DUYGUSAL DEVAMLILIK

Yıllar ilerledikçe kişi sevdikleriyle arasında duygusal bağlılık oluşturur. Duygusal bağlılık, bireyin yakınları ile özdeşleşmelerini, yaşanılan bağlardan mutlu olmalarını ve dostluk denilen oluşuma güçlü şekilde bağlılık duyduğunu gösteren duygusal yönelmedir. Hayat tecrübesi insanlar arasındaki iletişim deneyimleridir aslında. Tecrübeler de duygusal bağlılık üzerinde doğrudan etkiye sahiptir ve devamlılık bağlılığı geliştirir.
Toplum demek, topluluk demek insan demektir. İnsanın yaşadıkları, tecrübelerini nasıl kazandığı ve nasıl uyguladığı yaşadığı hayatın anlamını gösterir. İnsan çok karmaşık bir canlıdır ve yaşananlardan çıkarılan anlam kişiden kişiye değişir. Zihinsel işlemlerin işlevselliği de insan düşünce ve davranışlarının alanını belirler.
İnsanlardaki algı ve bellek davranışları da etkiler. Kişinin gerçek karakteri davranışlarında gizlidir. Kendinden zayıflara, doğaya ve hayvanlara davranışlarında kişinin gerçek karakter yapısı gözlenebilir. Menfaat söz konusu olduğunda yaklaşım farklı menfaat bittiğinde farklı ise kişilikte önemli bir nokta ortaya çıkar. Birey kendini anlatmış olur.
İnsanları nasıl anlarız? Onlar hakkında izlenimlere ve yargılara nasıl varırız? Hayatımızın merkezinde başka insanlar durur öyle değil mi? Duygu ve düşünce dünyası zihinsel işlevsellikle, kendini ifade etme şeklinde gizlidir. İnsanları anlamak zaman alır. İnsanları doğru tanımak, anlamak, doğru yargıya varmak, haklarında doğru tespitlerde bulunmak gerçekten hayati önemdir. 
Başkalarıyla yakın ilişkiler içinde olmak, değer görmek, güvenmek, güvenilmek, mutluluğu da mutsuzluğu da belirler. 
Varoluşun doğru olduğuna inanmak ve benliği değerli görme ihtiyacı her şeye yansır. İnsan inanmak ister. Bireyin üstüne geçirdiği kimlikleri değerlidir. 
“Ben”i ve “biz”i değerli görmek psikolojik sağlık açısından içtenlikle inanılması gereken enerjiyi harekete geçirecektir.
Duygusal bağlılık ve duygusal devamlılığını sürebilmesi  “Ben” ve “biz”in değerini anlamakla olur.