Kaçacak Yer Var Mı?

Kaçıyorlar... Hem Hıristiyanlar, hem Şii Müslümanlar... Araplar, Kürtler, Türkmenler... Ölümün en zalim biçimlerinden kaçıyorlar. Çocukları bile testereyle kesip öldüren; kadınları ve kız çocukların seks kölesi haline getiren IŞİD militanlarından kaçıyorlar.
Kuzeye doğru kaçıyorlar. Türkiye sınırına doğru... 1,5 milyon Suriyeliye kapılarını ardına kadar açan ülkeye...

* * * * *

Türkiye... IŞİD'e tam destek verdiğini tüm dünyanın bildiği; Suriye'deki zulme göz yummayacağını haykırıp, Irak'ta yaşananlar konusunda çıtı bile çıkmayan ülke...
Her on IŞİD militanından biri Türkmüş. Türkiye'den Irak'a geçip 'eğitim' görenlerin bir bölümü geri gönderiliyormuş, yakın zamanda Türkiye'de gerçekleştirilecek eylemler için. Özellikle İstanbul'da IŞİD militanlarının hızla örgütlendiği ve kendilerine maddi-manevi destek sağlayan binlerce yandaşı olduğu söyleniyor.
İddialar, kulaktan kulağa dolaşan söylentiler değjl sadece; dünya medyası da sürekli gündeme taşıyor IŞİD ile Türkiye arasındaki yakın ilişkiyi.

* * * * *

İstanbul... Göztepe'den bindiğim taksinin şoförünü, daha ilk anda tanıdım. Giyim tarzı, saç-sakal kesimi, hatta bakışları; dünya görüşünü ortaya koyuyordu.
"Seçim yaklaştı" dedim, bir sohbet başlatmak umuduyla. Biri sorsa da anlatsam diye bekliyormuşcasına, hemen başladı konuşmaya. "Ben hiç birine oy vermeyeceğim; çünkü Allah'ın kanunları varken yeni kanunlar yapıyorlar, kendilerini İlah'a eş koşuyorlar" dedi. "Siz şeriat istiyorsunuz anladığım kadarıyla" dedim. "Tabii ki" diye yanıt verdi; "Allah bizi bu dünyaya, ona ibadet edelim diye gönderdi, bu da ancak şeriatla mümkün."
Sözü IŞİD'e getirdim ve düşüncelerini sordum. Biliyordum aslında ne düşündüğünü, ama o anlatsın istedim. "Doğru yapıyorlar" dedi; "Allah'ın emrettiği yolda yürüyorlar". "Öldürmek de mi Allah'ın emri" diye sordum, biraz daha eşelemek için. "O da Allah'ın emri, dinden çıkanları öldürmek gerektiği Kuran'da yazar" dedi. "Kimin dinden çıktığına ve öldürülmesi gerektiğine kim karar verecek" diye biraz damarına bastım. "Onları zaten biliyoruz" dedi ve devam etti: "Şiiler ve Aleviler, Peygamber efendimizi kabul etmiyorlar; Ayşe annemize saygısızlık ediyorlar. Kesinlikle öldürülmeliler." Bunları söylerken, bakışlarındaki öfkeden daha da büyüğünü yüklüyordu sözcüklerine.
Türkiye'de milyonlarca Alevi olduğu geldi aklıma. Ellerine fırsat geçerse hepsini öldürecekler miydi? Tüylerim diken diken oldu. Söylediklerinin sadece bir film repliği olmasını ve ışıklar yanınca, kimsenin başka bir canlıyı öldürmeyi aklından bile geçirmediği bir dünyaya dönmeyi diledim.
Gideceğimiz yere vardığımızda, kaçarcasına indim taksiden. Aklımda; hem Irak'taki IŞİD militanlarından kaçıp Türkiye'ye sığınanların, hem de bu ülkede yüzlerce yıldır bir arada yaşadığımız, farklı ırk, din ve mezhepteki insanların, bu çağdışı ve zalim zihniyetten gerçekten kaçabilecekleri bir yer olup olmadığının kaygılı sorusuyla...