Takım sıkıntıda değilmiş, zorda değilmiş, yalnız hiç değilmiş.
Hatta maddi sorunlar falan da yokmuş.
Öyle diyorlar ya…
Bu şehrin iş insanları, önde gelenleri, protokolü hep Antalyaspor’un yanındaymış da biz bilmiyormuşuz. Bugün öğrendik. Hem de en net haliyle.
Trendyol Süper Lig’in 16’ncı haftasında Antalyaspor, sahasında Galatasaray’ı ağırladı. Sonuç mu? 4-1’lik ağır bir yenilgi.
Ama bu yazı skorla ilgili değil. Ne yenilgiyle, ne de Galatasaray’la…
Bu yazı Antalyaspor’la ilgili.
Maça saatler kala her zamanki gibi basın tribünündeki yerimi aldım. Altımızda protokol tribünü… Antalyaspor’un neredeyse tüm iç saha maçlarını takip eden biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
Kim gelir, kim gelmez, kim ne zaman görünür… Hepsini iyi bilirim.
Bugün ise tablo farklıydı.
Maçın başlamasına dakikalar kala protokol tribününde boş koltuk yoktu.
Yetmedi; merdiven boşlukları doldu, koridorlar tıkandı, görevliler yürümekte zorlandı. Hınca hınç dolu bir tribün…
Peki soralım o zaman:
Madem Antalyaspor’u bu kadar çok seviyorsunuz…
Madem bu takım yalnız değil…
Madem herkes “yanındayız” diyor…
Bu takım neden aylardır yalnız?
Bu takım neden sürekli maddi sıkıntı konuşuyor?
Gerçi kendimizi kandırmayalım.
Siz bugün o tribünlere Antalyaspor aşkıyla, arma sevdasıyla gelmediniz.
Galatasaray olduğu için geldiniz.
Hadi adını koyalım:
Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş…
Üç büyükler gelince bir anda herkes en büyük Antalyasporlu oluyor.
Lig başlayalı 16 hafta olmuş.
Bu 16 haftada neredeydiniz?
Takım zor günler yaşarken hangi sorunun ucundan tuttunuz?
Ama büyük takım gelince…
En önde siz varsınız.
Bugün tribünde iş insanları da vardı, bu sezon ilk kez gelen siyasiler de, protokol üyeleri de…
Ama şunu net söylemek gerekiyor:
Siz başta sahip çıkmadıkça, ne yazsak ne söylesek boş.
Çünkü Antalyaspor bugün Süper Lig’deyse, evet…
Galatasaray geliyor.
Fenerbahçe geliyor.
Beşiktaş geliyor.
Ama Antalyaspor düşerse…
O zaman izleyecek Galatasaray da bulamazsınız, Fenerbahçe de.
Viktor Osimhen’i canlı izlemek için gösterdiğiniz çabanın yarısını,
bu takımı ayakta tutmak için gösterseniz…

Antalyaspor’a sahip çıkmak sadece 90 dakika orada oturmak değildir.
Bir yöneticiye "her şey güzel olacak" demek değildir.
Sahip çıkmak, taşın altına elini koymak, iş işten geçmeden desteğini vermek demektir.
Bu şehir sadece güneşiyle, plajıyla, otelleriyle anılmamalı. Bu şehir bir futbol kültürüne, bir arma aidiyetine, bir tribün karakterine sahip olmalı.
Belki de bugün Antalyaspor, sadece rakiplerin yıldızlarını izlemek için dolan bir protokol tribününden ibaret olmazdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: