Seramiğe yalnızca “denemek için” uzanan bir elin, zamanla nasıl bir markaya dönüştüğünü hiç düşündünüz mü? Funda Yıldız’ın hikayesi tam da böyle başlıyor. Evinde küçük bir alanda kendi fincanını yapmak isteyen Yıldız, ilk eserini eline aldığı anda bu yolculuğun hayatında bambaşka bir kapı açtığını fark ediyor. Bugün ise Nof Seramik markasıyla el yapımı kahve fincanları üreten, üretim sürecinin her aşamasına kendi dokunuşunu katan, sosyal medyada geniş bir kitleye ulaşan bir seramik sanatçısı…
Hem markasının sıcak tarzını hem de üretimin arka planındaki emeği samimiyetle anlatan Funda Yıldız, seramiğe ilgi duyanlara da ilham olacak birçok deneyim paylaşıyor.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Seramikle yolculuğunuz nasıl başladı?
Ben Funda Yıldız, evimde kendi atölyemde el yapımı kahve fincanları üretiyorum. Seramikle yolculuğum tamamen kendi merakımla başladı. Başta sadece denemek için başladığım bu süreç, zamanla hayatımın merkezine oturdu. İnsanların ürettiğim fincanları beğenmesi ve onlardan güzel geri dönüşler almak beni en çok motive eden şey. Şu anda e-ticaret üzerinden satış yapıyor, markamı büyütmek için çalışıyorum.

Seramiğe olan ilginizi ilk ne tetikledi? Bu alanda devam etmeye nasıl karar verdiniz?
Seramiğe ilgim tamamen merakla başladı. Elimle bir şey üretmenin nasıl bir his olduğunu merak ettim ve denemek istedim. İlk yaptığım fincanı elime aldığımda o sürecin bana ne kadar iyi geldiğini fark ettim. Üretim aşamasındaki sakinlik, sonucu görmek ve beğenilmesi beni çok motive etti. O noktadan sonra da bu işi ciddiye almaya ve bu alanda ilerlemeye karar verdim.
NofSeramik markasının doğuş hikayesi nedir? İsminin özel bir anlamı var mı?
Nof Seramik markası, tamamen kendi emeğimle ürettiğim kahve fincanlarını bir isim altında toplama isteğiyle doğdu. Ürünlerim beğenilmeye başlayınca bunu bir markaya dönüştürmek istedim. ‘Nof’ ismi kızım, hayat arkadaşım ve benim adımın baş harflerinden oluşuyor. Yani aslında ailemizin birleşimi. Bu yüzden markam benim için sadece bir iş değil, aynı zamanda bizi temsil eden bir anlam taşıyor.

Markanızın stilini nasıl tanımlarsınız? NofSeramik’i diğer seramik markalarından ayıran en önemli özellik nedir?
Nof Seramik’in stilini sade, günlük kullanıma uygun ve samimi olarak tanımlayabilirim. Gösterişli değil; tam tersine insanların gerçekten eline alıp kullanabileceği, sıcaklık hissi veren fincanlar üretiyorum. Beni diğer seramik markalarından ayıran en önemli özellik ise tamamen kullanım odaklı, pratik ve rahat bir tasarım anlayışıyla üretim yapmam. Her parçayı tek tek, aynı özenle hazırlıyorum ve müşterilerden gelen beğeniye göre kendimi sürekli geliştirmeye çalışıyorum.
Üretim süreciniz nasıl ilerliyor? Bir ürünün fikirden son haline gelme aşamalarını anlatabilir misiniz?
Üretim sürecim döküm yöntemiyle başlıyor. Önce hazırladığım kalıplara döküm yaparak fincanın formunu oluşturuyorum. Kuruma aşamasından sonra üst dekorlarını yine çamurla tek tek elle uyguluyorum. Ardından rötuşlarını yapıp sırlıyorum ve ikinci pişirme gerçekleşiyor. Son aşamada gerçek altınla süslemelerini yapıyorum ve bu işlem için ürünleri üçüncü kez fırınlıyorum. Her fincanın geçirdiği bu süreç uzun olsa da, ortaya çıkan son halini görmek benim için en keyifli kısmı.

