Yani işin özü; çok zorlu rakiplerin, çok zorlu mücadelenin içerisinde olacağız.
Şimdiden hesap kitap yapabilmenin kolay olmadığı bir ligde mücadele edeceğiz.
Kağıt üzerindeki hedef; şampiyonluk. Ancak, geçtiğimiz sezon da kağıt üzerinde ligin en iyi takımlarından birisi olan Antalyaspor’un küme düştüğünü düşünürsek, esas hedefin kağıt üzerinde değil, kafalarda oluşması gerektiğini söyleyebiliriz.
Esas mesele futbolcuların, teknik ekibin, yönetimin şampiyonluk hedefine gerçekten inanıp, inanmadığıdır.
Taraftarı saymıyorum, çünkü Antalya bu hedefin çok uzağında. Onlar kağıt üzeride dahi inanmıyor. Antalya’da Passolig ile ilgili açıklanan rakamlar korkutucu seviyede. Zaten Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer de bu konuda o kadar çok dertli ki, dünkü basın toplantısında Antalya’ya sitem etti.
‘5 bin tane kombine satamayan, 7 bin kişilik stadyumu dolduramayan bir şehrin, 30 bin kişilik stadyum neyine’ diyen insanlar haklı çıkıyor. Yeni stadyum elbette bir heyecan ve merak getirecektir, ancak o da gelip geçici bir sevda diyebiliriz.
Antalya’nın, Antalyaspor’a olan ilgisizliğini bugün ilk kez konuşmuyoruz. Yıllardır Antalyaspor’un en büyük sorunlarının başında zaten bu konu geliyordu. Antalya’da Süper Lig şampiyonunun belirlendiği gün, sokaklara çıkın, zaten bazı şeyleri çok net bir şekilde görebiliyorsunuz. Eline bayrağını alan, caddelerde sokaklarda şampiyonluk şarkıları söylüyor.
*****
Peki bunun nedeni ne?
Bir insan; beklide hayatı boyunca stadyumuna hiç gitmeyeceği, yaşadığı şehirden kilometrelerce uzaklıktaki bir takımın başarısı için neden sevinir yada başarısızlığında üzülür? Yada burnunun dibindeki takımla hiç alakası olmaz. Bunu iyi irdelemek gerekir.
Esas suçlu kim?
Bana göre esas suçlu; bu şehre, bu şehrin takımını sevdiremeyenler, yada bu takımı sevenleri tribünlerden uzaklaştıranlardır.
2000’li yılların başıyla başlayan bu süreç, bugünlere kadar geldi ve Antalyaspor taraftarı günden güne eridi ve eritildi.
İnsanlar Antalyaspor’dan uzaklaştı, uzaklaştırıldı.
Yıllarca alt yapıya önem verilmedi. Antalya’daki amatör kulüplere sırt çevrildi, bundan dolayı da genç yetenekli çocuklar, başka şehirlere kaptırıldı.
Antalyaspor alt yapısı hala antrenman yapacak saha bulamazken, Antalyaspor’un futbol okullarından Antalya bihaberken, hemen hemen her halı sahaya, İstanbul takımlarının futbol okulları açtırıldı.
Antalyaspor kilometrelerce uzaklıktaki stadyumlara mahkum bırakıldı, taraftar saatlerce yolu dahi olmayan stadyumlara gitmek zorunda kaldı.
Adam gibi stadyumumuz yokken, bu formaya gönül vermiş insanların önüne pahalı kombine bilet fiyatları çıkartıldı.
Antalyaspor’a emek vermiş insanlara yılarca vefasızlık yapıldı. Antalyaspor’da vefa, sadece İstanbul’da bir semt adı olarak kaldı.
Şimdi soruyorum sizlere.
Siz olsanız, bu kadar şeyden sonra Passolig kart alır mısınız?
Yorumlar
Kalan Karakter: