Ülkelere ya da milletlere karşı önyargılı olmak kitlesel iletişime her zaman bozacaktır. Bir de dar görüşlülüğü hesaba katarsak ülkeler, milletler, uluslar, toplumlar, topluluklar yönlerini çizemez hale gelecektir. Dünyanın temel fikri dağıldı, bozuldu. Gün geçtikçe dünya barıştan uzaklaşır hale geldi. Yöneticiler anlamak, dinlemek, sonuca nasıl yönelmek gerekliliğini çözümleyebilmekten uzaklaştı sanırım.
Ülkeleri yönetenlerin toplumda gelişen gündemin ne demek istediğini ve toplumun neler hissettiğini anlayabilmeleri için empati kurmaları gerekir. Ülkeyle empati kurmak toplumun genelinin hissettiğini hissetmek dünyayı toplumun gördüğü gözle görmeye çalışmaktır. Empati ile hissetme yönetici ile toplum arasındaki ilişkileri de geliştirir.
Toplulukları oluşturan kişiler arasında bir çok iletişim biçiminde empatik yaklaşım gözlense de bazen nesnel bir bütünlüğe de gereksinim vardır.
Ah kişiler kendi aralarında nesnel gerçekliği göz önünde bulundurup anlamları ve hisleri bir değerlendirebilirseler ne güzel olur. İşte o zaman empati ile dinleme yerine tarafsız olma ve nesnellik de yararlı olacaktır.
İletişimi yönetebilme bir başka açıdan da hem yapısal olmayan hem de eleştirel olmayan yaklaşımı gerektirir. Öyleyse dünya ülkelerinin yöneticileri yargısal olmadan açık fikirlilikle ve yöneticisi olduğu ülkeyi anlamaya yönelik yaklaşım içinde olmalılar. Güçlü yöneticiler yönettiği toplumu tamamen anlayabilmeli, açık fikirli olabilmeli, mesajları daha iyi anlayıp analiz edip değerlendirebilmeliler. Toplumun genel yapısına bakıldığında mesajlar açıktır ve çok çaba sarf etmeden söylenmek istenen anlaşılır. Buda derin dinlemeyi gerektirir. Sadece yüzeydeki olaylara dikkat edilirse altı çizilen mesajları anlamlandırmak zorlaşır. Bu da toplumun duygularını, beklentilerini ve gereksinimlerini anlamamak gibi bir sonuç doğurur.
Uluslar arası çatışma birbirleriyle etkileşimde olan ülkeler arasındaki anlaşmazlıktır. Pekçok fikir duygu ve görüş ayrılığını anlatır. Bu süreçte her iki ülke de birbirlerini etkilerler. Ülkesini en iyi tanıyan ve iletişimi doğru anlamda sağlayabilen yöneticiler başarılı olurlar. Farklı algı, duygu, bilinç dışı gereksinimler, iletişimde ustalık, doğru rol seçimi, sosyal ve fiziksel çevre ve en önemlisi iletişim sürecinde alınan mesajın niteliği gibi pek çok faktörden faydalanabilen yöneticiler doğru sonuçlara ulaşırlar.
Ülkeler arası çatışma bir çok kişinin de anlayamadığı gibi kaçınılmaz durumdur. Ülkeler arası iletişimin doğru olması dünya barışı demektir. Özlenen dünya barışı.
Ülkesini seven, faydalı işler yapabilen, dünya barışını seven yöneticilerin çok olması yeryüzü insanlarını çok mutlu edecektir.