Kaç yıldır almaya devam ettiği önemli ödüllerden ve törenlerden dünyaya verdiği muhteşem mesajlardan kutluyorum... Esasında çok iyi bir fotoğrafçıdır. Harikulade Anadolu karelerini paylaştığı bir web sitesi vardır. Bence sadece siyah-beyaz ustası Ara Güler gibi değil; mesela dünyanın en çok bilinen fotoğrafı olarak kabul edilen ‘yeşil gözlü Afgan kızı’nı çeken Steve Mc Curry gibi, duyarlılıkla bakar doğaya ve insana...
Yönettiği filmlerin hiçbirini bizim sinema seyircimiz biletle desteklemedi. Gidenler hiç haklı olmayan aşırı tepkilerle çıktılar salonlardan. Ben de tümünü değilse bile, ödüllü üç filmini seyretme fırsatı bulmuştum. 7-8 seyirciyle birlikte, son jeneriğe kadar sabırla beklemiştim.
Fransa’nın Cannes sahillerinden, dünyanın en büyük sinema onurlarından biri olan ‘Altın Palmiye’ ödülü ile dönen ‘Kış Uykusu’ filmini de seyrettim. Her zamanki gibi görüntülerin güzelliğini tanımlayacak kelime bulamıyorum... Fakat bu defa hikâye var, ‘yaşayan’ Anadolu var. Oyuncular, belgesel filmlerdeki gerçek insanlar sanki...
Tamam, kabul, Haluk Bilginer, Demet Akbağ ve Melis Sözen, çok çok iyi oyuncular. Serüvenin akışına ve her karedeki anlara göre müthiş oyunlar veriyorlar. Ancak ilk filmlerinde sıradan insanlara, akrabalarına, aile fertlerine rol verdiğini bildiğim için; Nuri Bilge Ceylan’ın ‘oyuncu yönetimi’ alanındaki ustalığına da hayran olmamak elde değil.
Haluk Bilginer, adı bilinçli olarak seçilmiş tiyatro sanatçısı ‘Aydın’ı canlandırıyor. Oynamıyor, gerçekten can veriyor karaktere. Ustalığına söz yok... (Ancak Bilginer’in, hem bu son filmdeki rolüyle ilgili bir söyleşide Atatürk için söyledikleri için; hem daha önceki bir söyleşide “Devlet Tiyatrosu kapatılmalı” dediği için meslektaşlarınca çok eleştirildiğini hatırlatmalıyım.)
Seyirciyi “kim haklı?” sorusuyla yüz yüze getiren ‘Kış Uykusu’nda, toplumun her kesimine yönelik eleştiriler var. Kadın-erkek ilişkilerindeki yanlışlar da yansıtılıyor, alkol ile ilişkiler de... Aydın insan ile dindar insanın çelişkileri de, aile içi ilişkiler de, iktisadi-siyasi ilişkileri de...
Yani demem şudur ki ‘Altın Palmiye’ Anadolu’ya Fransız kalmış bir jürinin oryantalizmini okşadığı için verilmemiştir “Kış Uykusu”na. Ödül bir bütün sinema olayına gönderiliyor... O naif yapraklı, uçuyor gibi hafif ödül plaketi, ağır Oscar heykelciğinden daha önemlidir. Çünkü biliyorsunuz, Oscar sadece Hollywood yapımlarının dünyaya pazarlanması için Amerikan Sinema Endüstrisi kurumunun verdiği destektir o kadar.
Bence, başkalarının beğenip beğenmemesine kapılmayın ve seyredin ‘Altın Palmiye’yi… Pardon, ‘Kış Uykusu’nu diyecektim...
ÖZEL HABER
25 Haziran 2014 - 08:37
Altın Palmiye
Sinema eleştirmeni değilim, benim kutlamamın bir önemi yok belki ama Nuri Bilge Ceylan’ı yürekten kutluyorum...
ÖZEL HABER
25 Haziran 2014 - 08:37