Son birkaç hafta, okullarımızda yaşanan temizlik problemini gündemde tutup soruna çare bulunabilmesi ile ilgili kamuoyu oluşturmaya çalışıyorum. Konu kamuyu ilgilendiren bir konu olunca da muhatap haliyle Vali oluyor.
Çocuklarımızın hijyenik bir ortamda eğitim aldığı, velilerin huzurla ve güvenle çocuklarını emanet edebildiği okullar istedim, bu talebimi de yüksek sesle dile getirdim diye Antalya Valisi bana küsmüş iyi mi?
Hâlbuki ne demişti Antalya’da göreve başlarken; “Antalya'yı hep beraber yöneteceğiz. Katılımcı bir idare anlayışıyla çalışacağız, şeffaf ve hesap verebilir olacağız. Yetkileri kullanırken kıskanç olmayacağız.”
E bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Cuma günkü yazımda belirtmiştim. Ben Ayla Çekiç’in kaçak konutu için imar affı istemiyorum ya da şöyle okkalı maaşı olan bir iş veya parsayı toplayacağımız bir ihale. Kum ocağım olmadığını, Kırmızı Beyaz ile tek ilişkimin bayrağıma olan aşkım olduğunu Vali Bey’in yüzüne söylemişliğim var.
Derdim daha iyi, daha güzel bir Antalya.
E hani Antalya’yı beraber yönetecektik, katılımcı bir anlayışla çalışacaktık. Demek ki Vali de olsan büyük büyük laflar etmeyecekmişsin.
Sinan, Türkçe kökenli bir isim olup genellikle "mızrak" veya "mızrak ucu" anlamlarına gelir Sayın Valim. Her söylediğine inanırsanız, ucu illa size de batar.
*
Hakkını yemeyeyim; “Daire müdürlerimiz basına demeç verebilirler, bu konunda herhangi bir kısıtlama yok. Herkes küçücük bir bilgi kırıntısını verme konusunda nasıl cimri davranır, iyi biliyorum. Bunu Antalya'da yaşamak istemiyoruz” da demişti Sayın Vali. 4 Ekim tarihli ‘Personel Nerede, Para Nerede’ başlıklı yazımda İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Salih Kaygusuz’a yönelttiğim bazı sorular olmuştu. Antalya Valisi Hulusi Şahin’in talimatı ile aradı beni Sayın Kaygusuz. Tüm sorularıma yazılı ve detaylı bir şekilde yanıt vereceklerini, öncesinde sözlü olarak bilgilendirmek istediğini ifade etti. Bir eğitimciye, bir bürokrata ve bir beyefendiye yakışır bir nezakette, tane tane anlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarımızda görevlendirdiği 30 bin yeni temizlik görevlisinin 970 tanesi Antalya’ya tahsis edilmiş. Fakat şu ana kadar 490 kişi istihdam edilebildiği için tam kapasite bir hizmete başlanamamış, çünkü çalışacak kişi bulamıyorlarmış.
Dolayısıyla görev artık vatandaşın. Devlet, okullardaki temizlik sorununu çözmek adına gereğini yaptı. Düne kadar veliler gönüllülük esasıyla sınıfları temizliyorlardı, şimdi ise maaş karşılığı bu işi yapıp, hanelerine ek bir gelir kazandırabilirler. Ayrıca alacakları hayır duayı hesaba katmıyorum.
Değerli velilerimiz de Vali Bey’in katılımcı idare anlayışına destek olup çalışacak kişi bulma konusunda Devlete yardımcı olursa bu sorun, çok kısa bir süre içerisinde ortadan kalkabilir.
*
Çocuklarımız hepimizin kırmızıçizgisi olmalıdır, deyince aklıma başta Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek olmak üzere, tüm ilçe belediye başkanlarımız geldi.
‘Okullarımızı b*k götürüyor’ diye ortalık yıkılıyor, veliler haklı bir isyan başlatmış, kamu otoritesinin en önemli dinamikleri arasında yer alan belediyelerimiz oralı değil. Sayın Böcek’in seçim vaatlerinden biri, öğrenci evlerinin ilk 5 metreküp su kullanımını ücretsiz yapmaktı ki bu vaadini de yerine getirdi. Madem öğrencileri ve temizliklerini bu kadar düşünüyorsunuz, neden okullarımızın temizliği için elinizi taşın altına koymuyorsunuz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mansur Yavaş’ın okullara destek olma girişimini siyasi şov olarak nitelendirip, kendi ayıbını örtmeye çalışmasına ne bakıyorsunuz siz? Çalın İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün kapısını, bir eksikleri, bir noksanları, bir talepleri var mı sorun. Varsa ki var, imzalayın bir protokol gereken desteği verin.
Sizler seçilmiş olansınız. Sizi hizmet edin diye seçtik. Çocuklarımızın hizmete ihtiyacı varken, bu sessizlik, bu eylemsizlik ne sizlere ne de Antalya’mıza yakışmıyor.
ÖZGÜR MÜ ÖZEL Mİ?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sur-Yapı Anahtar Teslim Töreni için geldiği Antalya’da, büyük bir ayıba imza attı.
Bir insan değil genel başkan, peygamber bile olsa biriyle, baş başa yaptığı bir sohbeti kalkıp milyonların önünde ifşa etmemelidir. Hele ki bunu o kişiyi küçük düşürmek, alaya almak için yapıyor olmasının hiçbir izahı yoktur. Bu düpedüz boşboğazlıktır. Makamı ne olursa olsun hiç kimse bu kadar özgür değildir.
Bir insan değil genel başkan, peygamber bile olsa biriyle, baş başa yaptığı bir sohbeti kalkıp milyonların önünde ifşa ediyor, alay konusu yapıyorsa, buna şahit olanlar kıs kıs gülmek yerine gereken tepkiyi en yüksek perdeden göstermelidir. Makamı ne olursa olsun hiç kimse bu kadar özel olmamalıdır.
Sırf genel başkanın diye sessiz kalır, hatta pohpohlarsan, yarın seninle yaptığı sohbeti de ulu orta anlattığında ağlamayacaksın.
AYRICA
-CHP’linin CHP’liye yaptığını, Yunan Türk’e yapmaz. Kemoterapi tedavisi için hastaneye giden bir kadını kürtaj yaptırdı diye lanse etmek, inanın söyleyecek söz bulamıyorum? İftiranın, yalanın bile bir haddi, hududu olmalı. Bir kadın ve bir Antalyalı olarak Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
-Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni geleneksel kortej ile başlatan, başta festival olmak üzere sinemamızın önemli isimlerini halkla buluşturan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Muhittin Böcek’e ve Jüri Başkanı Sayın Ferzan Özpetek’e teşekkürler.
-Tarım ve Orman Bakanlığı Antalya’da çok büyük bir yanlışa ve ayıba imza attı. Antalya’nın en güzde markalarından biri olan Parlak Restoran’ı taklit tağşiş yapan firmalar listesinde yayınladı. Serik’te hem kanuna aykırı bir şekilde Parlak Restoran ismini kullanan, hem de ürünlerinde taklit tağşiş yapan bir firmayı ifşa etmek yerine, yılların Parlak Restoran’ını zan altında bıraktılar. Sonradan hatalarını fark edip düzeltme yapsalar da iş işten geçti. Hiçbir özür Parlak Restoran’ın uğradığı haksızlığı gidermez.
Sen Güray Parlak’ın şikayetini dikkate alıp ismini kanunsuz bir şekilde kullanan işletmeyi cezalandırma, hatta o kanunsuz işletmenin tüm hata ve yanlışlarını al gerçek Parlak Restoran’ın omuzlarına yükle.
İşletme sahibi Sayın Güray Parlak yapılan bu yanlışa ne kadar kızsa haklıdır.