Ve de köyleri, mezraları..
Yatırım kadar elzem gördükleri, küçük küçük dokunuşlar bekliyor..
‘’En iyi Menderes Türel yapar…’’ düşüncesinde olan binlerce insan AKP’ ye değil, Menderes Türel’e oy verdi..
Alenen de söylediler..
Nedenlerinde haksız sayılmazlardı..
Belediye Başkanlığı yapmış olması..
Dönemin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı’nca sevilmesi..
AKP’nin Teşkilatlanmadan sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı..
Türel’in artıları bellendi.
AKP’nin iktidarda olması da bonusu.
….
Bürokrasi.. Bakanlıklar.. Parti teşkilatı..
Kim karşısında olabilirdi ki..?
Hiç kimsenin yapamadığı güzel şeyler yapmasına kim engel olabilir ki?
Bu olumluluklara, Türel’in sevgisi ve birikimi de eklenince..
Beklentiler tavan yaptı..
Denizle aralarına giren çok katlı yıldızlılar..
Raptı zaptı altında, işgal edilmiş sahiller..
Sahip ve işletmecilerinin..
Sanki, Hükümet arkalarında..
Kimse elleşemez havaları..
Özellikle sahillerdeki kaçak yapılaşmaları..
‘’Çözerse Türel çözer..
O’na kimse dokunamaz..
Erişemez..’’olgusunu hakim kıldı..
……
Dönemin beldeleri, şimdinin mahalleleri,
‘’Hizmet’’diye..
‘‘Güzelleştirme’’ adına beton yığınına dönüştürüldü.
O dönemin belde belediye başkanlarınca..
Yaşam alanlarının eski nostaljileri kaybettirildi..
Menderes Türel’in, küçük dokunuşlarla, olumsuzlukları olumluya çevireceğine olan inanç.
Bu yöndeki arzuları da depreştirdi..
…
Ve insanlar beklemede..
Türel’in, Doğudan, batıya bir bir gezmesi, sorunları yerinde dinlemesi..
Güzel olmasına güzel de..
Tüm yöre..
Oraları karış, karış gezip, nelerin öncelikli olduğunu, turist akışına katkı sağlayacağını belirleyici, uzmanları bekliyor..
‘’Gezdim oldu.. Yaptım oldu’ya’’ getirilmekten çok..
Türel farkı bekleniyor.
Daha çok kaynak aktarımı ve önceliklerin..
Özellikle de yaşayanların önceliklerinin ön alması isteniyor..
…
İstek ve beklentiler diri tutuluyor..
Umutlar kesilmiş değil..
Zaman tanıdılar.
Kendilerince bahaneleri de var.
Özetle;
‘’Yerine ısınsın,’’ tükendi..
‘’Bölgeleri bir de şu anki konumu ile tanısın,’’ tükenmek üzere..
Şimdilerde;
‘’Hele şu seçimler bir geçsin..’’
Vatandaşın kendince verdiği son şans..
Daha doğrusu;
Oluşturulan vatandaş bahanesinin sonuncusu.
Türel sevgisi kadar, beklentileri yerine getirecek donanımda olması..
İyi niyetli olması..
Yapacağına getirilen kanaati vatandaş opsiyonunun ana kaynağı oldu.
…
Tuz var.. Un var..
Yağ var.. Şeker var..
Yerel yönetim, politik deneyim var..
Var da var..
Hal böyle olunca..
Vatandaş, sorunların çözümü için bel bağlamasın da kim bağlasın?
Beklentilerin yerine gelememesi durumunda, yaşayacakları şok.
Geçirecekleri travmanın bedeli kendilerine çok ağır olacak..
Faturası kime, ne şekilde ve ne kadar çıkarılmış olursa olsun..
Neticeten;
‘’Dağ-taş.. Her bir yan..
Şehir merkezlerinden, ören yerlere, yaylalara dek..
Açılan, açılmakta olan her çukurun kıyıcığında..
Yapılacak iş, verilecek hizmetin..
Büyük, küçük olması fark etmeksizin..
Büyük fotoğraflı.. Çarpıcı sloganlı..
İri tabelalarla donatılı..
‘’Tabela miktarı kadar olsun, hizmet gelsin.. Bakın neler olur’’ demedeler ki..
Haklılar..
Yorumlar
Kalan Karakter: