diyemez?
23 Mayıs 2024 tarihli Hürses Gazetesi’nin manşetinden “BOĞAÇAYI'NDA DEVLET YOK MU?” başlıklı bir haber yayımladık. Bu haberde de yine benzer şekilde Konyaaltı ilçesindeki Boğaçay Havzasında illegal bir şekilde kum-çakıl çıkarılıp, işlenip satıldığını ihbar ettik.
Konunun bir numaralı sorumlusu olan Antalya Vali Yardımcısı ve Antalya Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanı Yalçın Sezgin, illegal bir şekilde kum-çakıl çıkarılıp satıldığına dair iddiamıza karşın Antalya Valisi Hulusi Şahin’e, kasten mi ya da kendisi de konudan bihaber olduğu için midir bilmiyorum, gerçekle hiçbir ilgisi olmayan açıklamalarda bulunmuştu. Vali Hulusi Şahin’de Yardımcısı’nın yönledirmesiyle Boğaçay Havzasında illegal bir şekilde kum-çakıl çıkarılıp satılmadığını ifade eden bir geri dönüş yapmıştı tarafıma.
Fakat zaman maalesef beni haklı çıkardı.
Alan aynı, konu aynı, iddia aynı, sonuç aynı. Üstelik artık alanın maden vasfı da yok. Ruhsatı da yok. Faaliyette bulunduğu alan sanayi parseli bile değil. TOKİ’ye devredilmiş konut alanı.
Bu kadar maddi kanıta rağmen Vali Yardımcımız Yalçın Sezgin hala ve ısrarla, beton santralinin legal bir faaliyet içerisinde işletildiğini iddia ederse, akıllara çok farklı senaryoların gelmesi kaçınılmazdır.
Yalçın Sezgin’e bir kez daha sormak istiyorum;
Sözleşmesi 30 Eylül’de dolan, 31 Ağustos’ta tüm faaliyetlerini durdurması gereken, sizin sorumluluğunuzdaki bu beton santrali neden ve nasıl hala çalışabiliyor?
Bu illegal duruma neden göz yumuyorsunuz?
Bu ve bunun gibi illegal süreçleri sona erdirmek için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin size verdiği yetkiyi neden kullanmıyorsunuz?
23 Mayıs 2024’te sormuştuk, bir kez daha tekrarlamak da fayda görüyoruz.
ANTALYA’DA DEVLET YOK MU?
(Talep edilmesi halinde konu hakkındaki tüm bildiklerimi ve elimdeki belgeleri adli makamlarla, kamu kurumlarıyla paylaşmaya hazırım.)