Otobüs ve minibüs şoförleri çok ters davranıyor. Oysa o anne, başkalarının oturduğu yerde çocuklarından, torunlarından bir bardak su istediği yaşta. Engelli çocuğu yaşamdan kopmasın, içine kapanmasın diye peşinde geziyor. Yoksa, toplu ‘taşıyamamanız’ da kartınız da sizin olsun der, oturur evinde…
***
Anne, zihinsel engelli olduğu her halinden belli olan en az 8- 9 yaşlarındaki oğlunu, bebek arabasına koymuş, otobüse binmişler. KC 06 ve KL 08’ler ile bir iki hat dışında zaten o çocuğu tekerlekli sandalye ile otobüse bindiremezsiniz. Bebek arabasını iki kişi kaldırıp otobüsün merdivenlerinden aşırtabiliyor. İnecekleri durağa geldiklerinde, anne ve yanındaki bir başka hanım bebek arabasını indirmeye çalışıyor. Tekerlek kapıya takıldı. Şoför sabırsız, aracı hareket ettirecek gibi yaptı. Otobüstekiler seslendi, durdurdu. Bu kez bebek arabasının tutacak kısmı kapıya takıldı. Şoför aracı bir kez daha hareket ettirdi. İçerdekiler bu kez ‘Hop’ diye bağırdı. Otobüsten bir an önce inmek için çabalayan anneden tek ses çıkmadı. Ya şoförlerin davranışlarından bıkmış ya da kaderinden…
Sonunda araçtan indiler. Şoför, “Akşama kadar bunları bekleyeceğiz sanki” diye yüksek sesle söylendi. Arkalardan bir kadın daha da yüksek sesle ona diklendi. “Bekleyeceksin tabii. Sen de bekleyeceksin, ben de bekleyeceğim. Keyfinden mi oyalandı kadın? Taksiye verecek parası olsa, altında arabası olsa senin dırdırını mı çeker” diye.
Şoför sustu. O bebek arabasını indirmeye çalışan iki kadına yardım etmek için yerinden kıpırdamayan herkes de sustu.
***
Anne, bedensel engelli kızı ile Işıklar Caddesi’nde otobüs bekliyor. KC 06 geliyor. Anne orta kapının içindeki rampayı açmaya çalışırken, şoför avaz avaz bağırmaya başlıyor. Anne önce anlamıyor, sonra bedensel engellilerin tekerlekli sandalye ile binmesi gereken yerde bir bebek arabası olduğu için şoförün onları araca almak istemediğini kavrıyor. Anne itiraz ediyor, “Bebek aracı kenara çekilir, benim kızımın tekerlekli sandalyesi ona ayrılan yere geçer” diye…
Sonuç mu?
Şoför basıp gidiyor. Onlar bir sonraki KC 06’ya biniyor. Aracın plakasını almışlar, sonra şikayet etmemişler. Hangi birini şikayet edeceksin!
***
Toplu ‘taşıyamama’ araçlarında camlar ve kapılar açık. Araç hareket halindeyken saç baş rüzgardan karmakarışık ama hiç olmazsa serinleyerek gidiyoruz. Otobüs, kırmızı ışıkta veya durakta durduğunda ise cehennem deneyimlemek için öte dünyaya gitmeye ne hacet!
Biri eğer ‘klima’ diyecek olursa, şoför davranışları üçe ayrılıyor: Duymazdan gelme, fanı çalıştırıp klima açmış gibi yapma veya ‘Biraz önce bozuldu’ deme…
***
Değerli belediye yetkilileri,
Eskiden ‘münferit’ sayılabilecek bu sorunlar birkaç aydır sıkıntı veren boyutlara ulaştı. Şoförler aynı olduğuna göre neyin değiştiğini, neden toplu ‘taşıyamadığınızı’ bir gözden geçirin isterseniz.
Not: İlk ve üçüncü öyküdeki anneler ve çocukları, dostlarım. İkinci öyküye gelince, orada da şoföre sert çıkan kadın benim. Diyeceğim o ki, size uyduruk öyküler anlatmadım.
Yorumlar
Kalan Karakter: