2021 yılında Manavgat’ta yaşanan büyük orman yangınının hafızalarda tazeliğini koruduğunu belirten Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi, hafta sonunda Türkiye’nin birçok bölgesinde çıkan yangınların da bu acı tecrübeyi yeniden hatırlattığını kaydetti.
Açıklamada, iklim değişikliğine bağlı olarak yangın sezonlarının uzadığı, sıcak hava dalgalarının daha erken başladığı ve daha şiddetli hale geldiği belirtilerek, özellikle Akdeniz Havzası’nın bu değişimden en fazla etkilenen bölgelerden biri olduğu hatırlatıldı.
Avrupa Çevre Ajansı’nın 28 Haziran 2025 tarihli raporuna da dikkat çekilen açıklamada, Avrupa genelinde ormanların karbon tutma kapasitesinin azaldığına ve bu durumun iklim hedefleri ile orman ekosistemlerini tehdit ettiğine vurgu yapıldı.
“Ormanlar Sadece Ağaç Değildir, Bir Ekosistemdir”
Oda tarafından yapılan değerlendirmede, ormanların yalnızca karbon yutağı değil; aynı zamanda yaban hayatının yaşam alanı, su döngüsünün temeli, toprak erozyonunun doğal önleyicisi ve yerel iklimin dengeleyicisi olduğunun altı çizildi.
Yangınların ardından ortaya çıkan PM2.5 gibi ince partiküllerin hava kalitesini bozarak halk sağlığını tehdit ettiği, yüzey akışıyla birlikte su kaynaklarının kirlendiği ve toprak kayıplarının yaşandığı ifade edildi.
Yangın sonrası süreçte, yanmış alanların doğal süreçlere uygun biçimde, yerli türlerle yeniden yeşillendirilmesi, su kenarları ve yamaçlarda erozyon kontrolü sağlanması, yağmur bahçeleri ve su tutucu teraslar gibi yeşil altyapı uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği belirtildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: