Antalyaspor’un ligin ilk yarısındaki en büyük problemi, hücum bölgesi ve golcüsünün olmamasıydı.
Ne Dala, ne Gustova ne de Paul kırmızı beyazlı takıma gerekli üretkenliği sağlayamadı.
Takımı taşımakta zorlandı.
Devre arasında ise bu eksiklikler tespit edildi ve ilk olarak bu bölgeye transfer çalışması yapıldı. Özellikle devre arasında, hücum bölgesine takviye yapmak hele ki golcü oyuncu transferi yapmak oldukça zordur. Ancak Antalyaspor bu bölgeye Sinan Gümüş, Podolski ve Jahovic gibi üç çok önemli ve kaliteli futbolcu transfer etti.
Bu oyuncular sahada olduğu zaman da, takımın ne kadar değiştiğini, üretken bir hale geldiğini çok daha net görebiliyoruz.
Özellikle Sinan’ın hırsı, Jahovic’in golcülüğü ve Podolski’nin kalitesi ile fark ortaya konulmaya başlandı.
Sergen Yalçın gibi bir hocayı sebepsiz takımdan gönderen, Jahovic gibi bir golcüsünü satan, Guilherme gibi bir futbolcuyu bedavaya kaptıran bir kulübün ne yapmaya çalıştığını ben hala anlayamıyorum. Ama ne olursa olsun Jahovic’in Antalyaspor’a, milli piyangodan çıkan büyük ikramiye gibi olduğunu söylemeliyiz.
*****
Maça gelecek olursak.
Kupada yarı finale kalan, ligde Kasımpaşa maçını galibiyet ile kapatan Antalyaspor, bu moral ile Malatya deplasmanına geldi. Malatya’da yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü ciddi bir düşüşü var, moraller bozuk, taraftar tepkili, takım iyi futbol oynamıyor.
Yani Malatya ile oynanabilecek en iyi dönemde, Malatyaspor karşısında sahaya çıktık.
Sinan Gümüş karşılaşmaya ağırlığını koydu ve Jahovic ile yaptığı verkaçın ardından Fredy’e golü attırdı. Şunu da net olarak görüyor ki, Fredy oynaya oynaya form tutuyor. Bu oyuncu ligin ilk yarısı boş yere kenarda beklemiş. Çünkü her geçen hafta yükselen bir performansı var. Ve takıma ciddi anlamda katkı koyuyor.
Sonrasında ise her ne kadar Malatya eşitliği sağlasa da maçın 30. dakikasına kadar ‘Biz bu maçı kazanırız’ düşüncesi ile maçı seyrediyordum.
Takımın yaldızı Sinan’ın önce hakeme itirazı sonrası gördüğü sarı kart, sonrasında ise rakibe yaptığı müdahalenin ardından gördüğü kırmızı kart ile oyunun şekli değişti. Oyunun hakimiyeti ev sahibi ekibe geçti, rakip bir kişi oynamanın avantajını kullanmaya çalışarak kalemizde pozisyonlar buldu. Oyunu tutmaya çalışan Antalyaspor’da teknik direktör Tamer Tuna, sahaya Podolski gibi bir kaliteyi dahil etti.
İşte o kalite de, sahada kaldığı kısa sürede farkını ortaya koydu ve Antalyaspor’a üç puanı getiren golü kaydetti.
Podolski Antalyaspor forması ile üçüncü maçına çıktı. Üç maçta da toplasanız 30 dakika sahada kalmamıştır. Ancak Podolski, bu üç maç ve oynadığı 30 dakikaya; sayılmayan iki gol, Kayseri’de golü hazırlayan isim olmayı ve Malatya’da da üç puanı getiren golü kaydederek ilginç bir performansa imza atmayı başardı.
Sinan’a gelecek olursak. Bugün kazanılan üç puana ne kadar sevindiysek, Sinan’ın kırmızı kart görmesine de o kadar üzüldük.
Çünkü yükselen bir performansı vardı.
‘Acaba hazır mı?’ söylemlerine en güzel cevabı sahadaki performansı ile vermeyi başardı. Ben, hırsına yenik düştüğünü düşünüyorum.
Ancak Sinan yoksa, önümüzdeki hafta Fenerbahçe karşısında Podolski sahada olacaktır diye de düşünüyorum.