Dünyayı küstürdünüz. Bir bilgeyi anlayamadınız. Binlerce yıldan beri onun organik zihinsel güçleri yaşam ve sizler arasında bir köprü oluşturmuş. Sizler ne yaptınız ne mekan dinlediniz ne de zaman. Dünyanın görevi; tüm insanlığa gerçek bilgeliği öğretmek, zaman ve mekan illüzyonunun ötesine taşıyabilmek için önderlik etmek. Bunun için yerçekimi kuvvetini ve bu bilincin fark edilmesini sağlamak. İnsanlık ne yaptı binlerce yıl birbirini daha iyi nasıl öldürebilir diye yeni teknolojiler geliştirdi binlerce yıl savaştı.
Dünyayı küstürdünüz. Dünyanın öğretmenliği yer kürede başladı. Toprak ateş soğuk hava ne varsa insanla sundu. Tek istediği sadece sevgi vermediniz dünya küstü. Bilgeliğinin ne kadar derin olduğunu anlayamadınız, yediniz birbirinizi bir kızılağaç kadar olamadınız. İnsan olmanın titreşimini artırmak için bir ağaca sarılın kızılağaç mesajınızı alacaktır. Bu ağacı hafızanıza kaydedin.
Bilgeliğin Kızıl Ağacın içinde yaşadığını hissedin. Bu muhteşem ağaç çok uzun boyludur ve gezegende yaşayan en büyük varlıktır. Böylesine yüksek olan Kızıl Ağaç ormanları, ateşe, sele, haşereye, hastalıklara ve maddi dünyadaki bir çok zarar veren etkiye karşı çok dayanıklıdırlar. Kızıl Ağaçlar üç bin yıl yaşarlar. Taa Hz. Musa’nın Sina Dağı’nda On Emir’i aldığı zamandan beri yaşıyorlar. Kızılderililer Kızılağaçlara “Kadim Olanlar” demişler. Sevgili Dünya bu ağacın alt kısmına da yaşayan bütün diğer bitki ve hayvanlar yerleştiriyor. Ah ne güzel bir bilgelik bir idrak edebilsek. Kızıl ağaçların kökleri yanındaki ile birbirine geçerek kenetlenir, böylece korkunç fırtınalara birlikte dayanırlar. Bilgelik bu bence, birbirine kenetlenmek.
Dünyayı küstürdünüz. Hiç mi utanmadınız? Bir bilge ağacın gölgesini anlayamayıp dünyanın ormanlarına bakamadınız. Ormanlar yandı bilgelik yandı insanlık yandı.
Dünyayı küstürdünüz. Susun. Hiçbir şey söylemeye hakkınız yok. Depremler, yangınlar, sel baskınları, virüsler, savaşlar bütün bunlar dünyanın bilgeliğini anlayamadığınız için.
Hiç mi utanmadınız dünyayı küstürmeye.