İlgili makama, 27 Eylül 2014
26 Eylül 2014 Cuma günü saat 18.00 sıralarında Dokuma’daki (Konyaaltı Kaymakamlığı’na en yakın duraktan VF02 tabelalı …… plakalı halk otobüsüne bindim. Aracı kullanan genç sürücü otogardan başlayarak otobüsün güzergahı gereği Ahatlı’ya döndüğü kavşağa kadar duraklarda inip binen tüm yolcuları istisnasız çabuk olması için tersçe uyardı. Çabuk hareket edenleri bile! Bir hanım tam ön kapıdan inerken hareket etti, otobüsün içindeki bizler istem dışı çığlıklar atınca son anda durdu. Kadın açık kapının önünde bir ayağını basamaktan aşağı atmıştı. (Düşünün ön kapıdan inen yolcuyu bile gözü görmüyor) Gereksiz bir sürat ve uzun yol kamyon şoförlerinin kullandığı havalı kornayı öttüre öttüre TEGV Sevda-İnan Kıraç Eğitim Parkı’nın önündeki durağa geldik. O durakta şoförle ‘Tanışmıyormuş’ gibi yapan bir genç hanım araca bindi. En ön koltuğa yanıma oturdu. İçimden ‘Tamam’ dedim, şoför artık rahatlar, ne de olsa kız artık yanında…
Ama öyle değilmiş. O koca araçla uçarcasına 5 M Migros’u da geçtik. Yine önümüze çıkan her aracın tamponuna dayandık, havalı kornayla önümüzden çekilmeye zorladık. Hanım kız araca bindikten sonra içinde bulunduğumuz tehlike daha da arttı. Çünkü şoförün gözü sürekli aynada, hanım kızı izlemede. Canet’in önünde koca bir akaryakıt kamyonunun tamponuna dayanıp klakson çaldığı sırada artık yavaşlaması konusunda uyardım. “Oğlum öldüreceksin bizi” dedim. “Allah rahmet eylesin” cevabını verdi. Onun üzerine otobüste kalan son yolcular da isyan etti. Meğer Dokuma’ya kadar çok ağır sürmüş otobüsü. Diğer yolcular, oraya kadar oyalandığını, oradan sonra tehlikeli araç kullandığını söylediler. Şoför, “Ben saatle yarışıyorum” diye terslendi. Hanım kıza hava atacağım diye ukalaca konuşması yetmezmiş gibi bir de aracı durdurup bilek kalınlığında sopayla üzerimize hamle yapmaya yeltendi. Birileri önüne geçip durdurdu.
Şimdi sizlerden ricam –gerçek anlamda- gereğini yapıp tarafımı da haberdar etmeniz…
Saygılarımla
* * *
O genç şoför bize halk arasında ‘Haydar’ diye bilinen sopayı çektikten sonra ne olduğunu merak edenler için anlatıyorum. Önce 155’i aradım. Ben saftirik ‘Haydar’ı suç delili zannediyorum. Bir polis ekibi, otobüsün son durağına gelirse, delile el koyacaklar, ben de polis merkezine gidip davacı olacağım. Zorba şoföre, “Burası Dingo’nun Ahırı Değil. Türkiye Cumhuriyeti” diyeceğiz. Ama Haydar suç aleti değilmiş! Ortada suç aleti olmazsa, sonra ne olacağını biliyorum. “Bundan bir şey çıkmaz”ı bilen bir polis memuru ifadenizi alıyor, olay savcılığa intikal ediyor. Savcılıktan, “Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” geliyor. Alanya’daki bir halk otobüsü şoförü, yolculara “Sığırlar” dedi diye şikayetçi olmuştum. Oradan biliyorum. Alanya Belediyesi’nden de cevap gelmedi ama Başkan Adem Murat Yücel Twitter’da takipçim oldu. Ben de kendisini takibe aldım. İnşallah Facebook’ta da arkadaş oluruz.
* * *
Yukarıdaki dilekçeyi olayın ertesi günü yazdım. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve basın bürosuna bilgileri olsun diye e-postayla yolladım. Belediye’nin ABİM’ine ve Özel Halk Otobüsleri başkanlığına da gereği yapılsın diye gönderdim. Şimdilik belediyeden tık yok. Özel Halk Otobüsleri’nden de ilgilendiklerine dair bir kez bile aramadılar. Hep ben arıyorum. Her arayışımda konuştuğum tatlı dilli hanımefendinin söylediğine göre şoföre, neler olduğunu sormaları Salı öğleden sonrayı buldu. (Halka ayar verecek şoför kardeşlerime hafta sonlarını tercih etmelerini öneriyorum. Olaydan sonra iki gün hem kafanızı dinlersiniz, hem de içinize sindire sindire o anları – mesela karşınızdaki suratlardaki komik korku ifadelerini- düşünüp tadını çıkarırsınız. Gerçi merak etmeyin sonrasında da bir şey olacağı yok) Bu satırlar yazılırken henüz yazılı bir şey de geçmedi elime ama tatlı dilli hanım, “İkinci bir emre kadar o şoför direksiyona geçemeyecek” dedi. İkinci bir emir ne zaman verilecek onu bilmiyoruz yalnız! Verilmiş de olabilir.
Kulaklarımda, “27 bin oy verdik. Her istediğimiz yapacak” diyen bir şoförün sesi yankılanırken, bu durumda son cümle ancak ve sadece, “Yürü be Haydar! Kim tutar seni” olabilir.
NOT: Fark ettiyseniz aracın plakasını …. olarak geçtim. Halkı kin ve nefrete sürükleme kapsamına filan girer neme lazım.
Yorumlar
Kalan Karakter: