Otizm, sosyal etkileşim, iletişim ve davranışlarda zorluklarla kendini gösteren bir nörogelişimsel bozukluktur. CDC’nin 2023 raporuna göre, otizm prevalansındaki artışın bir kısmı, tanı kriterlerinin genişlemesi ve tarama yöntemlerinin iyileşmesiyle açıklanıyor.
Ancak çevresel faktörler, özellikle teknolojinin yaygınlaşması, bu artışta önemli bir rol oynuyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar, erken çocukluk döneminde aşırı ekran maruziyetinin otizm riskini artırabileceğini gösteriyor.
Örneğin, JAMA Pediatrics’te 2021’de yayımlanan bir çalışma, 2 yaşından önce günlük 2 saatten fazla ekran başında kalan çocuklarda otizm benzeri belirtilerin ortaya çıkma olasılığının %20 daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
Benzer şekilde, Frontiers in Psychiatry’de 2023’te yayımlanan bir araştırma, ekran bağımlılığının sosyal etkileşim becerilerini olumsuz etkileyerek otizm spektrumunda görülen belirtileri tetikleyebileceğini öne sürüyor.
Bu çalışmalar, ekran süresinin nörolojik gelişim üzerindeki etkisini ve özellikle dil gelişimi ile sosyal bağ kurma becerilerindeki aksamaları vurguluyor.Bunun yanı sıra, gebelik sırasındaki çevresel toksinler (hava kirliliği, pestisitler) ve genetik yatkınlık da otizm riskini artırıyor.
Environmental Health Perspectives’ta 2020’de yayımlanan bir çalışma, gebelikte hava kirliliğine maruz kalan annelerin çocuklarında otizm riskinin %20 daha yüksek olduğunu gösterdi.
Anne yaşı, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi faktörler de riski artıran diğer unsurlar. Ancak teknolojinin, özellikle akıllı telefonlar, tabletler ve televizyon gibi cihazların aşırı kullanımının, modern çağda otizm prevalansındaki artışta önemli bir payı olduğu giderek daha fazla kabul görüyor.
OTİZMİN BELİRTİLERİ
Otizm belirtileri genellikle yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkar ve erken teşhis, etkili müdahaleler için kritik önem taşır. Ailelerin dikkat etmesi gereken temel belirtiler şunlardır:
Sosyal İletişim Zorlukları: Göz teması kurmama, ismine tepki vermeme, yaşıtlarıyla oyun oynamama veya sosyal etkileşimlere ilgisizlik.
Tekrarlayıcı Davranışlar: El çırpma, sallanma, belirli nesnelere aşırı bağlılık veya rutinlere katı bağlılık.
İletişim Güçlükleri: Konuşmada gecikme, sınırlı kelime dağarcığı veya jest ve mimik gibi sözel olmayan iletişimde zorluk.
Duyusal Hassasiyetler: Yüksek seslere, parlak ışıklara veya belirli dokulara karşı aşırı tepki veya duyarsızlık.Bu belirtiler çocuktan çocuğa farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar tamamen konuşmazken, diğerleri ileri dil becerilerine sahip olabilir ancak sosyal ipuçlarını anlamada zorlanabilir.
American Academy of Pediatrics, 18-24 aylık çocuklarda rutin otizm taramalarını öneriyor; çünkü erken teşhis, müdahale başarısını artırıyor.
Otizmin artan prevalansı karşısında aileler, çocuklarının sağlıklı gelişimini desteklemek için bireysel düzeyde önemli adımlar atabilir.
Ekran Süresini Sınırlandırma: Erken çocukluk döneminde ekran maruziyetini en aza indirmek kritik. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2 yaşından küçük çocuklar için ekran süresini tamamen sıfırlamayı, 2-5 yaş arası çocuklar için ise günde 1 saati aşmamayı öneriyor. Aileler, tablet veya telefon yerine çocuklarıyla yüz yüze etkileşim kurarak dil ve sosyal becerilerin gelişimini desteklemeli.
Erken Tanı İçin Dikkatli Gözlem: Ebeveynler, çocuklarının gelişim aşamalarını (konuşma, göz teması, sosyal etkileşim) yakından takip etmeli. Şüpheli bir durumda, vakit kaybetmeden bir çocuk psikiyatristi veya nörologa başvurulmalı. Erken müdahale programları, özellikle 0-3 yaş arasında, çocuğun potansiyelini ortaya çıkarmada büyük fark yaratır.
Zenginleştirilmiş Ortam Sağlama: Çocukların duyusal ve bilişsel gelişimini desteklemek için oyun temelli aktiviteler, doğa ile temas ve yaratıcı etkinlikler teşvik edilmeli. Örneğin, hikâye anlatımı, müzik ve fiziksel aktiviteler, sosyal becerileri güçlendirebilir.
Sağlıklı Beslenme ve Çevresel Toksinlerden Kaçınma: Gebelik sırasında ve erken çocuklukta sağlıklı beslenme, toksinlere (örneğin, ağır metaller, pestisitler) maruziyeti azaltmak için önemli. Organik gıdalar tercih edilmeli ve evde kimyasal temizlik ürünlerinin kullanımı sınırlandırılmalı.
Ebeveyn Eğitimi: Aileler, otizmle ilgili güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeli. Uygulamalı Davranış Analizi (ABA) gibi kanıta dayalı yöntemler hakkında bilgi sahibi olmak, çocuğun gelişimini desteklemek için faydalı olabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: