Adamcağız da hemoroitten öyle çekmiş ki, derken biri ‘Kahve Telvesi’ sür deyince, bir yerlerden kahve bulmuş.
Bol bol koyup pişirmiş.
Sonra da avuçladığı gibi sürmüş. Sürmüş ama. Ağlaya sızlaya doktora koşmuş. Soyunmuş, eğilmiş. Doktor da eğilmiş, bakarken. Hasta sormuş:
-Ne var doktorcuğum? Ne gördün?
-Vallahi iki vakte kadar bir yol görünüyor. Birde uzun boylu birinden toplu para alacaksınız. Haaa Bir de mektup var.
*****
Bu fıkrayı şunun için paylaştım.
Bazı kangren olmuş hastalıkların ve sorunların çözümü ‘ben yaparım olur’ denilerek çözülemez.
Özellikle Cumhurun Reisi, parti ismi vermeden, ama AKP için istendiği belli olan ve en önemlisi ‘Tüyü bitmemiş yetimin hakkı’ olan örtülü ödenekten harcanarak yapılan mitinglerde ‘400 milletvekili isterim’ diyerek hem Başkanlık sistemi için Anayasa değişikliği hedefi hem de TBMM’de AKP milletvekilleri üzerinde baskı kurmak isteniyor.
90 yıllık Cumhuriyet Rejimini değiştirmek öyle kolay olmayacaktır.
Aynen fıkrada olduğu gibi hemoroit hastalığınınkahve telvesi ile nasıl iyileşemeyeceği gibi.
*****
Taksim Gezi Parkı’nda ağaçlar kesilerek yerine Topçu Kışlası yapılması gündeme geldiğinde, bu işin nerelere varacağı bilinmeliydi.
TV’de ki haber programlarını izlediğimde ve hükümet kanadı da hala Türkiye genelinde yaşanan eylem ve direnişlerin sadece Gezi Parkı olayı ile ilgili olduğunu düşünüyor.
Eylem ve direnişin, bugüne kadar uygulanan baskıcı politikaların bir birikimi olduğu yok sayılıyor.
Fıkra da bahsi geçen hastalık gibi ülke yönetiminde de ciddi bir hastalık oluşmuştur.
Bu hastalığın tedavisi ise yine fıkrada olduğu gibi kahve telvesi değildir.
Yorumlar
Kalan Karakter: