Hıdırlık Sokak’ta biri berber, biri hediyelik eşya satan dükkânın kapılarındaki mühürleri görünce inanın şok oldum.
Sebep ne?
“Ruhsatları yok!”
…
Yaklaşık 70 kadar dükkânın daha bu nedenle mühürleneceği haberine inanmak istemedim.
70 veya 100; Kaleiçi’nde bir şekilde işyeri açabilmiş ve yıllardır adı “esnaf” olan bu arkadaşlarımız; ticaret yaparak turizme hem hizmet etmişler ve hem de “döviz” kazanarak ülke ekonomisine katkıda bulunmuş kişilerdir!
KALEİÇİ gibi bir yeri Kaleiçi gibi güzelleştiren ilk ve tek Belediye Başkanı MENDERES TÜREL olmuştur.
Kaleiçi’nin 5, 10, 20 veya daha eski durumunu bilenler bilir. Her yer yıkık dökük harabe konaklarla dolu, sokaklarında farelerin cirit attığı karanlık bir yerdi!
Şimdi orda burada “seni seviyorum” diye Kaleiçi masalları okuyanlar; Kaleiçi’ndeki konaklarını korumaktan aciz kalıp kaçanlar yüzünden hayalet bir şehir görüntüsünde idi!
Tinerciler, şarapçılar, hırsızların mekânı olmuştu!
Biraz dil bilen, ticaret yapabilen insanlar; pansiyon dediler, bakkal dediler, hediyelikçi dediler, halıcı-kilimci dediler o “harabe” sözde konaklara biraz çeki düzen verip oraları; turizmden “ekmek kazanılan teknelere” dönüştürdüler.
Mal sahiplerinin cahilliği ve Devlet korkusu, kanun bilmezliği nedeniyle;
“Evimiz boş durana kadar oradan da para kazanırız” diyerek hemen hemen hepsi evlerini kiraya verdiler!
Oradaki esnaf sanki halinden memnun mu idi ki?
Yıkık dökük böyle bir yerde dükkân açmak hiç de kolay bir şey değildi. Çoğu da formalitelerini yerine getirip gerekli izinleri o günkü şartlarda aldılar. Vergiye kayıt oldular. Odalara kayıt oldular. Vs. vs.
Ticaret bu! Her zaman kazandırmaz ki!
Az kazansalar bile; yanlarında çalışanların da maaşlarını verdiler. Onlar da ekmek yediler. Elektrik, su, vergi hepsinin hakkından geldiler.
…
Bir gün bir Belediye Başkanımız tutturdu;
“Tarihi duvarlara hiçbir şey asmayacaksınız!” diye. Zabıta ve polis kuvvetleriyle baskınlar yaptılar.
Kaleiçi’nden bir haber olan; esnafı bilmeyen, hangi binanın tarihi, hangisinin yeni bilmeden esnafı kuşattılar!
Tepkiler, tepkiler ve sonunda geri adım atıldı!
…
SEÇİMLE GELDİLER
Kaleiçi’nde hizmet yapmak isteyen başkanlarımız; nereden başlayacaklarını bilemediler.
Kaleiçi; BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ve MURATPAŞA BELEDİYESİ arasında bir takım idari paylaşmalarla çalışıyorlardı!
Maalesef “bir” olmalarını beklediğimiz bu belediyelerimiz “partizanca” davranıp bir araya gelmediler.
Onun yaptığından, ötekinin haberi olmuyordu.
Kaleiçi’ni; şu anda iş yeri olanların sözlerine inanarak planlamak istediler.
“Müzik ve masa sandalye” olaylarını hep önemsediler.
Onlara çizgiler çizdiler. Sokaklar masa sandalyelerle doldu. Karanlık Sokağın içinden geçmek mümkün değildi!
RUHSAT
Belediye Başkanımıza verilen yanlış bilgiler; sonradan RUHSAT OLAYI GÜNDEME GELDİ!
Bendeniz âcizane kaç defa hatırlattım; lütfen bunları sırası gelince yapın. Şu anda bir Kaleiçi esnaf düzeni var. Mağdur olmasınlar.
…
Siz bir şeyler yapmak istiyorsanız; önce yıkık dökük harabe olmuş konakları “restore” edilmesini sağlayın.
Her sene fırtınalarda birkaç tanesi daha çöküyor. Bahane ile yıkıp o güzelim tarihi dokusunun kaybolmasına neden oluyorlar.
Kaleiçi’nin tarihi dokusu öyle ya da böyle kayıp olup gidiyor!
…
Ama siz; size yanlış bilgi verenlerin yüzünden YANLIŞ YAPIYORSUNUZ!
Rahat bırakın şu kış gününde Kaleiçi esnafını lütfen!
PUTİN’in uçağı düştü; biz de ekonomi!
Turizm can damarımızdı! Bir “neşter” de siz vurmayın.
KALDIRIN ESNAFIN KAPISINDAN ŞU KIRMIZI MUMLU MÜHÜRLERİ!
Onlar bunları hak etmiyorlar!
Yorumlar
Kalan Karakter: