Konyaaltı Altınkum Mahallesi’nde oturanlar 10 yılı aşkın süredir aynı manzara ile iç içe yaşıyor. Hem de iki ayrı yerde… Biri Antalya’yı Kemer’e bağlayan Atatürk Bulvarı ile 419’uncu Sokak köşesindeki inşaat çukuru. Temel atılmış olsa gerek ki, birtakım ince ince demirler yükseliyor bir takım yerlerinden. Bir tarafta yangın artığı kalaslar, briketler, asfalt parçaları yığılı. Yılların çöpü de birikmiş. Yaklaşık 3 metrelik çukurun sokağa bakan tarafında şöyle ortalama boyda bir insanın diz kapağına ancak gelecek yükseklikte bir duvar vardı. O da zamana yenildi. Ufalana ufalana yok oldu. O kaldırımda yürüyenler inşaat çukuruna düşme riskiyle karşı karşıya. Çukurun caddeye bakan tarafında ise paslanmış tenekeden bir perde, pek çoğu kırılmış ahşap desteklerle ayakta kalmaya çalışıyor.
****
Diğer döküntümüz ise 427’inci sokak ile Belediye Caddesi köşesinde bodrum dahil 3 katı yükselmiş bir inşaat. Bodrum katında ‘yok’ yok! Kırık dökük koltuklar, minderler, boş plastik kutu ve şişeler. Rüzgarın taşıdığı kağıtlar. Konyaaltı Belediyesi manzaralı bu harabemiz Kent Meydanı’nı da görüyor. Turistin en çok gezdiği yerler; denize giderken geçtiği yollar…
****
Yıllar içinde özellikle yaz aylarında bir tatil beldesi havasına bürünen Altınkum’da her geçen gün daha fazla yerli ve yabancı turist konaklıyor. Bizimle birlikte kafelerde, pastanelerde oturuyor; eczaneden, marketten, pazardan alışveriş yapıyorlar. Otobüse, dolmuşa binip şehir merkezine gidip geliyorlar. Bizim burada 10 yıldan fazladır her şey hızla değişiyor; değişmeyen iki görüntü ise o çukur ile yarım kalmış inşaat!
****
Gerçi doğa o iki çirkinliği örtmek için çabalıyor. Bitkiler boşlukları doldurmaya, sarmaşıklar sevimsiz görüntüleri çiçeklerle kapatmaya çalışıyor ama insan eli değmeden bir yere kadar…
Sen bizim buralara da bir geliver Selçuk.
Yorumlar
Kalan Karakter: