Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi sayın Emine Erdoğan, Ticaret Bakanlığı'nın geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde organize ettiği, ''Türkiye Girişimci Kadın Buluşması'' etkinliğinde yaptığı konuşmada bugün dünyanın her zamankinden daha çok kadın gücüne ihtiyacı olduğunu vurgulayıp, şunları söylüyordu;
''Dünya kadın ruhuyla yeniden tasarlanmayı bekliyor. Dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olma, hedefimiz kadınlarımızın ekonomiye katılmasına bağlı. Karşı karşıya olduğu çevre sorunları, insani ve moral değerler krizi hep kadınların çözüm üretebileceği konular. Hedefimiz kadınların çalışma hayatına katılma oranını 2023'te yüzde 43'e çıkarmak. Bu rakamlardan beklediğimiz, kadınların yalnızca işe alınmaları değil, biz onların kilit karar mekanizmalarında yer almasını istiyoruz.''
Evet aynen böyle diyordu ''First Lady''.
Sayın Emine Erdoğan'ın hedefi gerçekten hepimizin arzuladığı, hayalimizdeki oran. Buna hiç kimsenin itirazı olmaz, olamaz.
Yerel yönetimlerde kadın bürokrat sayısı ortada.
Buna rağmen, sayıları hedefimizin çok daha gerisinde olan, kadın bürokratlarımızın kıymetini ne kadar biliyoruz?
Buna en yakın örnek geçtiğimiz aylarda kentimizde yaşandı.
Daha önce koca şehirde adını birkaç kişinin duyduğu kurumu; Antalya'nın en faal, en tanınan devlet kurumları arasına sokan, esnafa, tüketiciye rehberlik yapan, kadınların işbaşında olduğu kooperatiflerin sayısının artmasına öncülük eden, onların yolunu açan, böylece memleket ekonomisine, aile bütçesine de katkı sağlayan bir kadın bürokrat ''düzmece'' bahanelerle görevden alındı.
Söz konusu bürokrat Antalya Ticaret İl Müdürü Seval Dizerkonca'ydı.
Seval müdür, bu örneklerden sadece birisi. Diğer illerimizde de benzer ''yanlışlıklar'', ''kıyımlar'' yaşanmıyor diyebilir miyiz?
Diyemeyiz.
İşin en üzücü tarafı ise bütün bunlara seyirci kalan bir siyasi irade.
Hadi muhalefeti bir yana bıraktık. Onlar isteseler de, bu tür yanlışlıklara, adaletsizliğe, yani çalışan, dürüst, çalmayan-çırpmayan, liyakat sahibi bürokratlara sahip çıkamıyor.
Ancak iktidar partisinin milletvekilleri, ya onlar ne güne duruyor, niye sessiz kalıyor bu haksızlıklara, kıyıma?
Atadan Antalyalı, üstelik Ak Parti'nin ilk kadın yönetim kurulu üyelerinden, Ak Parti'nin büyümesine ''ilk harcı'' koyan kadınlardan biri olan bürokratı yalnız bıraktılar.
Haksızlığa, iftiraya uğramasına seyirci kaldılar, adeta göz yumdular.
Sayın ''vekiller'' zannediyor musunuz bunlar seçmenin gözünden kaçıyor.
Oysa sizler, ''yolsuzluk'' şaibelerinin, iddialarının havada uçuştuğu bir büyük ihalenin başrol oyuncularına sahip çıkmak için adeta ''şahin'' oldunuz. Ayrıca, tehditkar tavırlarıyla bilinen, onlarca kurumdan maaş alan kendisini esnafın hamisi zanneden kişiye kol-kanat germenizde cabası.
Nerede kaldı; mazlumun yanında, zalimin karşısında olmak?
Ayrıca bu şehirde bürokrat kalmamış gibi, başka diyarlardan yapılan atamaları da sessizce izliyorsunuz? Nerede kaldı halkın ''vekilliği.''
Eminim haberi yoktur Sayın Cumhurbaşkanımızın tüm bu olanlardan. Olsa gereğini yapardı hiç kuşkusuz.
Burada bir çift sözümde Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan'a.
Sayın bakan iyi bir girişimci, başarılı bir iş kadınıydı. O günlerde yaptığı konuşmalarda, iş dünyasında kadınların yer almasının önemine değiniyor, onlara övgüler yağdırıyordu.
Bakanlık görevinin ilk günlerinde sarf ettiği şu sözler hala kulaklarımda; ''Uluslararası şirketlerde ve Türkiye'de büyük kuruluşlarda karar verici pozisyonda yer alan kadınların daha başarılı, daha verimli olduğunu görüyoruz.''
Sayın Pekcan'ın bu sözleri bizlere umut veriyor, en azından Ticaret Bakanlığı'nda kadın personel sayısının artmasını bekliyorduk.
Ancak yanılmışız.
Niye yanılmışız diyorum; daha birkaç gün önce çok sayıda Ticaret İl Müdürü kadın görevden alındı. Üstelik kendisi de bir kadın olan Bakan tarafından.
Evet Sayın Emine Erdoğan'ın ''hedefimiz'' dediği orana erişmemiz için önce milletvekillerinin, sonra bakanların şehirlerindeki kadın bürokratlara, memurlarına ''sahip çıkmaları'' gerektiğine, ''haksızlığa'' göz yummamaları gerektiğine inanıyoruz.
Yoksa 2023 hedefine ulaşmamız rüyalarımızda kalacak.