Sabahın Sahibi Var

Okuyucumuza duyduğumuz saygı, yerel gazeteciliğin önemi ve yaptığımız işin sorumluluğunu bilerek gazetemizin her sayfasına, her fotoğrafına özen göstererek, emek katarak hazırlıyoruz. Bunları yaparken de herkese eşit mesafede olup, Antalya’nın tamamını kucaklayarak herkesin HÜR SESİ olmak için çalışıyoruz.  Bizler yaptıklarımızı ve vicdanımızı biliriz. Bu mesleği yapalı 25 yıl oldu. Yatağıma yatıp, başımı yastığa koyduğumda vicdanım yastığım kadar yumuşacık… Bu gazetede aman ha bu yazılmaz, şu çizilmez, onun haberi yer almaz gibi gazetecilik mesleğini baltalayan, okuyucu ile güvenimizi sarsacak etik olmayan kurallar yoktur. Bu gazetede mesleki ahlak vardır… Bu gazetede belgeli habercilik vardır… Bu gazetede vicdanlı yayıncılık vardır… Bu gazetede araştırma vardır… Biz haberin ayağına gideriz, masa başında ahkam kesmeyi bilmeyiz… Bu nedenle zaman zaman haber merkezinin ortasında sesim yükselir, “Herkes işine baksın!” Herkes işini doğru yapar, başkasının yaptığına ya da yapamadığına değil de, kendisinin neyi doğru yaptığına bakarsa, kısacası herkes işine bakarsa inanın her şey daha güzel olur… Herkes işini yaparsa, kalite gelir… Herkes yaptığı işini konuşturur… Başarılarından söz ettirir… Kim kazanır, yerel basın… Basının kaybeden değeri böylelikle hak ettiği değeri bulur… Umudum budur… Bu nedenle haber toplantılarımızda iğneyle kuyu kazıp, belgeli habercilik yapmak adına gecemizi gündüzümüze kattığımızda, kilometrelerce yollar yaptığımızda ‘Sabahın sahibi var’ biliriz. İyi olup, doğrudan vazgeçmediğimizde sabahın sahibi bize ışık olacaktır.  Anlamayanlara ‘sabahın sahibi var’ hikayesi: Ülkeyi yöneten kötü niyetli Kral, demirciyi çağırtıp “Yarına kadar bin tane çivi yapmazsan şafakta asılacaksın” demiş.  Bir günde bin çivinin yapılamayacağını bilen demirci hiçbir endişe duymadan çivi yapmaya başlamış.  Yakınları ağlayıp sızlarken o çalışmaktan ağlamaya zaman bulamamış. Kaygısızlığını hatırlatanlara da “Sabahın sahibi var” dermiş. Şafak yaklaşırken saraydan bir adam koşarak gelmiş. Yakınları ağlamayı hızlandırmış, Demirci’nin yeterli sayıda çivi yapamadığından asılmak için alınacağını düşünmüş. Ama saraydan gelen adam “Ne kadar çivi yaptınsa hemen ver. Kral öldü tabutuna çakacağız” demiş… Kıssadan hisse, iyi haftalar…