En çok üretmeyi sevdiğiniz ürün grupları hangileri? Neden?
En çok üretmeyi sevdiğim ürünler ayıcıklı fincanlar. Bu fincanlarda her detayla tek tek uğraşmak, dekorları uygulamak ve boyama aşaması bana gerçekten keyif veriyor. Hem süreç daha yaratıcı hissediliyor hem de ortaya çıkan sonuç beni daha çok tatmin ediyor. Bu yüzden en çok bu grupta çalışmayı seviyorum.
Seramikte teknik anlamda sizi en zorlayan aşama hangisi? Ateşleme, sır, form…
Teknik olarak beni en çok zorlayan aşama sırlama. Özellikle daldırma yerine fırçayla sır sürme konusunda hala kendimi geliştirmem gerekiyor. Fırça uygulaması daha dikkat, denge ve sabır istediği için zaman zaman zorlayıcı olabiliyor ama her yeni üretimde bu konuda daha iyiye gitmeye çalışıyorum.

El emeğine olan ilginin son yıllarda artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Geri dönüşler nasıl?
El emeğine olan ilginin son yıllarda artmasını çok değerli buluyorum. İnsanlar artık daha kişisel, özgün ve hikayesi olan ürünlere yönelmeye başladı. Bu da küçük üreticiler için büyük bir motivasyon kaynağı. Benim aldığım geri dönüşler de genelde çok olumlu. Ürünlerin sıcaklığını, dokusunu ve kullanım hissini sevdiklerini söylüyorlar. Bu ilgi hem işimi geliştirmem hem de yeni tasarımlar üretmem için beni teşvik ediyor.
Kendi atölyenizi kurma süreciniz nasıl gelişti? Bu süreçte sizi en çok zorlayan ne oldu?
Kendi atölyemi kurma süreci aslında yavaş yavaş gelişti. Evimin içinde küçük bir alanı bu işe ayırarak başladım. Üretim arttıkça ekipman, fırın ve çalışma düzenini oturtmam gerekti. En çok zorlayan kısım ise hem alan yaratmak hem de her şeyi tek başıma organize etmek oldu. Ama adım ilerleyince süreç oturdu ve bugün rahatça çalışabildiğim bir düzen kurdum.

Satışa sunduğunuz ürünlerde kullanıcılar en çok hangi detaylara önem veriyor?
Kullanıcılar daha çok fincanın hafif olmasına ve genel görünümünün şık durmasına önem veriyor. Dekorların düzgünlüğü ve altın detayların temizliği de onlar için önemli. Bu yüzden üretim yaparken hem görünüşüne hem de son dokunuşların temizliğine özellikle dikkat ediyorum.
Sosyal medyanın marka bilinirliğiniz ve satışlarınıza etkisi nasıl oldu? Hangi platformlarda ürünlerinizi satın alabilirler?
Sosyal medya özellikle Instagram’da reels paylaşmaya başladıktan sonra marka bilinirliğime ciddi bir katkı sağladı. Görünürlüğüm arttıkça daha fazla kişiye ulaşmaya başladım. Dolap uygulamasında zaten oturmuş bir kitlem var. Bunun yanında Trendyol, Miamano ve Hepsiburada gibi platformlarda da satış yapıyorum. Kullanıcılar ürünlerime bu kanallar üzerinden kolayca ulaşabiliyor.

Seramiğe başlamak isteyen gençlere veya hobiseverlere hangi tavsiyeleri verirsiniz?
Seramiğe başlamak isteyenlere verebileceğim en önemli tavsiye sabır. Bu iş gerçekten zaman isteyen bir süreç; hem malzemeye hakim olmak hem de elin alışması için tekrar tekrar denemek gerekiyor. İlk denemelerde sonuç beklediklerini gibi olmayabilir ama sabırla devam ettikçe hem teknikleri gelişiyor hem de üretimden aldıkları keyif artıyor.
Bugüne kadar yaptığınız işler içinde sizi en çok gururlandıran çalışma hangisi?
Özel olarak tek bir çalışmamı ayıramam ama beni en çok gururlandıran şey, insanların kupalarımı ellerine aldıklarında yüzlerindeki ‘fotoğraftakinden daha güzelmiş’ ifadesini görmek. O samimi tepki, benim için yaptığım işin en değerli karşılığı.

Son olarak, okuyucularımıza ve takipçilerinize iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Kendi yolunu çizmek isteyen herkese söyleyebileceğim tek şey: cesaretinizi küçümsemeyin. Ben küçük bir alanla, sıfır tecrübeyle başladım ve bugün kendi markamı büyütmeye devam ediyorum. Bir şey yapmak istiyorsanız mükemmel anı beklemeyin, başlayın. Gerisi zaten adım adım geliyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: