Bugün günlerden 30 Ağustos 2024 Başkent’teyim, Ulus’tayım. Her şeyin başladığı yerdeyim. Başlagıçtayım. Dedemin bir avuç vatanseverle beraber patlamış parmaklarıyla taş taşıyarak ilk meclisin temelini attığı yerdeyim. Buram buram zaferin kokusunu alabiliyorum Başkent’in havasında.
1923 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası Merkez Binası olarak inşa edilmiş. Daha sonra Meclis Binası olarak kullanılmıştır. II. Meclis Binası’nda görev yapan Cumhurbaşkanları;
Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanı ile Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Cumhurbaşkanı oldu ve bu görevi 15 yıl sürdürdü.
Mustafa İsmet İnönü 1918’de Ankara’ya gelerek 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Edirne milletvekili olarak katıldı. I. ve II. İnönü Savaşları’nın zaferle sonuçlanmasında önemli rolü oldu. 30 Ekim 1923’te Başbakanlık görevine getirildi. Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçildi ve 14 Mayıs 1950’ye kadar bu görevde kaldı.
Mahmud Celal Bayar, Türk ekonomist, siyasetçi yönüyle Çağdaş Türkiye’nin siyasi yaşamının çeşitli dönemleinde görevler aldı. 1921’de İktisat Bakanı oldu. 22 Mayıs 1950’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce Türkiye’nin üçüncü Cumhurbaşkanı seçildi. 10 yıl bu görevde bulundu ve 27 Mayıs askeri müdahale ile 1960 yılında görevinden uzaklaştırıldı.
Meclis binasının hemen karşısına bakıyorum. Ankara Palas’ın yenilenmiş ve müzeye dönüşmüş halini görüp kalakalıyorum. Tarihi Ankara Palas, Cumhuriyet’in ilk yıllarının anıtsal yapılarındandır. Tasarımı Mimar Vedat Tek tarafından hazırlanmıştır. Ankara Palas 17 Nisan 1927’de 120 yataklı bir otel olarak hizmete girmiştir. 1930’larda siyasetçilerin, gazetecilerin, diplomatların ve sanatçıların buluşma mekanı olmuştur. Yurtdışından gelen resmi heyet ve konukları ağırlamıştır. Ankara Palas binasının restorasyonu Milli Saraylar Başkanlığı tarafından 2019 yılında başlamış ve 2022 yılında restorasyon tamamlanmış, ziyaretçilere müze olarak açılmıştır.
Ulus’ta Kurtuluş Savaşı Müzesi karşımda, pek keyifle ve hayranlık izliyorum. Buralarda rahmetli dedemin ayak izleri, parmak izleri var diye düşüncelere dalıyorum. Bir avuç vatansever neler yaşadılar, ne heveslerle temel taşlarını taşıdılar, duygulanıyorum.
I.Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak inşaasına 1915 yılında başlanmıştır. Önce İttihat ve Terakki Cemiyeti Kulüp Binası olarak tasarlanmış. 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında I.Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi olarak işlevini sürdürmüştür. Atatürk’ün doğumunun 100. Yılını kutlama programında 1981 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu tamamlanmıştır. 23 Nisan 1981 tarihinde “Kurtuluş Savaşı Müzesi” adıyla ziyarete açılmıştır.
İlk gördüğümde beni en çok etkileyen, eski Türkiye İş Bankası Ulus binasının müzeye dönüştürülmesi oldu. Bütün ihtişamıyla eski Sümer Bank’ın yanında Ulus Meydanı’nda ziyaretçilerini bekliyor. Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi; Ankara Ulus’ta bulunan bir tarih müzesi. Türkiye İş Bankası’nın Ulus Meydanı’nda bulunan eski genel müdürlük binasının dönüştürülmesiyle ekonomik gelişmeleri ve bankanın tarihçesini anlatan bir müze oluşturulmuştur. 2019 yılında ziyarete açılmıştır. Ankara’nın simge yapılarından olan müzeyi gezmek isteyenlere ziyaret ücretsizdir.
Ulus’ta tarihi Ankara Kalesi’ne doğru yürüyüş mesafesinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi herkesi bekliyor. Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarih ve arkeoloji üzesidir. Müzede, Anadolu’da yaşamış olan uygarlıklardan kalan arkeolojik eserler sergileniyor. 1921 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün bir Eti Müzesi kurulması fikriyle ülkenin dört bir yanından eserler toplanmıştır. 1997’de “Avrupa’da Yılın Müzesi” seçilen Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eserler kronolojik olarak ayrılmış bölümlerde sergileniyor. Müzeye bir gün ayırmak çok akıllıca olur. Ben bir tarih ve müze hayranı olarak incelemeye, izlemeye, gezmeye doyamadım.
Anadolu’nun buram buram zaferlerle dolu tarihiyle övünmemiz ve gururlanmamız gerekiyor. Bu toprakların değerini sadece milli bayramlarda değil, daima bilgilenerek ve geleceğe aktarmak bilincini de yaşatmak gerekiyor. Tarihimizi, ecdadımızı çocuklarımıza, gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarmak sorumluluğunun ve bilincinin güçlenmesini diliyorum.
Bu çok anlamlı günde yine harika bir yazı????????????emeğinize sağlık Hülya hanım????