Yıllarım orada geçti. Çok severim Üçkapılar’ın o tarihi görüntüsünü.
Bugün bile anlayamadığım, o merdivenleri neden yapmışlar?
Kaleiçi’ne gireceksiniz, mutlaka o merdivenlerden önce tek tek ineceksiniz.
Biraz yürüdükten sonra, bu defa karşı merdivenleri teker teker çıkacaksınız!
Gençseniz ve sağlıklıysanız bunun ne demek olduğunu anlayamazsınız.
Yaşlıysanız, dizleriniz ağrıyorsa, ya da şişmansanız veya pazardan alış veriş yapmış geliyorsunuz, ellerinizde poşetler var. Gel o merdivenleri tek tek in ve sonra da çık!
Ayak alışkanlığı insanlar hep bu yolu tercih ederler.
Aynı eziyeti “turistlerin” de çektiklerini çok gördüm.
Yaşlı turistler kadar, tekerlekli sandalye ile seyahat edenler de; Üçkapılar’ı gördükten sonra Kaleiçi’ne girmek isterler. Ama ne mümkün! Bazen yakınları taşırlar o merdivenlerden!
Hamile anneler, bebek arabalı anneler de aynı eziyete katlanırlar.
Yıllar önce ben yazdım.
Gelin bu eziyete bir son verin. Üstten, aşağı inmeden karşıdan karşıya bir “küçük köprü” yapılsın diye! Yani “Turistler; tekerlekli arabayla, pusetle rahatça gelip geçsinler” dedim.
YANLIŞ KÖPRÜ
O zaman da belediye başkanımız yine Menderes TÜREL’di.
Benim bu yazıyı “tercüme” edenler galiba “yanlış tercüme” etmişler. Kendi fikirleriymiş gibi bir şeyler eklemek istemişler galiba! “Yukarıdan bir köprü yapılsa iyi olur” cümlemi; onlar “aşağıdan” bir köprü olarak değiştirip Başkan’a onaylatmışlar.
Üçkapılar’ın altındaki köprünün böyle bir öyküsü vardır bende!
Cuma günü oralardaydım.
Kaleiçi’ne girişteki bitmeyen inşaat iskelesi “hortlak” gibi turistlerin çektikleri her fotoğrafta çıkmaya devam ediyor!
Kaleiçi’ne giren turistlerin toplandığı o alandaki “cep taksi” durağı, hâlâ “korsan” olarak duruyor!
Sağ taraftaki kuleye çıkıp bakmak istedim.
Üff!
Giriş kısmı tamamen oradaki bir işyerinin masa sandalyesi kadar, tekerleklerle, fıçılarla, saksılarla, bez afişlerle kapatılmış!
Orası o mülke aitse, bu işgal normaldir.
Ama orası ‘Belediye’nin ise lütfen o Kule’nin etrafını boşaltınız.
Burası turistik bir yerdir.
Onların ziyaretlerine lütfen sizler de yardımcı olunuz.
Kaleiçi’nin mülkiyeti size ait olsa bile; “kamusal-sit alanı” özelliği vardır. Herkes istediğini yapamıyor.
Bunu sizler de biliyorsunuz!
+++
YEREL GAZETELER
Muratpaşa Belediye Başkanı da destek verdi; yerel gazeteleri okuyunuz diye.
Hürses Gazetesi Medya Grup Başkanı Uğur KESKİN de köşe yazılarında bu konuda çok güzel yorumlar yaptı.
Maalesef yerel gazeteler, hâlâ 50 sene önceki alışkanlıklarından vazgeçmiyorlar.
Dolmuşçu şoförlerin “patrona akşam hesap verecem…”deyip yavaş yavaş gitmeleri ve yolcuları hiç önemsemedikleri gibi;
“Fotokopi” ya da “çek/yapıştır” deyimleriyle; gazete çıkarmaya devam etmeleri de öyle bir şey!
SARI BASIN
Okuyucu yok!
Gazete mi, gazete!
Başına; çenesi kuvvetli, tecrübeli “sarı” basın kartı olanı da koydu mu tamam?
YERİNDE SAYIYORLAR
Gazetecilik ilkelerine uymayan, okuyucuya yönelik bir çaba göstermeyen bu gazetelerin akıbeti n’olacak!
Yaş pasta yerken grup fotoğraflarını “facebook” ta haber yapmaktan başka haber yapamayacaklar mı?
HÜRSES AŞTI
Bir yerel gazetenin yapması gereken hamleleri yaparak; sayfa sayısını ve okuyucunun ilgisini çeken haberler, konular bularak çıtasını yükseltti.
Ya onlar?
Yaş pasta haberlerine yapılan yorumları yayınlayıp, yapılan eleştirilere “seni sildim” derdindeler.
Vah vah!
Yorumlar
Kalan Karakter: