Benim futbol ile tanışmam, çocukluk yaşlarıma denk gelir.
Mahallenin çocukları sokak aralarında, boş arsalarda, okul bahçelerinde, piknik alanlarında, özetle taştan iki kale yapacak ve sığışacakları kadar düz bir zemin bulduklarında hemen takımlarını kurar, akşama kadar o topun peşinde koşarlardı.
Rahmetli annemin en sevdiği, heyecanla takip ettiği tek spor dalıydı. Gönülden bağlıydı takımına, futbola adeta sevdalıydı.
7’den 70’e herkesin duygusal bağının olduğu, uğruna yumruk yumruğa kavga ettiği ata sporumuz niteliğindeki bu spor, önce kapitalizmin hemen ardından da siyasetin istilasına uğradı.
Dolayısıyla da kirlendi.
Milyar dolarlık bir endüstri haline dönüşmesinden bu yana futbol, profesyonel bir meslek olarak kabul gördü. Futbolcular milyarder ve ünlü, ışıltılı hayatları ile gıpta edilen, efsaneleşen, halk kahramanlarına dönüştü. İletişim araçlarındaki teknolojik gelişim, futbolun kitleler üzerindeki etkisinin güçlenmesine ve ticari potansiyelinin milyar milyar artmasına neden olurken, siyaset kurumu izleyici olmaktan çıkıp bizzat oyuna dahil oldu.
Çünkü futbol, siyasetçiler için hem oy deposu hem de oldukça karlı bir rant kapısı idi. (Düzeltme; Benim çocukluğumun futbolu böyle değildi, siyasetin karışması ile bu hale geldi.)
Kentin milletvekilleri, seçildikleri illerin takımlarının profesyonel lige yükselmesi için uğraşıp sempatilerini artırdı. Kapısının önünden geçmedikleri statlarda loca sahibi oldular. Hızını alamayıp bizzat yönetime giren ya da kardeşini, yeğenini yönetime sokanlar oldu. Yerel yöneticiler, kent takımlarına verdikleri destekle seçim kazanır hale geldi.
90’lı yıllara gelindiğinde siyasetçiler artık bir oyuncu değil, oyun kurucu idi. 3’üncü Ligle birlikte il ve ilçe belediye başkanları, beldelerindeki takımların başkanları oldu.
Yani kirlenme hızla devam etmekteydi.
Belediyelerin spora destek olarak halka hizmet götürmeleri şeklindeki himaye siyasilerin futbol takımları üzerinden maddi ve manevi faaliyetlerine imkan verecek hale dönüştü.
Sizlere uzun uzadıya bu perspektifi sunmamdaki amaca gelirsek;
Yazının hemen başında ‘sevdalısıyım’ diye ortalıkta gezinen, yönetiminde görev alan isimlerin aslında Antalyaspor’umuzun ırzına geçip kirlettiğini söyleseydim, kalplerinizdeki Antalyaspor ve kent aşkı, böylesi ağır bir ithamı kabul etmezdi.
Zira elde ettiğim bilgi ve belgelere, somut kanıtlara rağmen benim yüreğim hala bunu kabul etmiyor, edemiyor.
Her ne kadar alıştıra alıştıra söylemeye çalıştımsa da kesin kanıt olmadan, bu gerçeğin hazmedilmesi öyle kolay değil, biliyorum.
O yüzden en başa dönüp, tane tane anlatacağım. Ayrıca iddialarımın kanıtı olan belgeleri de yazımın bitimine iliştireceğim ki hazmı kolaylaştırsın.
Futbolun kitleler üzerindeki etkisini ve sağladığı rantı keşfeden ve etkili biçimde kullanan ilk isim Menderes Türel idi. Gazetemizin fotoğraf arşivinde, Türel’in takım elbiseden çok Antalyaspor formasıyla, makamından çok tribünlerde çekilmiş fotoğraflarının olması, bir tesadüf ya da salt futbol aşkı değil.
Antalyaspor’a hallenen isimlerin başında gelen Menderes Türel, kulübe sabit gelir sağlamak için 2017 yılında, Valilik onayı ile Antalyaspor Kulübü Derneği ile Büyükşehir Belediyesi arasında 40 bin metrekarelik dolgu sahasının işletilmesi amacıyla protokol imzalandı. Orman Genel Müdürlüğü’nün 3 Ağustos 2017 tarih ve 147 sayılı oluru ile Kızıllı bölgesinde bir milyon metrekarelik bir alan daha 29 yıllığına belediyeye tahsis edildi. Yapılan ek protokol ile bu alanın da Antalyaspor Kulübü Derneği tarafından işletilmesi sağlandı.
Tüm bürokratik süreçlerin tamamlanıp sistemin açılması 1 Mart 2018 tarihinde gerçekleşebildi. Bu tarih itibari ile hafriyat toprağı, inşaat yıkıntı atığı taşıyıcılarına, Atık Taşıma İzin Belgeleri düzenlenmeye başladı. İlk belgenin düzenlendiği tarihinden 31.12.2018 tarihine kadar 2 milyon 666 bin 997 TL ciro gerçekleşti.
Fakat her ne yapılırsa yapılsın mızrak bir türlü çuvala sığmadı. Antalyaspor’a sabit gelir sağlaması için atılan ‘bu iyi niyetli adım’ istenen sonucu vermedi, veremedi. Antalyaspor Kulübü Derneği’nin bu süreçte atık bertaraf ücretinin yeniden düzenlenmesi, işletme maliyetleri, personel, iş makinası giderleri ve yükümlü olduğu kira bedelini karşılayamadığı o yılın Sayıştay Raporu’na yansıdı.
2017-2018 yıllarına ilişkin arazi izin bedelleri kapsamında Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’ne ödenmesi gereken 2 milyon 96 bin 402 TL’nin de Antalya Büyükşehir Belediyesi (Menderes Türel) tarafından ödendiği tespit edildi.
Her ne kadar 2 buçuk milyondan fazla gelir elde edildiyse de gelir gideri karşılamadığından, bu hafriyat işletmeciliği işi, kulübe gelir sağlama şöyle dursun zarar ettiriyordu.
Bu dönemlerde yapılan olağanüstü genel kurul sonucu, istifa eden başkan Gültekin Gencer’in yerine Ali Şafak Öztürk Antalyaspor AŞ’ye başkan seçildi. Antalyaspor Kulübü Derneği Başkanlığını Nafiz Tanır üstlenirken, Antalyaspor A.Ş. yönetiminde Emin Hesapçıoğlu, Dernek Yönetim Kurulunda son dönemlerin en popüler ismi Mustafa Yılmaz yer aldı.
Antalyaspor’a her türlü desteği sunan, yeri geldiğinde borçlarını bile ödeyen Menderes Türel Başkanlığındaki Antalya Büyükşehir Belediyesi, 20 Şubat 2018 tarihinde, 2018 yılı cirosu ve bildirilen cironun yüzde 10’u olan bedelin Antalyaspor tarafından Belediyeye ödenmediğini tespit etmiş ve 04.03.2019 tarih ve 33619940-869- 20949 sayılı yazı ile ödemenin yapılması istemiş. Ancak, Antalyaspor Kulübü Derneği’nden herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi cevap verilmeye bile tenezzül edilmemiş.
Diyeceksiniz ki ‘Antalyaspor’a o kadar destek olan Türel, parası olmadığını bildiği halde neden kulübe borcunuzu ödeyin yazısı göndersin’
Kim seçilirse seçilsin, kurumlarda devamlılık esastır. Takvimler 31 Mart 2019’u gösterdiğinde koltuğunu Muhittin Böcek’e kaptıran Menderes Türel, yaptığı bu hamle ile seçimleri kaybetmesi halinde rakibi Böcek’i Antalyaspor ile karşı karşıya getirecek bir düzen planlamıştı. Ki yerel yönetim yönetmeliği ustası olan Türel’in planı tıkır tıkır işlemiş, Antalyaspor Kulübünün katı atık sahasını borcu ile alakalı olarak Türel zamanı yazılı istenen borç, Muhittin Böcek döneminde, Türel ile beraber çalışan hukuk müşavirliği, Çevre Koruma Dairesi Başkanlığı, Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nın 20.05.2019 tarih ve 43471 sayılı ortak yazısı ile İcra ve İflas Kanunu hükümleri doğrultusunda Hukuk Müşavirliğince tahsil edileceği kulübe iletilmişti. Yani Böcek, Antalyaspor’a destek olacağına icra götüren başkan konumuna düşürülmüştü. Şeytanın aklına gelmez.
Kafanızdaki diğer soruyu da hemen yanıtlayayım; “Türel kazansaydı kendi kazdı çukura düşecek ve icra gönderen başkan konumuna kendisi düşecekti” diye iç geçirdiğinizi biliyorum. İktidarın Büyükşehir Belediye Başkanı olmanın kendisine sunduğu tüm imkanları dibine kadar sömüren Türel, arkadan dolanarak bu işin çözecek ve kendisini bir kahramana dönüştürecek planı hazırlamış ve ağabeylerinden olurunu seçimden çok önce almıştı.
Kendi ticari faaliyetlerinde milyon milyon karlar edip zenginliklerine zenginlik katan dönemin Antalyaspor yöneticileri, bu hafriyat işini bir türlü becerememiş, gelir elde etmenin yolunun, işi taşere etmekten geçtiğine kanaat getirmişlerdi. Odak Akademi İş Güvenliği Uzmanlığı Tic. ve San. Ltd. Şti. ve SMK Life Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile Antalya merkez ve beş ilçesinde (Kepez, Muratpaşa, Konyaaltı, Döşemealtı ve Aksu) yapılacak hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının tespiti, görüntülenmesi bildirimi ve 2872 sayılı Çevre Kanununa ve 25406 sayılı Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğine uygun olarak kontrolü kapsamında sözleşme imzalandı.
Fakat işi taşere etmekte de işe yaramadı. Tabi sadece Antalyaspor’a yaramadı. Yoksa sözleşme imzalanan iki taşeron firma bu işten milyonlar kazandı. Kazanamayan yine Antalyaspor’du.
Mali müşavir Mehmet Çelik tarafından hazırlanan ve 2019-2020-2021 yıllarını kapsayan rapor, Antalyaspor’un bu hafriyat işinden neredeyse hiç gelir elde etmediği kanıtı oldu. Bırakın geliri, Aziz Çetin’in başkan olduğu dönemde belediyeye ödenmesi gereken 2 milyon 387 bin 618 TL’lik borç ve bu borcun 346 bin 42 TL gecikme faizi olduğu ortaya çıktı.
Mustafa Yılmaz ve Emin Hesapçıoğlu’nun yer aldığı Dernek yönetimi, iş bilmezliklerinin ya da her şeyin ortaya çıkmasından endişelendiği için olsa gerek, 2020 yılı başlarında kamuoyunda sıkça tartışılan hafriyat ve moloz döküm işi ile ilgili bir açıklama yaptı.
Hafriyat döküm alanı projesinden Antalyaspor’a beklenen gelirin, bugüne kadar sağlanmadığı belirtilen açıklamada, "Yeterli hafriyat olmaması, Antalyaspor’un beklenen yıllık 25 milyon TL’lik gelirin ancak yüzde 1’ini yakalayabilmesine neden olmuştur. Ancak ‘akmasa da damlar’ niteliğindeki bir proje hali hazırda Antalyaspor’un adeta tek gelir kaynağı durumunda bulunuyor. Hafriyatçıların bu molozları, ilçelerde bulunan boş arazilere döktükleri biliniyor. Bu konu ile ilgili ilçe belediyeleri ile yapılan toplantıda durumun önemine dikkat çekilmişti" denildi.
1 milyon 14 bin 574 metrekarelik hafriyat döküm sahası, Antalyaspor Kulübü Derneğince işletilmeye açılmamışken , Emin Hesapçıoğlu Dernek Başkanlığı görevini bıraktıktan sonra, Antalya Birikeçtiler, Nalburiyeciler, İnşaat Malzemecileri ve Hafriyatçılar Odası, alanın tahsisinin iptali için dava açtı.
5 yıl gibi uzun bir süre, hiçbir gelir elde edilemeyen işin iptali için dava açmayan oda, Hesapçıoğlu’nun görevi bırakmasıyla, Antalyaspor’a oldukça iyi gelir getirdiği 2022 yılında anlaşılacak projenin iptali için dava açması, zamanlama bakımından oldukça manidar ve dikkat çekiciydi.
Dönemin dernek yetkilileri Mustafa Yılmaz ve Emin Hesapçıoğlu tarafından sözleşmeleri imzalanan Odak ve Smk ltd şirketlerinin %50 gelir paylaşımı ile yapılan anlaşma şartlarına göre derneğin Mali müşaviri Mehmet Çelik raporunda açıkça görüldüğü üzere ciro, taşeron ödemesi ve belediyeye borç raporu şöyle;
2019 /CİRO :3.642.412. / GİDER 1.680.468. (ODAK -SMK, ,BELEDİYE PAYI,40-100 DNM KİRA,AKARYAKIT ,İŞÇİ ÖDEMESİ
2020 / CİRO : 6.573.458. / GİDER 6.212.102
2021 / CİRO : 7.347.276 / GİDER 6.409.251
Top.gelir :17.563.176.tl - Top gider: 14.301.821tl. KALAN =3.261.355.TL
01.07.2022 Antalya B.Şehir B. Borç /gecikme zammı borç top = 2.733.642.TL
Protokol gereği derneğe gelen para düzenlenen atık belgesi yeminli mali müşavir onayı ile belediye mutabakatı yapılıyor.Hesaba yatan paranın yarısı Odak ve Smk tarafından fatura edilerek dernekten tahsil ediliyor .Dernekte kalan para giderlere ve belediye ödemesine yetmiyor sonucu ile karşılaşıyoruz.
