Türkiye-Suriye sınırına dayanan IŞİD'li teröristler (bu sözcüğü, gerçek anlamına uygun olarak ve hiç tereddütsüz kullanıyorum); Batılı ülkelerin kendilerine karşı düzenlemeye hazırlandığı operasyon başladığı anda, Türkiye'ye akın edecekler. Hem hava saldırısından kaçıp 'büyük abi' Türkiye'ye sığınmak, hem de Türkiye'deki örgüt üyelerinin desteği ve hükümetin hoşgörüsünü de arkalarına alarak savaşmaya devam edebilmek için.
Kanlı bir terör örgütü IŞİD; bence tek tanımı da bu. Kendi dinsel inançlarına uygun olmayan, yani yobaz Sünniler dışındaki herkesi düşman bellemiş; insanları, en canice yöntemlerle, başlarını keserek, diri diri gömerek, araçlarla sürükleyerek öldürüyor IŞİD üyesi teröristler. Kadınlar ve çocuklar, örgüt militanlarının kölesi durumunda; her tür hizmetlerinde kullanmanın yanısıra, canları istedikçe tecavüz ediyorlar 'düşman' belledikleri kadınlara, hatta çocuk yaştaki kızlara.
* * * * *
AKP Hükümeti, benim yukarıda sözünü ettiğim düşüncelere hiç mi hiç katılmıyor. Resmi açıklamalarla reddetse de, IŞİD'e, ilk günden bu yana maddi-manevi her tür desteği sağlıyor. Bu nedenle, IŞİD'e karşı düzenlenecek operasyona katılmak konusunda son derece isteksiz. Elindeki 'rehine' bahanesini de bu yolda sonuna kadar kullanıyor.
Batı ülkeleri, olup bitenin son derece farkında. ABD'nin saygın gazetesi Washington Post, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir haberde, IŞİD'in gücünü arttırmasında Türkiye sınırlarını kullanmasının büyük rol oynadığını iddia etti. Haberde; Beşar Esad'ın her tür düşmanına yardım etmeye hevesli Türkiye'nin, IŞİD'e kırmızı halı serdiği belirtildi.
Yine ABD'nin önemli gazetelerinden New York Times, IŞİD'in kaçak petrolü Türkiye aracılığıyla sattığını ve bazı hükümet üyelerinin bundan nemalandığını yazdı. Erdoğan, bu habere ve benzerlerine çok sinirlenip ağzına geleni söylese de, Batı basınının konuya ilgisi bitmeyecek gibi görünüyor. Nitekim; Wall Street Journal, "IŞİD, Suriye ve Irak'taki hızlı ilerleyişini, Suriye'de işgal ettiği petrol yataklarından başlayıp, derme çatma rafinerilerinden geçen ve bidonlar içinde traktörlerle Türkiye'nin dağlık sınırlarına taşınarak sonlanabilen bir petrol kaçakçılığı operasyonuyla finanse ediyor" diye yazdı.
Newsweek dergisi ve New York Times gazetesi, Türkiye'den IŞİD'e sürekli militan akışı olduğunu iddia etti. New York Times, İstanbul ve Kocaeli'den militanlar için otobüs kaldırıldığını; Ankara'daki Hacıbayram Veli Camii'nin de IŞİD örgütlenme bürosu olarak çalıştığını haberleştirdi.
Londra merkezli düşünce örgütü Royal United Services Institute ise, Türkiye'nin tavrını şu cümleyle özetledi: "Hükümetin IŞİD konusundaki kayıtsızlığının nedeni; Beşar Esad nefreti ve örgütle radikal İslam konusunda ciddi bir görüş ayrılığının bulunmuyor olması."
* * * * *
Yazılanlar ne yazık ki doğru; Türkiye hükümeti, IŞİD'e kol kanat germekten vazgeçmiyor. IŞİD militanları, Türkiye'yi öylesine "kendi evleri" gibi kullanıyor ki; sınırdan rahatlıkla girip çıkmak, alışverişlerini Türkiye'den yapmak, Türkiye'deki hastanelerde tedavi olmanın yanısıra; ülkede bir de televizyon kurup yayın yapmaya hazırlanıyor.
Üstelik sadece onlara değil; Mısır'dan atıldığı için Katar'a sığınan ve oradan da sınır dışı edilen, Suudi Arabistan'ın bile 'terör' listesine aldığı radikal İslamcı 'Müslüman Kardeşler'e de kucak açtı AKP hükümeti. Örgütün ileri gelenleri, Türkiye'ye geliyor ve daha gelmeden yaptıkları açıklamada da "tabii ki Türkiye'de boş oturmaya gelmiyoruz" diye açıklama yapmaktan da çekinmiyor. Boş oturmayacaklar elbette; örgütü buradan yönetmeye devam edecekler.
Bütün İslamcı teröristlere kapılarını sonuna kadar açan Türkiye'yi neler bekliyor?
Ülkede binlerce uyuyan IŞİD militanı ve örgütün onbinlerce destekçisi olduğu biliniyor. Özellikle İstanbul, Ankara ve Konya'da, eyleme geçmeye hazır hücreler var. ABD, bu konuda ciddi bir uyarıda bulundu: "Türkiye'deki IŞİD militanlarının hava operasyonunun ardından terörist eylem düzenlemeleri, güçlü olasılıktır."
İngiliz Times gazetesi de, "IŞİD'in asıl hedefinin Türkiye olduğunu, Türkiye'nin saldırıya en açık ülke durumunda bulunduğunu" yazdı.
Halkının üçte birinin Alevi olduğu, Hıristiyan ve Yahudi nüfusa da sahip, laik Türkiye Cumhuriyeti'nde kanlı IŞİD katillerinin ne çok düşmanı olduğunu düşünürsek; farklı din ve mezheplerin barış içinde yaşadığı bu ülkeye, gözü dönmüş teröristlerin, ellerindeki kanlı kılıçlarıyla girmelerinin sonuçlarını tahmin etmek zor değil. Başımızın belada olduğunun biz farkındayız; hükümet de öyle mi?..
Yorumlar
Kalan Karakter: