Ülkem dedim, kentim dedim. Toplumumuz dedim. İşin içinden çıkmak istercesine çaresizliğin çaresizliğini hissettim. Bir ülkenin uygarlık düzeyi, çocuklarına verdiği değerle doğru orantılıdır. İsteğiniz başarıya imza atın, istediğiniz kadar ülkenizde istikrarı sağlayın, ekonomiyi düzeltin...Eğer ki çocuklara değer vermiyorsanız o ülkenin geleceğini yokediyorsunuz demektir.
Türkiye Cumhuriyeti nin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk bunu biliyordu ki; çocuklara bayram armağan etti. Dünya’da tek çocuk bayramı kutlanan ülke olmamıza rağmen yaşadığımız rezaletlere bakın!..
Artık çocuk büyütmekten korkuyoruz!
Çocuklarımızı emanet ettiğimiz her mekana, her insane korkulu gözlerle bakıyoruz.Sözüm meclisten dışarı, öğretmeni sorgular hale geldik, servis şoförünü sorgular hale geldik, komşumuzu, doktorumuzu, akrabamızı sorgular hale geldik. Ve kendimizi çekirdek aile konumunda yalnızlaştırdık.
Türkiye Müslüman, laik ve demokrasiyle yönetilen bir ülke…Tüm Dünya’ya örnek olacak bir toplumsal yapıya sahip olmamız gerekirken, nerede yanlış yapıyoruz?
Toplumsal ahlakımız, değerlerimiz, birbirimize olan saygımız nereye gitti?
Biz sadece medyada yeraldığı kadarını biliyoruz istismar edilen çocukların... Yüzlercesi var sesini duyuramayan!...
Bu çocuklar bizim…
Yarın toplumun içine katılacaklar, yaşadıkları travma onlara neler yaşatacak. Onların yaşadıklarından kimse etkilenmeyecek zannetmeyin!
Bana birşey olmaz da demeyin!
Hepimiz bu geminin içindeyiz. Antalyada bir söz vardır: “Antalya küçük, zaten 40 kişiyiz, birbirimize değeriz!”
Geleceğimizin teminatı tüm çocuklarımıza sahip çıkmakla başlayalım önce…
Temeli de eğitimle atalım…
Yorumlar
Kalan Karakter: