Her şey bizim için. İyisiyle kötüsüyle her şey...
Hayal kırıklığı yaşadığımız zamanlar cesaretimizi sınayabilmek için en güzel zamanlardır. Yere Düştüğümüz, yıkıldığımız, zayıf hissettiğimiz dönemlerde hemen ayağa kalkıp “cesaretimizi” kullanıp yeniden yola devam edebilmemiz kendi “enerjimize” bir şeyler eklemişiz anlamına gelir. Her türlü sıkıntının üstesinden gelebilmek için cesaret elbisesini giyinmeliyiz. İster bedensel ister ahlaki ister ruhsal olsun hayata bakışımız kendi yaşam felsefemizi yakalayabilmemiz çok basit bir temele dayanır.
Hayattan korkmayan biri her aşamada her konuda zorluklarla zeka olarak karşılaşmaya hazırdır. Kendimiz için yenilgiye uğramayacak bir kişilik yaratmalıyız. Her şey bizim için demiştim ya evet ne türlü engelle karşılaşırsak karşılaşalım tüm benliğimizle onun üstesinden gelebilmeliyiz. Bazen çok zorluymuş gibi gelen çözüm yolları için kısa yol, çevreyi dolanmak olabilir. Atalarımız “çevresini dolanmanın en uzun yolu kestirmeden karşıya geçmektir” demişler. Yani, Kestirme zannettiğimiz yol uzun olabilir. Yol uzun da olsa kısa da olsa kendine güvenen insanlar bahane uydurmazlar ve zaferleriyle övünmezler. Önüne bakarlar yürürler, yolun sonunda kendilerini görürler.
*****
Ne yapalım insanız işte... Bazen de alkışlanmak isteriz. Bu durum dostlarımızın, bizi sevenlerin güvenini görmek anlamına da gelir. Ah ah ne güzeldir sevgiyi, dostluğu takdiri görmek. Hele bir de çabalarımızın başarıyla taçlandığını görmek, mis mis...
Eğer güzel bir teklif almışsak, hedefe varıncaya kadar sürekli mücadele ederiz öyle değil mi? Güçlü, mücadeleci ve zeki insanlar yere düşüp kalkıp zafere ulaşmanın bir yolunu bulurlar.
*****
Güçlü, mücadeleci ve zeki insanlarız. Kendimizi değerlendirebiliyoruz. Gücümüzü tanıyoruz.
Hayatta olduğumuz, sağlıklı nefes aldığımız sürece şans devam ediyor. Umut etmek ise bize kalmış bir şeydir.