Göçmen kuşların boyun kısımlarında bulunan tanecikler, Dünya’nın manyetik alanına duyarlıdır. Gezegenin manyetik alanından faydalanarak, her göç mevsiminde aynı güzergahı izleyerek yol alırlar. Bu özellikleri binlerce yıl içerisinde gelişmiştir ve kolaylıkla değişmez.
Bu nedenle; kuşların göç mevsimlerinde, dünyanın birçok yerinde çok sayıda uçak kazası meydana gelir. Bu kazalar sonucunda, hem çok sayıda kuş ölür, hem de insan. Bu kazaların azaltılması için, teknolojinin tüm olanaklarından faydalanarak, kuşların göç mevsimi ve rotaları dikkate alınır, göç haritası çıkarılır ve uçakların rotaları bunlara göre ayarlanmaya çalışılır.
* * * * *
Bütün bunlar, akıl, mantık ve bilimin egemen olduğu toplumlarda yaşanır tabi ki. Bizim gibi ülkelerde ise, bilimin yerine din, bilim adamlarının açıklama ve uyarılarının yerine de fetva konduğundan; tutar kuş göçlerinin rotasının tam üzerine hızlı tren yaparlar. Ankara-Eskişehir arasında gidip gelen yüksek hızlı trenin önü, işte bu nedenle zaman zaman kana boyanır. Bir kıtadan diğerine göç ederek hayatta kalmaya çalışan kuşların kanıdır o. Her gün 600 kuş, hızlı trenin camlarında can verir.
Dedik ya, yöneticiler bilime kulak asmaz bu ülkede. Onun için de, TCDD yetkilileri çıkıp, “Kuşlar hızlı trene alıştı ve göç yollarını değiştirmeye başladı” diye açıklama yapabilir. Kuşların teknolojiye “alışamayacağını”, binlerce yılda gelişen kendi GPS sistemlerini birkaç yıl içerisinde yeniden programlayamayacaklarını bilmez. Bilse de umursamaz.
* * * * *
Günde 600 kuşun ölümü canınızı sıktıysa, o zaman sıkı durun, daha beteri de var. Hani Başbakan uçağa binip İstanbul semalarında dolaşarak 3. havalimanı için yer beğenirken, en uygun bulduğu yere “işte buraya yapılacak” diye buyurmuştu ya; orası kuşların en önemli göç yollarından biri üzerinde.
Her yıl yüz binlerce göçmen kuş, Afrika’daki kışlama alanları ile Avrupa’daki üreme alanları arasında mekik dokuyor. Kuşlar bu göçleri sırasında temel olarak 3 rota takip ediyorlar. Birisi Cebelitarık Boğazı; diğeri Tunus- Sicilya – İtalya güzergahı; bir diğeri de İstanbul Boğazı. En yoğun güzergah İstanbul Boğazı’ndan geçen. Üstelik bu güzergah, 3. Köprü, Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. havalimanı alanından geçiyor.
Hadi diyelim “kuşlar alışır” deyip geçti yöneticiler, ya da “ben burayı beğendim, kuşlar kendine başka yer bulsun” diye açıklama yaparak kuşları yok saydılar; ya insanlar? Her yıl kaç insan kuş-uçak çarpışmasının kurbanı oluyor biliyor musunuz? Kolaylıkla bilemezsiniz, çünkü yetkililer bu tür kazaların nedenini “teknik arıza” olarak gösteriyorlar. Merak ediyorsanız, yabancı kaynakları kullanmalısınız. Örneğin; World Birdstrike Association, dünyanın her yerinde kuşlarla uçakların çarpışması sonucunda meydana gelen kazaları kayıt altına alıyor ve worldbirdstrike.com adresindeki sitesinde yayınlıyor. İstanbul’da ne sıklıkla bu tür kazalar meydana geldiğini oradan hayretle öğrenebilirsiniz.
Öğrenirsiniz de ne olur? Sizin yüreğiniz kaybedilebilecek tüm canlar için sızlarken, vicdanları çoktan para destelerinin altında kalmış olanlar yeni bir açıklamayla olayı geçiştirirler: Takdir-i ilahi!
Yorumlar
Kalan Karakter: