Dünya muhteşem bir eğitim alanıdır. Bunun kaç kişi farkındadır? Evren’in aynası dürüst ve gerçektir. İçerde ne varsa onu yansıtır. Hayatın karşımıza çıkardığı kişiler ayna işlevi görürler. Hoşumuza gitmeyen yansımaları görünce kabul etmeyip atıp tutmaya başlarız. Aslında karşılaştığımız bir yönümüzün yansımasıdır, aynaya bakıp kendimizi değiştirmemiz anlatılmaya çalışılıyordur. Hoşlanmadığımız bir durum ya da kişiyle karşılaştığımızda onu düzeltmeye değiştirmeye çalışmak zaman ve enerji kaybından başka bir şey olmayacaktır. Biz kendimize bakalım. Başkasını değiştirmeye çalışmak yansımayı değiştirmeye çabalamak değil midir? Bu da belki olumsuz olarak kabul ettiğimiz bir tarafamızın inkarıdır. Yansımanın ne demek olduğunu anladığımızda başkalarını değiştirmeyi asla denemeyip kendi iç dünyamızda bir göz atmayalıyız. Kendi iç dünyamızın derinlerine dalabiliriz. Hayatımıza giren hoşlanmadığımız insanlar aslında rahatsız olduğumuz yönlerimizi gösterirler. Hoşlanmadığımız şeyleri yapmayalım.
Duygusuz davranışta merhameti, düşmanca davranışta öfkeyi, dağınıklığı görünce de düzen ve sorumluluğu bir gözden geçirmek gerekir. Çocukluğumuz sıkı bir disiplinle geçtiyse hata yapmaktan ve ihmalkarlıktan korkan bir yön geliştirmiş olabiliriz. Bu durumda aldığımız sorumlulukları bırakmak son derece ürkütücü olabilir. Düzensiz birisine öfkeleniyorsak kendimizde gördüğümüz düzensiz yönümüze de o kadar öfkeleniyoruz demektir. Buradan da “Ruhumuz rahatsız olduğu durma dikkat çekmek için uğraşıyor” sonucunu çıkarabiliriz.
Hayatımızda her yönüyle gerçekten hoşlandığımız insanlar olsun, olsun ki kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan yönlerimize ayna tutup ışık olsunlar. Bize bizi yansıtsınlar.