Duyduğuma göre Kaleiçi sorunları hakkında Sayın Valimiz Münir KARALOĞLU makamında özel bir toplantı yapılmış.
Ve burada konuşulanlar ve alınan kararlar daha uygulamaya konulmadı ama sesi geldi.
Kaleiçi trafiği yeniden düzenlenecek.
Çevreyi rahatsızlık veren müzik yayınlarına; gece yarısında mutlaka son verilecek.
Başka uygulamalar da var ama benim konum değil.
İNANIYOR MUSUNUZ?
Bütün bunları duyduğumda; ben bunları anlatan arkadaşıma:
“İnanıyor musun?” diye sormadan edemedim.
Neden?
Yanlış anlaşılmasın ama bundan önceki valilerimiz de zaman zaman buna benzer kararlar almışlardı.
Hangisi uygulandı ya da uygulanmadı; ben bilmiyorum!
Bildiğim; Kaleiçi “aynı tas, aynı hamam” hiç mi hiç değişmedi!
KABAHAT
Hani bir söz vardır;
“Kabahat sende değil; tercümanda” diye!
Maalesef Kaleiçi hakkında tüm konuşanlar aynı dili konuşuyorlar!
Trafik, müzik, ruhsat, park!
Ve Vali beyin veya bir Bakan’ın yanına hep bu konularla gidiyorlar.
Ne Bakan ve ne de Vali; Kaleiçi’nin durumunu tamamen bilemeyebilir!
“Sorun” diye çözüm isteyenler; hep aynı şeyleri söylüyorlar.
Belki onlar da haklı!
Ama bence değil!
Kaleiçi sorunlarının “çok iyi tercüme” edilmediğinden bugünkü Kaleiçi yaratılmıştır.
Yıllar öncesinden; gerçek sorunlara dokunulmuş olsaydı bugün karşımızda çok mamur bir Kaleiçi görebilirdik!
Heyhat!
Kaleiçi’ni sonradan sahiplenen ve farklı bir Kaleiçi oluşturan “esnaf” dediğimiz guruplar; maalesef bu gelişmeye engel olmuşlardır.
Tarihi değerlere sahip konaklar; hiçbir restore görmeden “dükkân” olarak açılmışlardır.
Mülk sahiplerinin; varlığı ile övündükleri Kaleiçi konakları tamamen kaderine terk edilmiştir.
MÜLK KİMİN?
Konak sahiplerine;
“Bir çivi bile çakamazsınız!” diye verilen yersiz korku yüzünden; gerek Antalya ve ilçelerinde olsun ve de gerek tüm vilayetlerdeki konaklar hiçbir zaman tadilat görememiştir!
Ne vatandaş bakmıştır, ne de Devlet baba!
Zaman’ın içine saklanan; yağmurlar, sıcaklar, fırtınalar, depremler; bu sahipsiz bırakılan konakların; yanmasına ya da yıkılmasına neden olmuştur!
Devletin yani Kültür Bakanlığı’nın sadece adı vardır.
Hiçbir konağa sahip çıkmamıştır. İlgilenmemiştir.
Binlerce konak; hâlâ ayaktadır ama haklarında verilecek “yıkım” kararını beklemektedirler.
Devletin hangi makamı, hangi Bakanı; bugünkü siyasi ortamda böyle bir hizmetle uğraşabilir ki?
YÜK BELEDİYELERDE
Onların da bu işin altından kalkmasını beklemek yanlış olur! Ama boş durmazlar; ilgilenirler ama sonrasını onlar da kestiremezler!
Eskiyen, yıkılmış ya da yıkılmak üzere olan konaklar hakkında; ne Büyükşehir Belediyesi ve ne de diğer Belediyelerin yapacakları bir şey yoktur!
KALEİÇİ’NE KARIŞAN ÇOK
Geçenlerde bir konu hakkında “Turunç Masa” ile muhatap oldum. Onlar konuyu Büyükşehir’e yönlendirmişler. Ben bekliyorum. Cevap yok! Sorunca; Büyükşehir’le bizim mevzuatımız farklı diyorlar!
Yani, bir iş bir yer de bitmiyor.
Onların da kendi aralarındaki sorun da aynı!
“Bir karar alacağımız zaman en az dört beş yere sormamız gerekli” diyorlar.
SAYIN VALİM
Ben ıvır zıvır konulardan ziyade; Kaleiçi’ni Kaleiçi yapacak olan “eski eserlerin” korunmasına öncelikle yardımcı olmanızı istiyorum.
Kaleiçi’nde o kadar yanmış, yıkılmış ve de yıkılmak üzere olan konaklar var ki; onlar da bugünkü güzelliği bozmaktadırlar.
Siz de ANTALYA ve KALEİÇİ’nde bir eser bırakmak isterseniz; bu sahipli – sahipsiz harabe konakların derhal takibe alınmasını isteyiniz.
Oraların devlet adına veya mülk sahibine yardımcı olarak en kısa zamanda “restore” edilmesini sağlayınız.
FESTİVAL
Ben işte bu yüzden yapılan Festival’lerden hiç zevk alamıyorum.
::::::: ::::::
Not: Instagram’a ben de üye oldum. Sanatsal ve Kaleiçi
konulu fotoğraflarım olacak.
…
antalyaoldcity
omergungor
…
…
Yorumlar
Kalan Karakter: