İçişleri Bakanlığının ilgili yönetmeliğine göre; 52 ayrı trafik suçu için tutanak düzenleyip, bir hafta içinde ilgili trafik denetleme şube müdürlüğüne teslim etmektedirler. Bundan sonra ilgili müdürlük, bu suç tutanaklarını, suç işleyenlerin adreslerine suç zaptı olarak göndermektedir.
Sabıkası olmayan 40 yaş üstü, en az 10 yıl ehliyet sahibi olan ve referans verebilen kişiler arasından seçilen bu müfettişler, ülke sınırları içinde 52 türlü trafik suçuna tutanak düzenlemeye yetkili kılınmışlardır.
Bu yıl Antalya’ya 900 yeni fahri müfettiş kadrosu verilmiştir. Bunun anlamı; fahri müfettişlerin işlerini iyi yaptıkları ve daha iyi sonuç almak için daha fazla kadroya ihtiyaç duyulduğudur.
Gerçekten, yaz aylarında tatilcilerin oluşturduğu yoğunlukla sadece trafik polislerinin baş etmesi kolay değildir. Burada devreye fahri trafik müfettişleri girmekte ve öz veri ile trafiğin kurallarına uygun şekilde düzenli akması için ellerinden gelenleri yaptıklarına inanıyorum.
Doğal olarak, müfettişlerce suçlananlar, itiraz etmekte, dava açmakta, suçu işlemediklerini ispata çalışmaktadırlar. Ancak, hiçbir müfettiş hayali tutanak düzenleyemez, bu bir suçtur. Böyle kasıtlı davrananlar olursa, müfettişlik yetkileri hemen iptal edilir.
Fahri trafik müfettişleri, kendilerini hiçbir şekilde tanıtmazlar ve idare tarafından tanıtılmazlar. Onun için suç işleyenlerin muhatapları trafik polisleri olmaktadır. Üst bürokrat, savcı, hakim ve milletvekillerinin itirazlarında bu görevliler mağdur edilmekte, hatta başka görevlere veya illere tayin edilmektedirler.
İşte gelişmiş ülkelerden farkımız burada ortaya çıkıyor. Bir makama gelen o makamın kendisinin malı zannediyor. Yolcu olduğunu bir türlü idrak edemiyor ve ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun?’ ile itirazlara başlıyorlar. Sen o göreve atanmış veya belli bir süre için seçilmiş kişisin, senin sade vatandaştan farklı bir muamele görmeni düzenleyen herhangi bir yasa yok. Dokunulmazlık, adi suçları kapsamaz. Bunu bilincinde olunmadığı sürece gönüllü çalışanlar bir şekilde yıldırılmaya çalışılır.
İşin özü, trafik kurallarının en iyi şekilde ayrım yapılmaksızın herkese uygulanmasıdır. Hollanda başbakanının koruma ordusu olmadan bisikleti ile tek başına resmi toplantılara katılmasını özlemle TV de seyrettik, önceki Cumhurbaşkanımızın Sayın Ahmet Necdet Sezer’in, trafik kurallarına uyması, kırmızı ışıkta beklemesi, trafik kurallarına uymanın toplumsal bir gereksinim olduğunu, eskortlar arasında tüm kuralları çiğneyerek, vatandaşı hiçe saymanın, hiçbir yasal dayanağının olmadığının bir kanıtıdır.
Bu arada, trafik kurallarını çiğnemede, minibüsler, halk otobüsleri ve taksi esnafı adeta birbiri ile yarışıyor. Durak haricinde yolcu almak, taşıma kapasitesinden fazla yolcu bindirmek, taksi duraklarında beklemesi gereken araçtan fazla taksi bekletmek, yer yoksa kaldırımı işgal etmek, biran önce durağa dönmek için yapılan aşırı sürat ve kural ihlalleri gibi suçları işleyen şoför esnafının ekmek parası kazanmak için yapıyoruz demesinin haklı bir mazereti olamaz. Bu arkadaşlara trafik polisleri veya fahri müfettişler ceza yazmakta haklıdır. Suç tekrar ederse yine ceza yazılmasından doğal bir şey olamaz. Ceza, suçun bir daha yapılmaması için caydırıcı olmak maksadı ile kesilir. Caymıyorsa yeniden ceza yemeğe de hazır olunmalıdır.
Trafik kuralları, her gün caddelerimizde terör estirilen birçok can ve milli servet kayıplarına son vermek için düzenlenmiştir. Bu kurallara uymak bir vatandaşlık borcudur. Kimsenin bu kurallar karşısında özel bir imtiyazı yoktur. Bunu gözetmek Trafik polislerinin ve Fahri Trafik müfettişlerinin görevidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: