EV halkımız dışında kendisiyle en çok karşılaştığımız insanlar komşularımızdır. Kendisine en çok ihtiyacımız olduğu yakınımız komşularımızdır. Evden uzak bir yerde bulunsak ve ev halkımızın başına sıkıntılı bir durum gelse ve bize cep telefonuyla ulaşsa acaba komşumuz mu daha önce olaya müdahale eder yoksa biz mi? Değişen dünyamızda komşuluk ilişkilerimiz farklılaştı. İyi yönde olmayan bu farklılaşmayı ramazan ayını vesile bilerek yeniden ele almaya komşuluk haklarını yeniden hatırlamaya ve komşu ilişkilerimiz doğru bir zemine oturtmaya ihtiyacımız vardır.
Konumuza öncelikle Sevgili Peygamberimizin bir uyarısıyla başlayacağız. Çünkü komşuluk ilişkisi sandığımız kadar basit bir şey değildir. Günümüzde çok basite indirgenmek istense bile durum böyle değildir. Ev, işyeri, arazi, köy, şehir ve ülke bakımından yakın olanların birbirlerine göre aldıkları ada komşu denir.
Komşular bazen bir akraba gibi birbiriyle içli dışlı oldukları için güzel geçinmeleri, birbiri hakkında iyi şeyler düşünüp mutlu olmalarını istemeleri, mallarının ve canlarının zarar görmemesi için gayret etmeleri, komşusu hatalı bir iş yapmaya kalktığında veya bir konuda komşusunun görüşünü almak istediğinde ona doğru yolu göstermeleri başlıca komşuluk haklarıdır. Buna ilave olarak zaman zaman birbirlerine hediye göndermeleri, karşılaştıkları zaman birbirinin yüzüne gülüp selamlaşmaları, yardıma çağırdıkları zaman hemen gitmeleri gibi iyi komşuluk esaslarını saymak mümkündür.
Peygamber Efendimiz, üzerimizdeki haklarına göre komşuları üçe ayırmıştır: "Bir hakkı olan komşular: Müşrikler gibi ki, bunların sadece komşuluk hakkı vardır. İki hakkı olan komşular: Müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem de din kardeşliği hakkı vardır. Üç hakkı olan komşular: Akraba olan müslümanlar gibi ki, bunların hem komşuluk, hem din kardeşliği, hem de akrabalık hakkı vardır."
Ramazanı vesile bilelim. Komşuluk ilişkilerimizi iyileştirelim. Komşumuza rahatsızlık vermemek, komşumuza ikramda bulunmak Sevgili Peygamberimizin bildirdiği tavsiyeleridir. Netice itibariyle komşu sadece yan hanede oturan insan değildir. Atasözü olarak ifade edilen "Komşu komşunun külüne muhtaçtır" sözü bu hususu ne kadar güzel ifade etmektedir. Maddi veya manevi alanda her an kendisine ihtiyaç duyacağımız komşumuzla ilişkilerimizi İslam'ın tavsiyelerine uygun hale getirmek dünya mutluluğumuz, imanımızın kamil olması ve cenneti elde etmemiz için gereklidir. Bu sebeple fırsat ayı Ramazanı iyi değerlendirelim. Sosyal hayatımız için, kendi yaşantımız için ikramlarda bulunalım. İhtiyaçlar giderelim. Sıkıntı vermeyelim. Hediyeleşelim. Yüce Rabbim komşuluk ilişkilerimizi kendi rızasına uygun bir hale getirmemizi nasip eylesin.