Aziz Çetin’in göreve gelmesiyle, hafriyat işinin makus talihi değişti. Sadece hafriyat işinin değil, Antalyaspor’a gelir sağlaması gereken tüm işlerden gelir elde edilmeye başlandı ve şaşırtıcı bir şekilde bu gelirler Antalyaspor’un kasasına girmeye başladı.
01.09.2022 - 28.09.2023 Hafriyat alanını yeni işleten firmanın 1 yıllık cirosuna bakıldığında;
CİRO. 28.809.531.20 TL ANTALYA SPOR DERNEK GELİR 14.404.765 TL
(Yeni dönemin taşeron anlaşmasında giderler taşerona ait)
2017-2021 yılları içerisinde faaliyete başlayan Antalya’nın en büyük kentsel dönüşüm projesi SUR YAPI , kat irtifakı kurulmadığı halde Büyükşehir Belediye Logosu kullanılarak reklam yoluyla daire satışı yapan SUR Yapı Projesi için Antalyaspor Derneğine herhangi kazı ödemesine rastlanmamıştır.
Aziz Çetin’in göreve geldiği dönem firmanın 806.000 metreküp/18.700.000 TL kazı bedeli ise tutanak altına alınmıştır.
2017-2022 yılları içerisinde Antalya merkez ve ilçelerde hafriyat projelerinin denetimi ve yine o yıllarda birim fiyat meselesi ,atık alım belgelerine Kızıllı birim fiyatı yazılmasına rağmen kaçak dökümlerin tespitlerinin yapılmadığı da gün yüzüne çıktı.
Protokolün imzalandığı 2017 yılı ile o günden bu güne Antalyaspor’un hayrına bir tek çivi bile çakılmadığının ortaya çıkarıldığı, günümüzde ne kanunlar, ne imzalanan protokoller ne de yasa ve yönetmelikler değişmemişti. Değişen sadece isimlerdi.
5 yıl boyunca bırakın karı, zarar eder konumda olan hafriyat işinden Aziz Çetin’in göreve gelmesi ile hafriyatın 1 yıllık cirosu 33 milyon TL ulaştı.
Kaba bir hesap ile 2017-2022 yılları arasında 50 milyon TL gelir elde etme potansiyeli olan tesisin sadece ve sadece 7 milyon gelir elde ettiği tespit edildi.
(2017-2022 döneminin” Kulüp Başkanlarından biri olan Mustafa Yılmaz, asıl işi inşaat olmasına rağmen hafriyat işinden kulübe para kazandıramamış, gelir elde etmek için Bayrak Kampanyası başlatmıştı. 5 bin TL’ye bayrak satarak kulübe gelir sağlamaya çalışan Yılmaz’ın balonu çabuk sönmüş, kısa bir sürede başkanlıktan istifa etmişti. Ha tabi bir de bayrak alan Antalyaspor sevdalısı, almayan ise Antalyaspor resmi sayfasından ifşa edilmişti.
1 yılda 33 milyon, 5 yılda 7 milyon.
Takdir önce Antalyaspor camiasının, ardından kamuoyunun.
43 milyon TL değerindeki kaybın mimarlarına hem bu hesap hem de Antalyaspor’un 43 milyon TL daha güçlü olması halinde elde edeceği sportif başarılardan mahrum bırakılmasının nedenleri sorulmalı.
Ortalıkta Antalyaspor ve Antalya sevdalısıyım diye dolanan fakat kendi çıkarları dışında hiçbir şey düşünmeyenlere artık ‘dur’ denmeli.
Antalyaspor’u kendine basamak ya da paravan yapan siyasetçilerden ve rantçılardan kurtulmalı..
Hatırlayın;
Akrepleri ateş ile kıstıracak olursanız, kendi iğnesiyle kendisini sokarak intihar eder.
Gelin, bu ateşi söndürün.
Çok geç olmadan…